"II. Abdülhamid birinci yılında aldığı kararla Dolmabahçe Sarayı'ndan Yıldız Sarayı'na taşındı. Hükümetin bütün yetkilerini Yıldız Sarayı'na toplayarak,Yıldız Sarayı'nda bir kabine kurdu. Gölge hükümet gibi çalışmaya başlayan bu kabine ile hükümetin tüm icraatlarını yavaş yavaş Yıldız Sarayı'na çekti. Yıldız Sarayı'nı iç ve dış politikada belirleyici unsur olarak belirleyerek başkan oldu ve yetkilerini yukarıya doğru topladı. Böylelikle, artık işlemez hale gelen, hantallaşan, dış tesirlere açık Babıali'nin gücünü Yıldız Sarayı'na taşımış oldu."
'BAŞKANLIK SİSTEMİYLE DEVLET GÜÇ KAZANDI'
Yetkilerin Yıldız Sarayı'nda toplanmasıyla bürokrasinin azalıp icraatların hızlandığını aktaran Örenç, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
"II. Abdülhamid, dünyanın neresinde bir uzman varsa onu danışman olarak Yıldız Sarayı'na getirdi. Din, hukuk, ziraat alanında dünyada uzman kim varsa onu maaşa bağlamayıp, hükümete tavsiyelerde bulunmasını istedi. Bu dönemde Başkanlık Sistemi'ne geçilmesiyle ne oldu sorusunun cevabı, imparatorluğun hızla işlemeye başlamasıdır. Abdülhamid'in bu yönetim anlayışı Osmanlı'ya tekrar hız, istikrar, dinamizm getirdi, böylece devletin direnci arttı. Yıldız Sarayı'nda alınan kararları uygulamaya geçirdikten sonra devletin gücü hız kazanmaya başladı. Bu da ekonominin güçlenmesini sağladı."

'ABDÜLHAMİD DÖNEMİNDE YAŞANANLAR BUGÜNLERE BENZİYOR'
"Sultan Abdülhamid'in tahta çıktığı zaman Babıali Hükümeti ile arasında çift başlılık kaosu yaşanıyordu. Babıali tümüyle Batı'nın kontrolündeydi. İngiltere, Fransa ve Rusya elçilerinin yönlendirdiği Babıali'de bürokratlar vardı. Hatta Avrupalılar Babıali'ye diktatörlük diyordu. Padişahı tanımıyorlar, devletin tüm politikalarını Babıali'de kendileri belirliyorlardı."