'IŞİD kadınlara ve çocuklara bile işkence yapıyordu'

Sputnik'e konuşan S. lakaplı kadın, teröristlerin bakımsız bırakılan küçük çocuklara saldırarak onlara vahşice işkenceler yaptığını söyüyor.

KÜÇÜK ÇOCUKLARA BİLE İŞKENCE YAPIYORLAR

IŞİD'in yaşları 10'dan bile küçük kız çocuklarına işkence yaptığını aktaran S. şöyle konuştu: "IŞİD'li kadınlar sokakta iki küçük kızı yakalayarak anne babalarından 'kırbaç veya ısırık' arasında seçim yapmalarını istedi. Veileri, en kötü ihtimalle çocuğun vücudunda diş izi kalacağını düşünerek ısırığı seçiyordu. Ancak ısırıklar metalik bir aletle yapılıyordu. Bu aletler derin ve çok acı verici yaralar bırakıyordu. Her iki çocuk da kan kaybından hayatını kaybetti."

GİYİM KURALLARINA UYMAYANLARA SERT CEZA

Militanların Musul sakinlerinin giyimiyle ilgili sıkı kurallar koyduğunu ve bu kurallara uymayanların çok sert biçimde cezalandırıldığını söyleyen S., "Kadınlar siyah giymek zorundaydı, çanta ve çorapların rengi bile farklı olmamalıydı. Sadece düz taban ayakkabıya izin vardı. Her türlü makyaj yasaktı. Eldivenlerin takılması zorunluydu. Kadınlar ayrıca yüzlerini 2 kat kumaş ardında saklamaya zorlanıyordu. Birçoğu bu tür giyim içinde nefes alamadığı için aylarca evden çıkamıyordu" dedi.

'GÖZLEMCİLER VATANDAŞLARI DENETLİYORDU'

İşgal sırasında kentin her yerinde bulunan özel 'gözlemcilerin' sokaktan geçen vatandaşları denetlediğini belirten Musullu kadın, şöyle konuştu: "Onlara görünmeden geçmek mümkün değildi. Gözlemciler neredeyse her geçene kırbaçla vuruyor, küçük bir hata yüzünden ceza veriyordu. Hiçbir bahane kabul etmiyorlardı."

'KIRBAÇLANAN KADIN YAŞAMINI YİTİRDİ'

"Bir keresinde IŞİD üyeleri, Musul'un doğusunda bir pazar yerinde durdurdukları bir kadının başörtüsünü çekip yüzünü açtı. Kadın sokağın ortasında 30 kez kırbaçlandı. Komşuları susarak bu işkenceyi hiçbir şey yapamadan izledi çünkü benzer bir cezadan korkuyorlardı. Dövülen kadın birkaç saat sonra hayatını kaybetti."

'ELEŞTİRİDE BULUNANLARIN AĞZI DİKİLİYORDU'

"IŞİD gözlemcileri sadece kadınları gözlemiyordu. Erkeklerden tıraş olmamaları ve kısa pantolon giymeleri bekleniyordu. Sigara içenler çok sert biçimde cezalandrılıyordu; kırbaçlanıyor, para cezası kesiliyordu. Militanların eleştiriye tahammülü yoktu. Eleştiride bulunanların ağzı iple dikiliyordu."

Kendisinin ve ailesinin evden çıkmamaya gayret ettiğini söyleyen S., işgalin ilk yılında sürekli televizyon izliyor, internet üzerinden arkadaşlarıyla sohbet ettiğini anlatıyor: "Teröristler Musul ve dış dünya arasındaki bağı tamamen koparınca kitap okuyarak işgalin dehşetinden kaçmaya çalışıyorduk. Çocukları sokağa bırakmıyorduk, bu da onların fiziksel ve ruhsal sağlığı üzerinde etki bıraktı."

'ÇOCUKLARIN AŞILANMASINI YASAKLADILAR'

Sağlık ve eğitim hizmeti namına pek bir şey bulunmadığını ifade ede S., devam etti: "Çocuklara aşı yapmak yasaklandı. Çoğu çocuk bir yıl boyunca doktora görünmedi. Sağlık hizmetinin devam etmesine rağmen insanlar doktora gitmemeyi tercih ediyordu. Musul'un birçok hastanesi IŞİD'in adamlarının kontrolündeydi. Muayene edenler ceza vermek için adeta bahane arıyordu. Tedavi için hastaneye gidenler böylece aşağılanıyor, küçük düşürülüyordu."