Örneğin, geçen hafta Rusya, Türkiye ve İran’ın temsilcilerinin katıldığı ve Suriye’de ateşkesin güçlendirilmesini ve uygulanmasını sağlamak üzere ortak izleme ve denetleme mekanizmasının kurulması için bir toplantı gerçekleşti. Ürdün, gözlemci statüsüyle sürece dahil oldu. Bazı yeni silahlı muhalif örgütler, 29 Aralık ateşkes sözleşmesine katıldı.
Görüldüğü gibi, Astana süreci başarılı bir şekilde ilerlemeye devam ediyor.
Uzmanlar bu süreci, Suriye krizinin çözümünde en etkili ve perspektifli olarak değerlendiriyor. Uluslararası toplum, Astana’da elde edilecek sonuçların Cenevre görüşmeleri için bir temel oluşturacağını temenni etmekte. Astana sürecinden böyle beklentilerin olduğu bir ortamda yarın başlayacak olan görüşmelerden somut olarak neler bekleniyor?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan Dış Politika Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Uluslararası Programlar Başkanı Emekli Büyükelçi Oktay Aksoy, şu değerlendirmelerde bulundu.
Bu sürecin, kolay bir süreç olmadığı muhakkak. Ama özellikle Türkiye, Rusya ve İran’ın gayretleri sonucunda belirli bir noktaya gelindi. Cenevre görüşmeleri için bir ortam hazırlanmaya çalışılıyor.
Bu arada, biliyorsunuz, birtakım ateşkes ihlalleri de oluyor. Muhalif grupların birkaçı bundan şikayetçi, onun için toplantıya katılalım katılmayalım tartışmaları oluyor. Maalesef çok uzun süren bir tartışma ortamından ve hala devam eden bazı sıkıntılardan ve DAEŞ’le olan çatışmalardan dolayı hemen bir sonuç alma imkanı yok.
Yine de Astana süreci, bütün güçlüklere rağmen şimdiye kadarki en olumlu süreç. Bu sürecin sonuçlandırılabilmesi, Türkiye, Rusya ve İran’ın açısından bir başarı olacaktır. Ümit edilir ki, bu sürece Amerika Birleşik Devletleri de çeşitli şekillerde dahil edilecektir. Ancak orada yeni başkanın, kadrosunu dahi tam oturtabilmiş olmadığı ortaya çıkıyor. Dolayısıyla onlardan ciddi bir katkı beklenemiyor, alınamıyor. Biz yine de Cenevre görüşmeleri başlayana kadar Amerika’nın olumlu katkılarının sağlanabileceğini ümit ediyoruz. Şu ana kadar başarılı götürülen bir sürecin sonuçlanmasını ve Suriye’de bir barış ortamının sağlanmasını ümit ediyoruz.