Marmara Üniversitesi'ndeki, görevine Kanun Hükmünde Kararname ile son verilen, Prof.Dr. İbrahim Kaboğlu, kararı ‘utanç vesikası' olarak nitelendirdi:
"Türkiye 15 Temmuz gecesi bir darbe teşebbüsüyle karşılaştı. Ondan sonra bu darbenin kalıntılarının temizlemek ve darbe girişimcilerini yaptırımlara tabi tutmak için OHAL ilan edilerek KHK'lar çıkarıldı. Bu üçlü ilişkiye baktığınız zaman, Kanun Hükmünde Kararnamelerle alınacak tedbirler ve hedef belirlenmiş durumda. Böyle olduğu halde hiç ilgisi olmayan bir kişi olarak ben, görevimden alınıyorum ve ‘bağlantılı' denilerek bu kategoriye konuluyorum. Yani aslında karar ayıbın da çok ötesine bir utanç vesikasıdır."
Hakkında hiçbir soruşturma bulunmadığını söyleyen Prof Dr. Kaboğlu, 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili düşüncelerini hem çalıştığı gazetedeki köşesinde hem de RS FM'de 'Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle' programında dile getirdiğini söyledi.
"Benin yazdığım, konuştuğum, dile getirdiğim hususlar tamamen ifade özgürlüğü çerçevesinde bir uzmanın yerine getirmesi gereken asgari görev ve sorumluluktur."
'BAKANLAR KURULU BU YANLIŞI DÜZELTMELİ'
Görevden alma kararı hakkında Adalet Bakanı'nın "Yanlış yapıldıysa düzeltilir" açıklamasını da değerlendiren Prof. Dr. Kaboğlu, Adalet bakanın açıklamasının iki anlamı olduğuna dikkat çekti:
'ASILSIZ İHBARLARLA İNSANLARIN HAYATI KARARTILIYOR'
Son KHK ile görevinden atılan bir diğer isim İzmir'de görev yapan bir orkestra şefi. Kültür Bakanlığı kadrosundaki işine son verilmesine sadece kendisi değil iktidara yakınlığıyla bilinen gazeteler de bir anlam verebilmiş değil. Orkestra şefi İbrahim Yazıcı, RS FM'de 'Yavuz Oğhan'dan Bidebunudinle' programına katılarak, kimsenin bilmediği o 'Niye attılar sizi?' sorusuna yanıt aradı.
İbrahim Yazıcı, görevinden atılmayla sonuçlanan sürecin, bir hafta önce bir müfettişin kendisiyle görüşme yapmasından sonra başladığını tahmin ediyor.
"Müfettiş, hakkımda bir şikayet olduğunu söyledi ve sosyal medyadaki paylaşımlarımdan söz etti. Ama hayatını sanata vakfetmiş birisi olarak ne kadar zararlı bir paylaşım yapmış olabilirim bilemedim. Çok üstün körü alınmış bir karar. Ben hayatımı sanatıma vakfetmiş bir olarak bu kararın doğru olmadığını düşünüyorum."
'SESİ ÇOK ÇIKANLAR, SESİ CILIZ ÇIKANA HAYAT ŞANSI TANIMALI'
İsimsiz asılsız ihbarlarla insanların hayatlarının karartıldığı zor zamanlardan geçtiğimizi belirten Yazıcı, içinde bulunduğumuz durumu ve çıkış formülünü bir sanatçı üslubuyla tarif etti:
"Orkestra dediğimiz şey tam bir demokratik yapıdır. Demokrasi dediğimiz şey herkesin bir arada birbirini dinlemeden bağırdığı bir yer değildir. Sesi en kuvvetli Korno, Tuba gibi enstrümanlar, en cılız en zayıf enstrümanların sesi duyacak kadar üfledikleri ve bir ahenk yakaladıkları zaman orkestra dediğimiz güzellik çıkıyor. O yüzden sesi çok çıkanlar sesi cılız çıkanlara bir hayat şansı tanırlarsa eminim ki toplum çok daha güzel günlere doğru gidecek. Ben yapılan hataların çok kolay çözülebileceğine inanıyorum."