ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesi sonunda gerçekleşirken, iki taraftan da bir süredir sıkıntıdaki ilişkilere dair ‘pozitif' mesajlar verildi. NATO'daki müttefiklik ilişkileri ve ikili ilişkilerin geliştirilmesi ile terörün her türlüsüne karşı mücadeleye bağlı olunduğu vurguları yapıldı. Ardından CIA Başkanı Türkiye'yi ziyaret etti. Türkiye-ABD ilişkilerine dair verilen mesajları ve ziyareti ODTÜ Uluslararası İlişkiler bölümünden Prof. Hüseyin Bağcı ile konuştuk.
‘FETÖ TRUMP'IN ÖNCELİKLERİNDEN BİRİ DEĞİL'
‘RUSYA VE ABD KÜRTLERE SEMPATİYLE BAKIYOR'
‘ABD İÇİN İHVAN MÜCADELE EDİLMESİ GEREKEN GRUPLAR ARASINDA'
Trump yönetimi için Suriye'de savaşan gruplarla ilgili İslami ya da İslamcı gözetmeksizin mücadele edeceğini savunan Bağcı,"Hem İran hem de İhvan Trump'ın gözünde mücadele edilmesi gereken gruplar arasında yer alıyor. O nedenle zaten Mısır Devlet Başkanı ilk olarak arandı. Başından itibaren de destek vereceğini söyledi Trump. Belki de Ortadoğu'da Müslüman Kardeşler ile mücadele konusunda ABD garantisini alan tek ülke Mısır" diye konuştu.
‘TRUMP İRAN İLE İLGİLİ ÇOK İLERİ GİDEMEZ'
Trump'ın İran ile ilgili 'elinden geleni ardına koymayacağını' söyleyen Bağcı, askeri müdahelenin ise gerçekleşmeyeceğini savundu. İran'ın arkasında Çin ve Rusya gibi iki ülkenin olduğuna dikkat çeken Bağcı, şu tespitleri yaptı:
‘ABD, TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ YAPMAK ZORUNDA'
'TÜRKİYE-ABD ORTAKLIĞININ SÜRMESİ DOĞASI GEREĞİ'
ABD ve Türkiye'nin hem IŞİD'le mücadelede ve Suriye'nin geleceği konusunda mutabakata varmaları gerektiğine dikkat çeken Bağcı, buna rağmen iki ülkenin Kürtlerle ilgili politikalarının eşgüdümlü olmayacağını söyledi. Türkiye'nin Kürtlerle ilgili baskı yaratmak konusunda elinin güçlü olduğunu savunan Bağcı, "Hem El Bab'da olan, hem de bölgeye en yakın ülke olarak Türkiye'siz bir politikayı ABD'nin tek başına yapması zor. Bir de buna Rusya faktörünü eklerseniz, ABD yeni stratejilerine Türkiye'yi nasıl entegre edebilir, bunu hem ikili anlamda, hem de NATO çerçevesi içerisinde düşünmesi lazım. Yani İncirlik'ten kalkacak ya da Türkiye sınırları içinden kalkacak uçakların DAEŞ hedeflerini vururken ABD ile koordineli hareket etmesi de bence doğası gereği. Yani özel bir durum değil. Doğal olmayan durum her iki tarafın birbirinden farklı politikalar sergilemesi olur" dedi.
‘TÜRKİYE MUTLAKA DENKLEMİN İÇİNDE YER ALMALI'
Türkiye'nin Rakka operasyonuna katılmasının, ABD üzerinde Kürtlere yönelik talepleriyle ilgili baskı kurduğu sonucunu çıkartacağını söyleyen Bağcı, "Çünkü yerel güçlerin bunu tek başına başarmaları mümkün değil. Yani YPG'nin ya da PYD'nin tek başına DAEŞ'le mücadele etmelerini beklemek mümkün değil. Sadece ve sadece koalisyon güçlerinin desteği ile burada başarı kazanılabilir. Zaten şu anda El Bab'da çok yoğun çatışmalar sürüyor. CIA Başkanı'nın da Türkiye gelmesi de bence yerinde ve doğru bir karar, bölgedeki gelişmeleri göz önüne aldığımızda. Bir de hangi politika takip edilecekse edilsin bölgesel güç olarak Türkiye'nin denklemin içinde olma gerçeği var. Türkiye denklemin içinde. Ama ne kadar içerisinde veya ne kadar dışarısında olacağını önümüzdeki günlerdeki müzakereler belirleyecek. Ama Türkiye'ye gelmesi yerinde ve doğrudur" diye konuştu.
‘HEM ABD HEM RUSYA TÜRKİYE'Yİ KENDİ TARAFINA ÇEKMEK İSTİYOR'
Rusya'nın da ABD gibi Kürtlere sempati ile baktığını belirten Bağcı, İbrahim Kalın tarafından yapılan ‘Türkiye Suriye'nin sınırsal bütünlüğünü tanımaktadır. Bu çerçeve içinde de politikalarını genişletmektedir' sözlerine dikkat çekerek, şu tespitlerde bulundu:
"Suriye ve Rusya arasındaki ilişki çok ayrı bir organik ilişki. Türkiye'nin Rusya ile yaklaşımı bölgenin DAEŞ'ten temizlenmesi. Türkiye ve Rusya'yı bir araya getiren şey DAEŞ ile mücadelede ortak çıkarları takip etmek. Bu bizim tarihimizde özellikle askeri anlamda ilk defa oluyor zaten, askeri anlamda birlikte müdahelede bulunmaları. Türkiye ABD ve Rusya ekseni çok önemli. Hem ABD'nin hem Rusya'ın Türkiye ile birlikte olma zorunlulukları var. Neden? Bölgesel güç olarak Türkiye'nin bu coğrafyada olması itibariyle ve başından itibaren de Suriye'deki gelişmelerden çok büyük deneyimi var. Her iki taraf da Türkiye'yi kendi tarafına çekmek için veya Türkiye üzerinde daha fazla etki oluşturmak için politikalarını sürdürecekler. Bunu böyle görmek lazım. Türkiye'nin de avantajı her iki tarafa da oynayabilme şansının olması. Buna sandviç politikası denir. Yani Türkiye iki sandviçin içindeki peynir gibi. Aşağıdan da bastırsa aynı güç, yukardan da bastırsa aynı güç. Arada tost olmayalım da.. Böyle bir ihtimal de var."