'KEŞKE ŞENER ŞEN İLE GELSEYDİM'
Köylülerin sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, Züğürt Ağa filmine atıfta bulunarak, "Daha önce bilseydim buraya, Şener Şen ile gelirdim. Sorununuzu biliyorum, Meclis'te çözmek için çalışacağız" diyerek köylülerin verdiği banka evraklarının örneklerini alarak köyden ayrıldı.
AFYON'DA ŞEHİT EVİNE ZİYARET
CHP lideri Kılıçdaroğlu, 17 Aralık'ta Kayseri'deki patlamada şehit olan Sıhhiye Er Kamil Tunç'un Afyonkarahisar'a bağlı Hocalar İlçesi'ndeki baba evini ziyaret etti. Şehidin babası İsmail, annesi Hamiyet Tunç ve şehidin kız kardeşi Emine Yalçın ile basına kapalı görüşme yapan Kılıçdaroğlu, ardından ilçede bir kahvehaneye girerek vatandaşlarla sohbet etti.
Kahvehanede terörü değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Teröre karşı ortak payda oluşturmamız gerekiyor. Terörün finans kaynaklarını kesmemiz lazım. Eğer bu kaynakları kesmezseniz, terörde başarı elde edemezsiniz. 5 bin kişiyi besleyen bir terör örgütü düşünün. Her gün yemek vereceksiniz. Elbise, su vesaire. Para nereden gelir? Bu paranın giriş kaynaklarını kesilmesi lazım. Nerede Almanya'da, nerede Fransa'da, nerede İngiltere'de, gidip görüşeceksin. Türkiye'de kim yapıyorsa, alıp yakalayacaksın, bırakmayacaksın. Dış politikada teröre destek veren, destek verdiğini düşündüğünüz veya o şekli ile imajı olan devletlere, bu terörün insanlık suçu olduğunu anlatıp, 'Bize bulaştı, yarın size de bulaşır' diyeceksin. Nitekim Suriye'de gördük. Dış politikanın bu çerçevede gelişmesi ve oluşması lazım. Mesela Suriye politikamız yanlış" dedi.
'ZORLA DEMOKRASİ GETİRECEĞİM DERSEN OLMUYOR'
Suriye, Mısır ve Libya konusunda hükümetle ayrı düştüklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Bizim Suriye'de ne işimiz var? Suriye'de demokrasi yok. Olabilir, ona bakarsak birçok ülkede demokrasi yok. Nasıl Türkiye'de biz demokrasiyi geliştirmeye çalışıyorsak, Suriye'de de demokrasi olmalı. Ama bunu söylem olarak uluslararası alanda BM'de Arap Birliği'nde veya o çerçevede gittiğimiz yerlerde seslendirebiliriz. Ama sana ben zorla demokrasiyi getireceğim dediğin zaman olmuyor. Birisi gelse, bizim ülkemize müdahale etse hep beraber mücadele ederiz. Dış politikanın bu bağlamda düzeltilmesi lazım. Benim dilimde tüy bitti. Silah göndermeyin dedik. Gönderirsen silah bir gün sana geri döner. El Bab'a gönderdik. Halbuki biz yetkiyi sınır güvenliği için aldık. Türkiye'nin çıkarı var mı, var. Sınır güvenliği sağlayacağız. Orada olmalıyız. Ama Suriye'nin içinde değil. IŞID terör örgütü ile mücadele sadece Türkiye'nin mücadelesi değil. Rusya, Amerika, 'Türkiye'yle mücadele edeceğim' diyor. Peki şimdi El Bab'da Türkiye dışında kimse yok. Onlar da mücadele ediyordu. Amerika ile Ruslar ne yapıyor? Bir tek askeri ölmesin diye uçakla füzeyle vuruyor. Biz giriyoruz. Sorumlulukla düşünmediğimiz taktirde ben bodoslama girerim, ben bu işi hallederim derseniz, gerçekçi olmamız lazım olmuyor. Hepimizin oturup tekrar düşünmesi lazım. Rahmetli Ecevit 2002'de iktidarı teslim ederken, Türkiye'de terör sıfırdı. Apo'yu yakalamış ve hapse atmışlardı. Olaylar bitmişti. Ne oldu şimdi? Türkiye terör batağının içine girdi. Bir eksiğimiz ve yanlışımız var" diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kahve sohbetinin ardından karayoluyla Ankara'ya hareket etti.