Emekli Tuğamiral Türker Ertürk ise, İncirlik'te bulunan taktik nükleer silahların kontrolünün Türkiye'de olmadığını, bu silahların olası bir çatışmada Türkiye'yi hedef hâline getireceğini ifade ederek "Kontrolü Türkiye'de değil, Türkiye kullanamıyor, ama bunun yüzünden hedef hâlinde, bu hiç akıllıca değil, çok yanlış. Türkiye bunu masaya getirmeli, konuşmalı, tartışmalı. Oradaki taktik nükleer silahların faydadan çok zararı var" dedi.
TRUMP: ABD, NÜKLEER KAPASİTESİNİ BÜYÜTMEK ZORUNDA
Trump'ın bu açıklamaları, ABD'nin yeni dönemde önceki dönemlerdeki söyleminin aksine nükleer silahlanmaya gidebileceği yorumlarını beraberinde getirdi. Trump'ın basın sözcüsü Sean Spicer, silahlanma yarışı olmayacağını, çünkü diğer ülkelerin ‘akıllarını başlarına alacağını' söylerken seçilmiş başkanın geçiş ekibi sözcüsü Jason Miller ise Trump'ın gerçekte, nükleer silahların, teröristlerin ve tehlikeli liderlerin eline geçmesini önlemekten bahsettiğini savundu.
PUTİN: NÜKLEER SİLAHLANMA YARIŞINI HIZLANDIRAN BİZ DEĞİLİZ
Trump'ın açıklamaları, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in düzenlediği yılsonu basın toplantısında da gündeme geldi ve Putin'e "Yeni bir silahlanma yarışı tehlikesi bulunuyor mu?" diye soruldu.
Putin, silahlanma yarışını hızlandıranın Rusya olmadığını, Rusya'nın nükleer silahlar konusunda uluslararası taahhütlere bağlı kaldığını ifade ederken "Yeni START anlaşması da dâhil hiçbir hususu ihlal etmiyoruz. Ancak nükleer potansiyelimizi artırdık. Muhtemelen ABD'yi nükleer birliklerini güçlendirmeye iten de bu oldu" demiş ve "Türkiye'de, İngiltere'de, Hollanda'da Amerikan taktik nükleer silahlarının değiştirilmesi süreci devam ediyor. Silahlanma yarışını körükleyen biri varsa o da biz değiliz" ifadelerini kullanmıştı.
Bu açıklamalarla birlikte NATO'nun Türkiye'de bulundurduğu nükleer silahlar tekrar gündeme geldi. NATO'nun tüm Avrupa'da 200 civarında B61 tipi nükleer bomba konuşlandırdığı, bunlardan 50 ila 90 tanesinin Türkiye'deki İncirlik üssünde bulunduğu tahmin ediliyor.
Nükleer silahlanma konusunda çalışmaları bulunan Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, Sputnik'e yaptığı açıklamada Soğuk Savaş'ın sona ermesinin ardından nükleer silahların yer değiştirme süreci yaşandığını, şu anda Avrupa'da Türkiye dâhil beş ülkede taktik nükleer silah bulunduğunu ifade etti.
Ülgen, "Şu anda yeniden konuşlandırmanın temel nedeni, bu silahlar B61 tipi nükleer bombalar, bunların bir modernizasyon süreci var. O kapsamda bir yeniden konuşlandırmaları yapılıyor. Yoksa bunların stratejik nedenlerle bazı ülkelerin topraklarından çekilmesi şu an için geçerli değil. Şu anda olan sayısal değişiklikler bu silahların modernizasyonuyla ilgili bir süreç" diye konuştu.
‘NÜKLEER SİLAHLARIN İNCİRLİK'TEN ÇEKİLMESİ GİBİ BİR SÜREÇ YOK'
İncirlik'teki nükleer silahlar 15 Temmuz darbe girişiminin ardından da gündeme gelmiş, ABD'de ‘İncirlik'te bulunan nükleer silahların güvende olmadığı ve Romanya'ya taşınmasının gündemde olduğu' iddiaları dile getirilmişti. O dönemde ABD Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada İncirlik'teki nükleer silahların ‘güvende' olduğu ve geri çekilmelerinin gündemde olmadığı belirtilmişti.
Şu anda İncirlik'teki nükleer silahların çekilmesi gibi bir süreç yaşanmadığını ifade eden Ülgen, "Eğer günün birinde bu silahlar Türkiye'den taşınacak olursa bunların yeni yerlerine taşınması en az bir-iki yıllık bir süreçtir. ABD'ye geri götürülecek de olsalar, Avrupa'da başka bir yere konuşlandırılacak da olsalar bu sürecin hazırlanması, güvenliğinin sağlanması, yeni gönderilecek yerde düzgün şekilde muhafaza edilmesi, bütün bunlar bir iki yıllık bir süreç alır eğer bu noktaya gelirse. Ama zaten şu anda o noktada değiliz, Türkiye'den bu silahların çekilmesi gibi bir süreç yok" dedi.
Türkiye'de Soğuk Savaş döneminden bu yana nükleer silahlar bulunduğunu, bu silahların, Soğuk Savaş sonrasında da İncirlik'te kaldığını ifade eden Ülgen, şöyle konuştu:
"Bu, NATO'nun caydırıcılık doktrini temelinde alınan bir karar, yalnızca Türk hükümetinin kararı değil. Bunlar zaten Türkiye'ye ait silahlar da değil, Türkiye'de konuşlanmış, ABD'ye ait, NATO'nun caydırıcılık doktrini temelinde burada bulunan silahlar. NATO'nun 2010 yılındaki stratejik doktrini, ardından son Varşova Zirvesi'nde alınan kararların da gösterdiği üzere NATO'nun caydırıcılık doktrini içerisinde nükleer silahlara yer var. Dünyada nükleer silahlar olduğu sürece NATO da bir nükleer ittifak olmaya devam edecek. O nedenle bu silahların böyle bir rolü olduğunu ifade etmek lazım. Türkiye de Avrupa'da bu silahların konuşlandığı İtalya, Belçika, Hollanda ve Almanya ile birlikte beş ülkeden biri. Kaldı ki diğer dört ülkeye oranla tehdit algısı en yüksek ülke, bulunduğu coğrafya itibariyle Türkiye. O nedenle de zaten nükleer silahların burada daha kalıcı olacağını söylemek mümkün. Türkiye'den nükleer silahların çekilmesi ancak ABD ile Rusya arasında geniş çaplı bir nükleer silahsızlanma anlaşması olursa mümkün olabilir. Onu da öngörülebilir gelecekte beklemek çok mümkün görünmüyor Trump'ın son açıklamasından sonra."
‘TRUMP'IN NÜKLEER KAPASİTE AÇIKLAMASI ŞAŞIRTICI DEĞİL'
Eski Deniz Harp Okulu Komutanı Emekli Tuğamiral Türker Ertürk de Sputnik'e yaptığı açıklamada ABD'nin, Soğuk Savaş'ın bitiminden bu yana tek kutuplu dünya düzenini sürdürmek istediğini, Soğuk Savaş'ın bitiminin ardından Rusya'ya verdiği sözleri tutmadığını ve doğuya doğru genişlediğini, birçok eski Doğu Bloku ülkesinin NATO üyesi olduğunu, bu bağlamda NATO'nun son Varşova Zirvesi'nin simgesel bir mesaj içerdiğini kaydetti. Ertürk, ABD'nin tek kutuplu dünya politikasını Trump'ın da sürdüreceğini, nükleer silahlar konusundaki açıklamasının da şaşırtıcı olmadığını ifade etti.
Ertürk, İncirlik Üssü'nde bulunan nükleer silahların, Türkiye'nin kontrolünde olmadığını ve olası bir çatışmada bu silahların Türkiye'yi hedef haline getireceğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Türkiye'deki nükleer silahların kontrolü bizde değil. Bir nükleer savaşta Rusya nereyi yok etmeye çalışır; kendisine karşı nükleer silah kullanabilecek mevzilere saldırır. Bunun içine İncirlik de giriyor. Şunu demek istiyorum; biz İncirlik'te nükleer silah bulundurmakla savunmamıza, caydırıcılığımıza en ufak bir katkı sağlamadığımız gibi hedef oluyoruz. Çünkü bu itiş-kakışta diyelim ki Rusya ile ABD nükleer silahlar konusunda çatıştı. Biz buna taraf olmasak da Rusya İncirlik'i vurmak zorunda, çünkü o silahların kendisine atılacağını biliyor. Kontrolü Türkiye'de değil, Türkiye kullanamıyor, ama bunun yüzünden hedef hâlinde, bu hiç akıllıca değil, çok yanlış. Türkiye bunu masaya getirmeli, konuşmalı, tartışmalı. Oradaki taktik nükleer silahların faydadan çok zararı var. ABD, yeni konsepti içinde konvansiyonel silahların kullanılacağı alanlarda taktik nükleer silahlar kullanacağım diyor. Kullanılırsa nükleer serpintiden etkilenirsiniz, ülkeniz mahvolur. Peki bunları düşünebilecek durumda mıyız, maalesef değiliz."