“Çin askeri güçleri kılıcını çıkarıp ulusal çıkarlarını koruma cesaretine sahiptir” denilen açıklamada, geçmişte ‘düşmanlarından sayıca az ya da daha az donanımlı olmasına karşın çok sayıda mucize ürettiklerini’ belirtilerek şu ifadeler kullanıldı: “Bugün birliklerimiz, hem iyi donanımlı hem de daha yüksek enerjili. Dongfeng serisi balistik füzelerle donanmış ÇHKO, onlara savaşa hazır olduğunu ve kokmadığını gösterecek. Savaş istemiyoruz ancak birileri Çin’in kapısını çalarsa savaştan da korkmayız.”
‘ABD’Yİ YENİDEN BÜYÜK YAPMAK İSTİYORLARSA İÇİŞLERİNE ODAKLANMALILAR’
ÇHKO’nun internet sitesinde paylaşılan diğer bir makalede de “Bazı Amerikalı politikacılar, dünya lideri konumlarının sürmesini Çin ile Asya Pasifik bölgesinde yapacakları mücadeleye bağlıyor ancak bu oyun son derece tehlikeli ve mantıksız” ifadeleri kullanıldı.
ABD Başkanı Donald Trump’a gönderme yapılan yazıda, “Eğer ABD’yi yeniden büyük yapmak istiyorlarsa kendi içişlerine odaklanmaları gerekiyor” ifadesi kullanıldı.
Kampanya döneminde ve başkanlık koltuğuna oturduktan sonra birçok kez ABD ile Çin arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin yapısından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Trump’ın yeni dönemde Pekin ile nasıl bir ilişki kuracağı merak ediliyor.
Trump, daha önce sosyal medya üzerinden, “Çin, Güney Çin Denizi’nin ortasına askeri üs inşa ederken bize sordu mu? Hiç sanmıyorum” paylaşımında bulunmuştu.
ABD’den gelen açıklamalar Trump’ın tweetleriyle sınırlı değil. ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, geçen ay yaptığı açıklamada, “Çin’in Güney Çin Denizi’ne erişimini engellemeliyiz” diye konuşmuştu. Savunma Bakanı James Mattis de Japonya ziyaretinde, Pekin yönetimini eylemleriyle “bölge ülkelerinin güvenini zedelemekle” suçlamıştı.
Pekin hükümeti, Güney Çin Denizi’nde yaklaşık 3 milyon kilometrekare büyüklüğündeki bölgenin yüzde 80’i üzerinde hak iddia ediyor. Pekin, bu iddiasını 1940’lardan kalma bir haritaya dayandırıyor.
Güney Çin Denizi’nde oluşturduğu yapay adalar üzerine hava üssü ve sivil tesisler inşa ederek ihtilaflı sularda konumunu güçlendirmeye çalışan Pekin yönetimi, yer altı kaynakları açısından zengin Güney Çin Denizi’nde başta Filipinler olmak üzere Vietnam, Brunei ve Malezya’nın da aralarında bulunduğu bölge ülkeleriyle egemenlik tartışmaları yaşıyor.
Washington yönetimi, ihtilaflı Güney Çin Denizi’nin, seyrüsefer özgürlüğü olan uluslararası sulara dahil olduğunu ileri sürerek bölgeye askeri unsurlar gönderiyor. ABD yetkilileri, tartışmalı sulardaki yapay adalarda tesisler inşa eden Çin’e ‘uluslararası hukuku ihlal ederek bölgeyi askerileştirdiği’ suçlamasında bulunuyor.