Türkiye'nin dünya edebiyat sahnesinde tanınan ve takdir edilen yazarlarından biri olan Aslı Erdoğan, 'terör örgütü üyeliği' suçlaması ile yargılandığı davada, tutukluğunun 132'nci gününde ilk kez hakim karşısına çıkarılacak. Kapatılan Özgür Gündem gazetesinde yazdığı ve danışma kurulunda yer aldığı gerekçesiyle 16 Ağustos akşamı evine yapılan baskının ardından gözaltına alınan ve 19 Aralık'tan beri tutuklu bulunan Erdoğan, 29 Aralık'ta İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde görülecek davada ilk kez hakkındaki suçlamalara karşı savunma yapacak.
DW Türkçe'ye konuşan Aslı Erdoğan'ın avukatlarından Özcan Kılıç, Erdoğan'ın son haftalarda savunması üzerine yoğunlaştığını ve güçlü bir metin hazırladığını belirtirken, Erdoğan'ın annesi Mine Aydostlu ise, "Kızımın ciddi sağlık sorunları devam etse de cezaevinde dayanmaya çalışıyor. Bu hukuksuz davaya karşı dayanmak zorundayız, başka çaremiz yok" dedi.
'SAVCILIK SUÇLAMALARDAN BİRİNİ DÜŞÜRDÜ'
Türkiye'de yürürlükteki yasalara göre, savcılığın Erdoğan ve Alpay için 7.5 yıl ile 15 yıl arasında hapis cezası talep etmesi mümkün. Şimdi Erdoğan için bu suçlamanın düşmüş olması, 29 Aralık'taki duruşmada tutuksuz yargılama kararı çıkması konusundaki beklentileri de güçlendirmiş durumda.
Aslı Erdoğan'ın moralinin yerinde olduğunu ve son dönemde savunmasını yazmaya odaklandığını dile getiren Avukat Kılıç, "Mahkemeye sunacağı savunmasını tabii ki çok önemsiyor. Bu nedenle biz de güçlü bir metnin ortaya çıkmasını bekliyoruz" dedi. Kılıç, Erdoğan ile aynı hukuki durumda olan Necmiye Alpay'ın da çok moralli bir şekilde duruşmaya hazırlandığını vurguladı.
'SAĞLIK SORUNLARI SÜRÜYOR'
29 Aralık'taki duruşma öncesi Erdoğan'ı ziyaret eden annesi Mine Aydostlu, DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, kızının sağlık sorunlarının devam ettiğini ve özellikle cezaevinin soğuk olduğunu dile getirdiğini söyledi. Erdoğan'ın kan dolaşımı bozukluğu, pankreas enzimlerinde yetersizlik, iç boyun fıtığı ve koah hastalığı gibi rahatsızlıkları bulunuyor. Erdoğan'a hastalıkları dolayısıyla özel bir beslenme uygulanması gerektiğini ancak cezaevi koşullarında bunun mümkün olmadığını dile getiren Mine Aydostlu, "Tüm sıkıntılara rağmen şu an sağlık sorunlarından ziyade savunmasına yoğunlaşmış durumda. Bu hukuksuz bir dava, tamamen siyasi. İçeride elinden geldiği kadar dayanmaya çalışıyor. Biz de bu hukuksuz davaya karşı dayanmak zorundayız, başka çaremiz yok" diye konuştu.
'YÖNETİCİLER EN UFAK ÇATLAK SES İSTEMİYOR'
DW Türkçe'ye konuşan Uyurkulak, "7 Haziran seçimlerinden önce, bir yazarın bir gazetenin yayın danışmanı olduğu için hapse atılması söz konusu bile değildi. Aslı Erdoğan'ın başına gelenler, Türkiye'de adım adım inşa edilen faşist bir rejimin göstergesi" dedi. Bugün Türkiye'de herkesin en ufak bir gerekçeyle tutuklanabildiğini belirten Uyurkulak, şunları söyledi:
"Gerek Suriye'deki savaş, gerekse Batı'daki mülteci korkusu bu rejimin önünü iyice açıyor. Ülkeyi yönetenler en ufak çatlak ses istemiyor. Ama ülkemizde demokrasi, özgürlük ve barış isteyenlerin de eli armut toplamıyor. Biz de dışarıdakiler olarak bu dönemde daha örgütlü ve daha yüksek sesle itirazımızı dile getirmeliyiz."
ASLI ERDOĞAN KİMDİR?
Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'nden mezun olduktan sonra yüksek lisansını CERN'de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) hazırlayan 1967 doğumlu Aslı Erdoğan, daha sonra Brezilya'nın Rio de Janeiro kentinde başladığı fizik doktorasını yarıda bırakarak tamamen edebiyata yöneldi.
İlk kitabı 1994'te yayımlanan Erdoğan, 1997'de Deutsche Welle'nin düzenlediği yarışmada 'Tahta Kuşlar' adlı öyküsüyle birinci oldu. Dokuz dile çevrilen 'Tahta Kuşlar'ın ardından yazdığı 'Kırmızı Pelerinli Kent' romanı ile Norveç'teki Gyldendal Yayınları'nın özel serisine seçilen Erdoğan, 2012'de de 'Zürih Şehir Yazarı' seçildi.
Bugüne kadar Le Monde, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Neue Zürcher Zeitung, die Welt, der Freitag, die Berliner Literatur Kritik gibi gazete ve dergilerde yapıtları üzerine yüzden fazla makale ve çalışma yayımlanan Aslı Erdoğan'ın eserleri birer 'çağdaş klasik' olarak değerlendiriliyor.