Nedim Şener ve Ahmet Şık, Ergenekon soruşturması kapsamında 2 Mart 2011'de tutuklanmış, 375 gün süren tutukluluğun ardından tahliye edilmişti.
Şık ile koğuş arkadaşlığı yaptığını hatırlatan Şener, "Hiçbir şey bana o günlerin dayanışmasını unutturamaz. Çünkü bana insanlığımı unutturacak hiçbir siyasi savaşım yoktur. Hapisten çıktıktan sonra çok karşı karşıya getirmeye çalıştılar, bizi birbirimizle kıyaslayarak kendi sığ siyasi kavgalarının aracı haline getirmeye uğraştılar" ifadelerini kullandı.
Şener'in Posta'da 'Gazetecilikten öte' başlığıyla yayınlanan yazısı şöyle:
"Silivri Cezaevi'nde Doğan Yurdakul, Ahmet Şık ve ben bir yıl aynı koğuşu paylaştık. Üçümüzün olaylar karşısında görüşlerimiz ve tutumumuz ayrıydı. Tahliye olana kadar da, sonrasında da bu değişmedi.
Önce Doğan Yurdakul tahliye oldu. Sağlığı o kadar bozulmuştu ki, kötü bir şey olacak diye bir Ahmet bir ben yattığı odaya girer kontrol ederdik.
Eşini hapishanedeyken kaybeden Doğan Bey'in acısını beraber paylaştık. Doğan Bey'in tahliye edildiği haberini Ahmet ile televizyondan öğrendiğimizde sanki biz çıkıyormuşuz gibi birbirimize sarıldık."
'KARDEŞLİK HUKUKU'
Ama ne Ahmet ne de ben bunun parçası olduk. Aramızdaki mahpusluk, kardeşlik hukuku hiç bozulmadı. Çünkü Ahmet, Doğan Yurdakul ile o çileli sürecin, o soğuk günlerin ortağıydı. Gün gelip 'kardeşim' dediğini infaz edebilecek düzeyde sığ ideolojileri ve çatışmayı hayatının merkezine koyanların bunu anlaması mümkün değil."
'HABER, YAZI VE TWEET'
Ahmet daha bir iki hafta önce verdiği bir röportajda, 'Beni tutuklayacaklar' demişti. Tutuklanacağını düşünen bir gazeteci kaçmıyorsa, 'delil' sayılan suçlama konusu olan haberleri de değiştiremeyeceğine göre gözaltına alınması hukuken yanlıştır.
Peki hükümet daha Cumhuriyet Gazetesi Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, yazar Kadri Gürsel, Güray Öz, Turhan Günay, avukatlar Akın Atalay, Bülent Utku, Kemal Güngör, Önder Çelik ve karikatürist Musa Kart'ın, Hüsnü Mahalli'nin tutuklanmasını açıklayamazken buna ne diyecektir? Onu da tetikçiler yazar, 'Gazetecilikten tutuklanmadılar' diye."