Peki Türkiye bu süreci nasıl değerlendiriyor? Ankara’nın bu süreçle ilgili beklentileri neler?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan TÜRKSAM Başkanı Ahmet Gencehan Babiş, şu değerlendirmelerde bulundu.
Astana sürecinde Suriye muhalefetinin oynayacağı rol önemli. Onların, Esad rejimi ile nasıl bir uzlaşı yakalayacakları noktasında büyük bir diplomatik çaba sarfediliyor.
Cenevre süreci öncesi Türkiye, Rusya ve İran’ın katıldığı üçlü Astana sürecinin iyi bir noktaya getirilmesi mümkün. Ama Suriye çözüm sürecinde Amerika Birleşik Devletleri, koalisyon güçleri ve Avrupa Birliği önemli aktörlerdir. Özellikle ABD’nin, Donald Trump’la birlikte Suriye ile ilgili politikalarını daha henüz net bir biçimde ortay koymadığını görüyoruz. Başkan Trump, IŞİD’e karşı olduğunu belirtiyor. Ama YPG ile arasına şu anda net bir çizgi koymuş değil. Kaldı ki Obama döneminde YPG’nin, ABD’nin özellikle kara güçleriyle yoğun bir işbirliği vardı. Bu işbirliğinin devam etmemesi konusunda Türkiye açısından olumlu sayılabilecek herhangi bir ifade de gözükmüyor.
Astana sürecine aslında ortak bir uzlaşıdan ziyade Cenevre’ye giden yolda önemli bir basamak olarak görmek gerekiyor. Astana süreci, Suriye içerisindeki huzura gidebilecek bir yolda önemli bir aşama olabilir. İlki de öyleydi. İkincisi de umarız, iyi bir sonuçla noktalanır.