Türkiye’de Schulz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sert eleştirileriyle gündeme gelmişti. TBMM’de dokunulmazlıkların kaldırılması üzerine Türkiye’nin, Erdoğan yönetiminde ‘tek adam devleti’ olma yolunda olduğunu açıklamış, Türkiye’nin Avrupa değerlerinden ‘nefes kesici bir hızla’ uzaklaştığını kaydetmişti.
Türkiye ile Avrupa Birliği arasında vize muafiyetine ilişkin de Schulz, Ankara’nın o malum 72 kriteri yerine getirmediği sürece konunun AP’nin gündemine gelmeyeceğini söylemişti.
Ve hatta Türkiye’yi ekonomik yaptırımlarla da tehdit etmişti?
Bununla birlikte 15 Temmuz darbe girişiminden sonra AB-Türkiye ilişkilerinin gergin olduğu ve pekçok AB’li siyasetçinin Türkiye’de başlatılan operasyonlarda insan hakları ve hukuk devleti ilkelerinin ihlal edildiğini savunduğu bir ortamda Schulz, Türkiye’yi üst düzey bir AB temsilcisi olarak ziyaret etmişti.
Bütün bunların ışığında Martin Schulz, Türkiye’de nasıl biliniyor ve nasıl anımsanacak? Gitmesiyle birlikte Türkiye açısından yeni bir durum oluşabilir mi?
Konuyla ilgili Sputnik’e konuşan Dış Politika Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Uluslararası Programlar Başkanı Emekli Büyükelçi Oktay Aksoy şu yorumlarda bulundu.
Martin Schulz, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye’ye yönelik genel yaklaşımının adeta bir tercümanı olarak Türkiye’ye karşı bir tutum içinde olarak görüldü. Türkiye de haliyle Martin Schulz’un bu tutumundan memnun olmadı ve yöneticilerimiz bunu kendisine çeşitli vesilelerle aktardılar.
Avrupa Parlamentosu ile Türkiye arasındaki ilişkilerin zaten çok kritik bir noktada olduğu söylenemez. Çünkü herhangi bir ilerleme zaten sağlanamıyor. Genel yaklaşım çok aleyhte. Bu itibarla Martin Schulz’un belki çok farklı bir konumda olmasını beklememek gerekirdi. Ama tabi Türkiye arzu ediyordu ki, üye olmayı ümit ettiği bir teşkilatın parlamentosunu temsil eden bir kimsenin Türkiye’ye daha yardımcı olmaya, Avrupa Birliği’ne üyelik sürecini daha kabul edilebilir bir noktaya getirmeye çalışsın. Ama Martin Schulz’un şimdiye kadar ki tutumu bunu aksini göstermişti.
Şimdi sayın Schulz’un Alman politikasında da aynı şeyi göstermesini ümit etmeyiz. Çünkü Almanya’da partiler, aşırı sol partiler hariç, Türkiye’nin üyeliği konusunda daha yapıcı olmaya çalışmışlardır. Martin Schulz’un da Almanya’nın dışişleri bakanı olması ihitmali var. Belki Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin başında olarak daha başka şeyler yapmak isteyebilecektir. Göreceğiz. Ama şimdiye kadarki yaklaşımı, Türkiye’de çok iyi izlenimler bırakmamıştır.