Hürriyet'ten Oya Armutçu ve Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, Okur 9 gün süren 153 sayfalık ek ifadesinde, "Örgüt üyeliğini kabul etmiyorum. Ancak Fethullah Gülen cemaati ile FETÖ/PDY isimli terör örgütü hakkında bilgi vermek istiyorum. Hakkımda bu terör örgütü üyesi olduğum iddia ediliyor ise ve mahkemece bu şekilde değerlendirilse beyanlarımın etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilmesini istiyorum" dedi. Okur, özetle şunları söyledi:
17 ARALIK OPERASYONU
'TALİMAT FETHULLAH GÜLEN'DEN'
18 Aralık 2013 akşamı ben Hasan Doğan’ın kriptolu telefonuyla, sayın Başbakan da Efkan Ala’nın kriptolu telefonuyla görüşme yaptık. Bu görüşmede Başbakan, Zekeriya Öz’ün Kısıklı’ya bu akşam baskın yapacağını ve Bilal Erdoğan’ı alacağı konusunda istihbarat aldıklarını söyledi. ‘Bu hususa bak’ dedi. Bu konuşmadan sonra ben Birol Erdem Bey’in odasından Turan Çolakadı’yı aradım. Çolakadı’nın memnuniyetsiz ve çaresiz bir konumda olduğunu hissettim. ‘Ne yapabilirim’ diye sorunca ‘Abi emniyete bir talimat yaz, Zekeriya Öz ve emrindeki savcıların Emniyet Müdürlüğü’ne verecekleri talimatlarda mutlak suretle kendisinin de imzasının olması gerektiğini, çift imza ile verilmeyen talimatların yerine getirilmemesi yönünde talimat yaz’ dedim. O da ‘olur bu şekilde bir talimat yazarım’ dedi.”
'BİLDİRİ TALİMATI HAMSİCİ’DEN'
(HSYK’nın adli kolluk bildirisi) Bu fikir önce benden çıkmıştı. Bu yönetmeliğe açıklama yapılması gerektiği fikrini Ahmet Hamsici Bey’e ilettim. Hamsici talimatı Muzaffer Bayram’a verdi. Ama kimin kaleme aldığını bilmiyorum. Ben bir metin hazırlamadım. Hazırlanan bir metni düzeltmeye çalıştım. O tarihte biz Ahmet Karayiğit ile Muammer Güler’in samimi arkadaş olduklarını, soruşturmalarda Güler’in oğlunun da isminin geçmesi nedeni ile Ahmet Karayiğit’in hatır için muhalefet yazdığını düşündük.”
'MURAT ARSLAN SAYIŞTAY KÖKENLİ'
7 Şubat 2012 tarihinde akşam 6 gibi bakan Sadullah Bey beni aradı. Buluştuğumuzda bana ‘İstanbul özel yetkili savcılarının Hakan Fidan’ı ifadeye çağırdıklarını, bunun ne olduğunu sor’ dedi. Bakanın yanında, özel yetkili başsavcı Fikret Seçen’i aradım, sordum. O da ‘Diyarbakır’da bir aramada Oslo ile ilgili bazı şeyler çıkmış bunları soracağız’ dedi. Ben de ‘Çağırmanız devlet krizine sebebiyet verdi, çağırmanız usule uygun değil’ dedim. Ertesi gün Bakan Bey ile İstanbul’a gitmeye karar verdik. Dolmabahçe’deki ofise geçtik. Turan Çolakkadı, kendisiyle görüştükten yaklaşık 3 dakika sonra bir gazetecinin kendisini arayarak Adalet Bakanı ile toplantıda olup olmadığımızı sorduğunu söyledi. Bu konuşma üzerine benim veya Turan Çolakkadı’nın telefonun dinlendiği kanaatine vardım. Toplantıda Seçen dosya hakkında bilgi verdi. MİT Kanunu’nda değişiklik için hazırlık yapıldığını, dosyayı yetkisizlikle Ankara’ya gönderilmesini değerlendirdik. Bakanla Ankara’ya döndük özel uçakla. Enerji Bakanlığı’nda bazı bakanların bulunduğu yere beni de götürdü. Gittiğimizde Hakan Fidan’ın orada olduğunu gördük. Sadullah Ergin Bey, Hakan Fidan’a, kendisinin İstanbul Başsavcılığı’na çağrılmaktan vazgeçildiğini, soruşturma dosyasının Ankara’ya gönderileceğini söyledi. O da bana ve Bakan Bey’e dönerek ‘Onların vazgeçmediğini, kendisini çağırmak ve ifade almak için hazırlık yaptıklarını, sonuna kadar ısrar edeceklerini’ belirtti."