Görüşmede, Türk tarafının müzakerecisi Özdil Nami, Rum müzakereci Andreas Mavroyannis, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar ile diğer yetkililer hazır bulundu.
Akıncı, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Kıbrıs'ta olası bir çözümden sonra adanın etrafındaki doğal zenginliklerin İsrail'in doğal gazıyla da birleştirilerek Türkiye üzerinden gerek Türkiye'nin ihtiyaçlarına, gerekse Avrupa'nın ihtiyaçlarına dönük olarak sevk edilmesinin en mantıklı en ucuz ve en kısa yol olduğunu belirtti.
'AKDENİZ'DEKİ DOĞALGAZ ORTAK ZENGİNLİK'
Akdeniz'deki doğal gaz zenginliğinin tek topluma ait olmayan, ortak zenginlik olduğuna işaret eden Akıncı, bunun bir gerginlik alanı olma yerine bir işbirliği alanı haline dönüştürülmesi gerektiğini, bunun da başarılabileceğine inandığı söyledi.
Akıncı, yakın bir gelecekte herhangi bir kazı faaliyeti beklemediği belirterek, "Bizim beklentimiz, önümüzde bu kadar ciddi bir konferans varken, bu konunun herhangi bir şekilde sıkıntı yaratacak bir konu haline gelmemesidir. Birtakım adımlar atılıyor. Ancak bu adımların bizim konferansımıza ve çözüm çabalarımıza engel olacak boyuta ulaşmayacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Kıbrıs müzakerelerinde tarafların güvenlik ve garanti konusunda farklı pozisyonlarının bir sır olmadığını ifade eden Akıncı, eğer bir taraf, 'sıfır garanti sıfır asker' söylemini sonuna kadar sürdürürse bundan bir sonuç çıkmayacağını, bir taraf da 'Garantiler konusu dokunulmazdır' söylemini sürdürürse bundan sonuç üretilemeyeceğini dile getirdi.
Akıncı, bir taraf için olumlu olanın diğer taraf için olumsuz olmaması, bir taraf için güvence teşkil eden unsurların diğer taraf için tehdit algısı yaratmaması gerektiğini belirterek, bunu sağlamanın yolunun da müzakere etmekten geçtiğini kaydetti.
Yapılması gerekenin iyi niyetle tüm tarafların kabul edebileceği, akıl, makuliyet ve gerçekçilik yolunda buluşabilmek olduğunu ifade eden Akıncı, tarafların birbirlerine pozisyonlarını empoze edemeyeceklerini, bunun ancak uzlaşmayla olabileceğini vurguladı.
Akıncı, Cenevre Konferansı'na gitmeden önce gerek müzakereciler gerekse liderler düzeyinde toplantıların devam ettiğini belirterek, liderlerin 4 Ocak'ta toplanacağını, gerekirse 9 Ocak'tan önce de bir liderler toplantısı daha yapılabileceğini belirtti.
Kıbrıs'ta müzakereler, Kuzey Kıbrıs lideri Akıncı'nın göreve gelmesinin ardından Eide'nin arabuluculuğunda 15 Mayıs 2015'te yeniden başlamıştı. Taraflar, 20-21 Kasım'da İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında yürütülen müzakerelerden, Rum yönetiminin beklenen adımları atmaması nedeniyle sonuçsuz ayrılmıştı.
Taraflar, 1 Aralık'ta aldıkları kararla İsviçre'nin başkenti Cenevre'de 9 Ocak'ta bir araya gelme, 11 Ocak'ta kendi haritalarını sunma ve 12 Ocak'ta da garantör ülkelerin katılacağı uluslararası konferansta bir araya gelme konusunda anlaşmıştı.