Saadet Partisi'nin lideri Temel Karamollaoğlu, başkanlık sistemine prensipte karşı olmadıklarını söyleyerek "Ama başkanlık her zaman denetime açık olmazsa ben o başkanlıktan korkarım. Başkanlık tek başına bu işin çözümü değil. Adalet, başkanın üzerinde olabilmeli" diye konuştu. Karamollaoğlu, "Bu yapılan anayasa değişikliğinde birtakım önlemler alınıyor gibi görünse de otoriter bir rejime kayma ihtimali güçlü" dedi.
Karamollaoğlu, Türkiye'nin ana gündem maddelerinin terör, ekonomi ve dış politika olduğunu belirterek "Ekonomik yönden duvara tosladık. Bundan sonra ne olacağı belli değil. Siz sürekli borçlanır, ancak o borcu ödeyecek yatırımları yapmazsanız o borcu ödeyemezsiniz. Otoyollar, hızlı trenler, hava alanları, yüksek binalar, tüp geçitler hayatı rahatlatır. Ama bir ülkeyi güçlendirmez" görüşünü dile getirdi.
Terörle mücadelenin 'şehit haberleriyle ilgili çetele tutularak' yapıldığını ifade eden Saadet Partisi Genel Başkanı, "Terörle mücadele ederken elbette güvenlik güçleri elbette silah kullanacak ama eğer terör hadisesi bir bütün olarak siyasi yönüyle, sosyal, ekonomik, psikolojik yönüyle ele alınıp dört başı mahmur incelenmezse sonlandırılması pek de kolay olmaz" dedi.
İstanbul'da basın mensuplarıyla bir araya gelen Karamollaoğlu özetle şunları söyledi:
'TERÖR EN BÜYÜK MESELEMİZ'
"Terör bizim en ciddi meselemiz. Her gün birçok insanı kaybediyoruz ama bununla ilgili ciddi bir mücadele yapıldığı kanaatindeyim. Hep çetele tutuluyor, 5 kişi öldü şehidimiz, 10 kişi de biz öldürdük. Bu yolla, sadece silahla birçok yerde meydana gelmiş 40-50 yıllık mücadeleler var ve bitirilemiyor. Terörle mücadele ederken elbette güvenlik güçleri elbette silah kullanacak ama eğer terör hadisesi bir bütün olarak siyasi yönüyle, sosyal, ekonomik, psikolojik yönüyle ele alınıp dört başı mahmur incelenmezse sonlandırılması pek de kolay olmaz. Bizdeki de 1984, şimdi geldik 2017, 33 yıldır mücadele. 'Sonuna geldik' diyoruz, bir türlü bitmiyor."
'DIŞ POLİTİKADA CİDDİ SAPMALARIMIZ VAR'
"Dış politikada çok ciddi sapmalarımız var. Karar değiştiriyoruz, çok farklı tavırların içine girebiliyoruz. Dün AB'yi beğenmişken, düğün bayram etmişken, dinler arası, medeniyetler arası diyaloglarla bunu pekiştirmeye çalışırken, AB'ye üye olmak için değişiklikleri yapma konusunda adımlar atmışken birden her şey ters döndü, AB bize en büyük zararı veren teröristleri desteklemeye başladı veya ortaya çıktı. 'Olmaz böyle şey' dedik, sonra 'Siz bizi almak zorundasınız' dedik. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. AB bazı yönleriyle bize faydaları olabilir ama ben AB'yle bizim ittifakımızın, tek devlet olmamızın mümkün olmadığı kanaatindeyim. İngiltere aynı kültürde olmasına rağmen AB'den çıkıyor, nasıl çıkacağı konusunda bir sürü şamata var. "
'AB İLE AYNI DEĞERLERİ PAYLAŞMIYORUZ'
Biz AB ile aynı kültürel, ahlaki değerleri paylaşmadığımız için, asırlardır mücadele ettiğimiz medeniyetle birden bire özdeşleşmenin mümkün olabileceğine inanmıyorum. Bir yerde patlak verecek, vermeye de başladı. Bu sadece uzun vadede bize zarar verir diyorum ama hükümetin ikircikli tavrını anlayamıyorum. Terör ve dış politikadaki savrulmalar bize zarar verdi. Bütün dünya Irak'ta çok büyük yalan söylendiğini, halkın, yönetimin aldatıldığını, bundan dolayı hem ABD hem de Irak'ın özür dilediğini biliyoruz.
'EKONOMİDE DUVARA TOSLADIK'
'FETÖ DEVLETİN SİNİR UÇLARINA KADAR GİRMİŞ'
"10 yıl içinde devletin sinir uçlarına kadar girmişler. Cumhurbaşkanımız, 'milletimizden özür, Allah'tan af diliyorum' dedi. Bu güzel bir şey. Aynen Cumhurbaşkanımız gibi bu vatanın içinde bu yanlışı görüp, 'biz de milletimizden özür diliyoruz' diyen insanların da olması icap eder. Şu anda bir travma yaşıyoruz. Örgütün üçe ayrılan kademesi, altı ibadet, ortası ticaret, yukarısı ihanet. En üst kademede yapılan tasnif isabetli gözüküyor. Ama alt kademede olupta toplumun içinde dışlanan, geçimini sağlama imkanını kaybeden binlerce insan var. Bu ciddi bir problemdir."
'BAŞKANLIĞA PRENSİP OLARAK KARŞI DEĞİLİZ'
"Biz insanların fikirlerini rahatlıkla söyleyebildiği, memlekette dertlerin dinlenebildiği, adil bir düzen istiyoruz. Bunu oturup detaylandırmak mümkün. Biz başkanlık sistemine prensip olarak karşı değiliz, dedik. Başkanlık olabilir. Ama başkanlık her zaman denetime açık olmazsa ben o başkanlıktan korkarım. Başkanlık tek başına bu işin çözümü değil. Adalet, başkanın üzerinde olabilmeli."
OTORİTER REJİM UYARISI
'KAMPANYA YAPMAYACAĞIZ' AÇIKLAMASI