Ankara, Merkel’in ziyaretinden ne bekliyor?

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Ankara ziyaretinin önemli olduğunu kaydeden Gülpınar, Türkiye'de rahatsızlık yaratan Almanya'daki bazı açıklamalar ve uygulamaların ziyaret sırasında en üst düzeyde dile getirileceğini söyledi. Gülpınar'a göre, mülteci sorunun yanısıra Almanya'ya sığınma istediği ifade edilen askerlerin durumu da ziyaretin ana gündeminde yer alacak.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, 2 Şubat'ta Türkiye'ye çalışma ziyaretinde bulunacak. Merkel'in Ankara'da Başbakan Binali Yıldırım ile görüşmesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edilmesi bekleniyor. 15 Temmuz darbe girişiminde bombalanan TBMM'yi de ziyaret edeceği ifade edilen Merkel'in, muhalefet partilerin temsilcileri ile de temaslarda bulunacağı belirtiliyor.

MERKEL'İN ZİYARETİNDE GÜNDEM YOĞUN

Merkel'in Ankara ziyaretinin son yıllarda gerilimlere sahne olan Türkiye-Almanya ilişkileri açısından önem taşıyor. Ziyaretin ana gündemini ‘ikili ilişkiler', ‘Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgesel sorunlar', ‘mülteci krizi', ‘terörle mücadelede ve güvenlik' gibi konular oluşturuyor.

ANKARA MERKEL'E RAHATSIZLIKLARINI İLETECEK

Ancak Ankara'nın gündeminde ziyaret sırasında Merkel ile ele almayı planladığı farklı konular da bulunuyor. Ankara'nın, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Almanya'da görevlendirilen bazı imamlara yönelik casusluk iddiaları, Türkiye'de aranan veya yargılanan bazı isimlerin Almanya'da bulunması ve 15 Temmuz darbe girişimi sonrası NATO üslerinde görev yapan 40 askerin iltica başvurusunda bulunduğu iddiaları da gündeme getirmesi bekleniyor.

ALMAN PARLAMENTERLER DE TBMM'DE TEMASLARDA BULUNACAK

Almanya Başbakanı Merkel'in ziyaretinin hemen ardından Federal Meclis'ten, bir milletvekili heyeti de Ankara'ya gelerek TBMM'de temaslarda bulunacak. Alman parlamenterlerin Türkiye-Almanya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu ve AB Uyum Komisyonu üyeleriyle görüşmeler yapacağı da ifade ediliyor.

AK PARTİLİ GÜLPINAR: BU TÜR ZİYARETLER ÖZELLİKLE BU SÜREÇTE BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR

AB Uyum Komisyonu Başkanı AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Kasım Gülpınar, Almanya Başbakanı Merkel'in ve Alman Parlamenterlerin Ankara ziyaretini Sputnik'e değerlendirdi. Bu tür ziyaretlerin özellikle bu süreçte büyük önem arz ettiğini vurgulayan Gülpınar, "Türkiye-Almanya ilişkilerinde özellikle yaşanan gelişmelere baktığımızda hiç arzu etmediğimiz şeyler vuku buldu. Ama şimdi geldiğimiz noktada özellikle AB'nin geleceği açısından baktığımızda çok kritik bir seneye giriyoruz 2017 senesi" dedi. İngiltere çıktıktan sonra Almanya'nın AB'nin lokomotif ülkesi haline geldiğini belirten Gülpınar, bu nedenle de Almanya'daki gelişmelerin de Türkiye'den yakından takip edildiğini belirtti.

'EN ÜST DÜZEYDE DİLE GETİRİLİP MERKEL'E AKTARILACAKTIR'

Almanya'da aynı zamanda seçimlerin gündemde olduğunu, Merkel'in böyle bir süreçte Türkiye'ye geldiğini kaydeden Gülpınar, ziyarette iki tarafında kendi gündem ve ajandalarının olacağını söyledi. Gülpınar, "Onlar sanırım yine geçen seferlerde olduğu gibi Merkel'in diğer ziyaretlerinde olduğu gibi mülteci krizi üzerinden bir gündem oluşturacaklar ama bizim için en az onun kadar önemli farklı bir gündem özellikle 15 Temmuz'dan sonra gelişen ve hala da bazı sıkıntılarını yaşadığımız bir gündemle karşı karşıyayız. Mutlaka bunlar en üst düzeyde dile getirilecektir Sayın Merkel'e aktarılacaktır" dedi.

‘TÜRKİYE'NİN MÜLTECİ SORUNUNDAKİ TUTUMU AB'Yİ RAHATLATAN BİR TAVIR'

Mülteci sorunu AB'nin öncelikli gündem maddeleri arasında. Almanya da Türkiye ile AB'nin bu konuda vardığı mutabakatın devam etmesinden yana. Mülteci sorunuyla ilgili Türkiye'nin tavrında bir değişiklik olur mu? AK Partili Gülpınar, soruyu yanıtlarken Türkiye'nin çabasının artık herkesin gözü önünde olduğunu söyledi. Geçen hafta Malta'da AB Komisyon Başkanları toplantısında, mülteci krizinde gösterdiği çaba nedeniyle Türkiye'ye teşekkür edildiğini ifade eden Gülpınar, şunları söyledi:

"AB'yi hakikaten çok ciddi rahatlatan Türkiye'nin ortaya koyduğu tablo, sergilediği tavır onları da çok ciddi memnun etmiş durumda. Tabi bunların sürekli hale gelmesi lazım, devam ediyor hale gelmesi lazım. Suriye'deki sorun devam ettiği müddetçe mülteci sorunun bir anda çözülmesi, ortadan kalması mümkün değil. Çok çeşitli tedbirler alınıyor. En son ABD'de yaşanan olayı hep birlikte gördük. Artık çok radikal kararlar alınıyor. Amerika belki bunu uygulamaya muktedir ama Avrupa'da böyle bir şey uygulamanız Türkiye'nin gayreti, desteği olmadan öyle çok mümkün değil. Yani Avrupa'da ben bunları almayacağım diye bir kota koysanız bunu uygulamanız mümkün değil. Çünkü insanlar istediği zaman çok rahat bir şekilde Avrupa'ya ulaşabiliyor.

‘ALMANYA'YA SIĞINMA TALEP EDEN ASKERLERİN DURUMU GÜNDEME GELİR'

Fakat bunlar üst düzeyde karar verilecek şeyler. Nereye kadar devam eder, nasıl devam eder hangi şartlar altında. Fakat şuna değinmeden de geçemeyeceğim. En son işte Yunanistan ile yaşanan kriz ve Dışişleri Bakanımızın açıklaması, herhalde önümüzdeki günlerde bu konuyu tekrar bir gözden geçirme vesilesi olacak. Çünkü aynı benzer kriz Almanya'ya ile de şu anda… Bizim o darbeci askerlerin iade edilmemesi konusu ve tabi dolayısıyla geri kabul anlaşmasının tekrar bir çek edilmesi, gözden geçirilmesi hususu gündeme gelecektir, öyle tahmin ediyorum. Bunun bir benzeri Almanya'da da var. Burada evet 8 tane darbeci helikopterlerle beraber oraya (Yunanistan) sığındı, orada da (Almanya) NATO subayları, aslında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin subayları, askerleri olup ama darbeyle adı anılan 40 tane NATO subayında bahsediliyor. Bunlar da tabi gündeme gelecektir özellikle Merkel'in bu ziyaretinde. En önemli ana gündem maddelerinden biri bu olacaktır, gerçekten darbe ile bağlantıları varsa ve bunlar tespitliyse, devletin elinde mutlaka bu yönde bilgiler vardır. Bunların iadesi hususunda yine sıkı bir müzakere söz konusu olacaktır."

‘ALMANYA'DAN YAPILAN BAZI AÇIKLAMAR DOSTANE ALGILANMIYOR'

Son dönemde Almanya'dan yapılan bazı açıklamalardan, yapılan uygulamalardan duyulan rahatsızlığı da dile getiren TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Kasım Gülpınar, bunların Türk kamuoyunda dostane olarak algılanmayacağını, hasmane bir tutum olarak değerlendirilebileceğini söyledi. Almanya'da bir bakanın ‘Türkiye'nin aleyhinde kim varsa gelsin, biz kapımızı açacağız' dediğini ifade eden Gülpınar, bunun kişisel görüş olarak değerlendirilmesinin de mümkün olmadığını, bu açıklamanın herhangi sıradan bir vatandaş tarafından yapılmadığını söyledi.

‘MÜLTECİ SORUNUNDA DA TERÖR SORUNUNDA DA ANAHTAR ÜLKE TÜRKİYE'DİR‘

Gülpınar, tüm bu konuların böyle basın aracılığı ile değil, direk muhatapları ile görüşülmesinde ciddi fayda olduğunu da vurgulayarak, "İster istemez bu ziyaretin de mutlaka bu şekilde bir faydası olacaktır. En azından herkes kucağındakileri döksün ortaya. Bakalım burada beklenti nedir, amaç nedir, geleceğe dair neler yapılabilir? Artık herkes çok net bir şekilde biliyor ki, Avrupa'da bunu çok iyi biliyor, Türkiye ile işbirliği yapmadan, eğer mülteci krizi sizin için en önemli sorunsa ki bana göre mülteci krizi kadar daha da belki önemli olan bir terör sorunu, bir terör tehdidi de var, bütün dünya için geçerli bu, Avrupa için de geçerli, bunların hepsinin anahtar ülkesi, anahtar çözüm noktası Türkiye. Türkiye ile bu konuda mutlak suretiyle işbirliği yapılması gerekir. Ben Sayın Merkel'in de bu konuyu zaten çok gözardı etmeyeceğini ve mutlaka bu yönde görüşmeler gerçekleştireceğini inanıyorum. Ümitli olmak lazım, tabi bu tür temasların faydası oluyor her zaman olacak. Neticeyi bir görelim" diye konuştu.

‘ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA ALMAN PARLAMENTERLER İLE GÖRÜŞECEĞİZ'

Almanya Başbakanı Merkel'in ziyaretinden sonra Alman Parlamentosu'ndaki Almanya-Türkiye Dostluk Grubu'nda olan bir heyetin önümüzdeki hafta Türkiye'ye geleceğini belirten AK Partili Gülpınar, "Bizim komisyonu da ziyaret edecekler, bizden de randevu talep ettiler. Ben bunun da çok güzel bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Bu tür ikili temaslar, dostluk grupları sık sık biraraya gelmek meseleyi birinci ağızdan aktarmak adına veya burada yaşananları burada görmek adına çok önemli" dedi.

‘TÜRKİYE'NİN ALMANYA'DAN BEKLENTİSİ ÇOK‘

Kasım Gülpınar, Türkiye'nin Almanya'dan beklentisinin çok olduğunu da vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü Türkiye ile gerçekten çok derin ilişkileri var. Oradaki Türk vatandaşları, ekonomik ilişkiler, yani baktığınızda şu anda dünyada ilk üç içinde belki de birinci sırada diyebileceğimiz en önemli ilişkileri yürüttüğümüz ülke Almanya, her açıdan baktığımızda. Bunun tabi ki siyasi mecraya yansıtmazsak işin bir ayağı eksik kalacak. Bizim başka ülkeler bir tarafa ama Almanya'dan her zaman dostane bir tutum bekliyoruz, bu yönde beklentilerim had safhada. Bunun aleyhine olabilecek tutumlar da bizi çok ciddi derin teessüre uğratıyor ve kamuoyunu da gerçekten bu konuda ikna etmekte bilgilendirmekte biz zorluk çekiyoruz. Bunu belki bir iç siyaset malzemesi olarak birileri değerlendiriyor olabilir çünkü kritik bir seçimle karşı karşıyalar ama maalesef bunu başka ülkelerde de gördük.

‘TÜRKİYE'NİN İÇ SİYASET MALZEMESİ YAPILMASININ KİMSEYE FAYDASI OLMAZ'

İç siyaset malzemesi olarak Türkiye ile olan ilişkilerinizi siz gözönüne getirdiğinizde bunun hiç kimseye faydası olmaz. Burada Türk kamuyonu AB aleyhine çevirmenin, AB ülkelerinin aleyhine çevirmenin inanın hiç kimseye bir faydası olmaz. Bilakis çok büyük zararları olur. En son Avusturya'da biz bunun örneğini yaşadık. Türkiye üzerinden bir siyaset yürütüldü aman neymiş, artan bir ırkçılık var artan bir aşırı sağ eğilim var onlara karşı ama kozunuz sizin Türkiye olmaması lazım, Türkiye üzerinden bir siyaset yürütülmemesi lazım. Varsa artan bir aşırı sağ ki var, bir ırkçılık bir İslamofobi deyin artık ne derseniz deyin buna karşı siz başka argümanlar üretmeniz lazım. Türkiye düşmanlığı besleyerek, Türkiye'ye husumet güderek, Türkiye aleyhine açıklamalar yaparak veya Türkiye'nin aleyhine olabilecek bazı hususlarda adımlar atarak siz oradaki iç siyaseti dengeleyemezsiniz. Böyle bir mantık, böyle bir anlayış toptan herkese zarar verir ama en çok da AB'ye zarar verir."