Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Habertürk'ten Kübra Par'a verdiği mülakatta Türkiye’deki siyaset geleneğine dair uyarılarda bulundu.
'CENNETE GİTMEK İÇİN BİR EFENDİ HAZRETİ BEKLİYORUZ'
Çiçek, "Önerilen hükümet sistemi Türkiye’yi otoriterliğe götürür mü?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Demokrasi sadece şekli düzenlemeden, kanuni metinlerden ibaret değil. Demokrasi kültüründe toplumun hak ve özgürlüklere sahip çıkması gerekir. Bu da insan kalitemiz ve tipolojimizle doğrudan alakalı. Bu ülke, siyaseten ve dinen kandırılmışlar ülkesi. Dinen kandırıldığını gördük. Kendi meclisini bombalayacak kadar, kendi insanına kurşun sıkacak kadar zalimleşiyor. Böyle bir insan tipine hangi demokrasiyi, modeli getirirseniz getirin, bunu hak etmez. Cennete gitmek için bir efendi hazreti bekliyoruz.
'ÖYLE SÜPER ZEKA, BÜYÜK KAHRAMANA GEREK YOK, DOĞRU KURALLARI KOYACAKSINIZ'
Dünyadaki sıkıntılarımızdan kurtulmak için de bir kahraman bekliyoruz. Halbuki demokrasi, doğru kurallarla vasat zekâlı insanların işlettiği bir sistemdir. Doğru kuralları koyacaksınız. Öyle süper zekâ, büyük kahramana falan gerek yok. Ülke meselelerine hep şahıslaştırarak çözüm aramaya çalışıyoruz. Bu kadar savaş görmüş, sıkıntı çekmiş ve rejim değiştirmişiz. 150 sene sonra hâlâ iki cihanda bizi kurtaracak tek adamlar arıyoruz. Gelişmiş Avrupa ülkelerine bakalım. Kahraman mı arıyorlar? Cennete gitmek için bir adam, dünyadaki sıkıntılarımızı çözmek için bir adam…
Çok açık söylüyorum. Türkiye’nin bu aymazlıktan ve kolaycılıktan kurtulması lazım. Sistemi sağlam kurmamız lazım. Himmet adı altında, bir sürü paranızı vereceksiniz. Bu toplanan paralarla başka ülkelerle seçim kampanyaları finanse edilecek. Sonra 'Ütüldük' diyeceksiniz. Bunu hangi kanun engelleyebilir ki?"
Çiçek, AK Parti ve MHP’nin üzerinde uzlaştığı anayasa değişikliği teklifiyle ilgili de şunları söyledi: "Bütün eksikliklerine rağmen önemli bir gelişmedir, bunu kabul etmek gerekir. Aslında toplumun talebi sıfırdan yeni bir Anayasa’dır, kısmı bir değişiklik değil. Kısmi değişikliklerle yamalı bohçaya dönmüş bir Anayasa’yla Türkiye 2016’yı da bitirmek üzere. Nitekim 2007’de neredeyse rejim bunalımı çıkıyordu. 2011’de, yeni bir Anayasa yapma adına iyi bir atmosfer yakalandı. Meclis’teki 4 siyasi parti buna destek verdi. Benim başkanlığımda, 2 seneye yakın uzun bir çalışma yaptık. 2011 sürecinde, 63 maddelik bir hak ve özgürlükler bölümü vardı. Bunun 43’ü üzerinde uzlaşmaya varılmıştı ama yapılamadı. Türkiye demokratik bir ülke. AB süreci, sıkıntılı olsa da devam ediyor. Türkiye’ye yönelik itirazların önemli bir kısmı hak ve özgürlüklerle alakalı. Hükümet modeliyle ilgili bir düzenleme yapsak bile, hak ve özgürlükler alanındaki sıkıntılar devam edecek demektir."
Çiçek'in öne çıkan diğer ifadeleri de şu şekilde:
'HSYK'NIN 12 KİŞİLİK SEÇİMİNDE DEĞİŞİKLİK OLABİLİR'
'ABD KONGRESİ'NİN BAŞKA DENETİM MEKANİZMALARI VAR, BURADA YOK, OLSA İYİ OLURDU'
'İKTİDAR PARTİSİNDEN KABADAYILIK YAPACAK ADAMLARIN BEKLENDİĞİ BİR SÜRECE GİRDİK, YAKIN ÇEVREMİZDE GÖRÜYORUZ'
- ('Cumhurbaşkanı, partisiyle ilişiğinin kesilmemesi nedeniyle Meclis’teki milletvekilleri üzerinde nüfuz sahibi olabilecek, erkler ayrılığı kalkacak' deniliyor. Bu eleştirinin haklılık payı var mı?' sorusuna) Anayasa’yı bugünkü siyasi aktörler bakımından tartışıyoruz, halbuki biz bunu 20-30 yıl sonra da kullanacağız. Türkiye’de siyasetin arızalı tarafları var. Muhalefet göz doldurmadığı için iktidar partisinin içinden kabadayılık yapacak, kafa tutacak adamların beklendiği bir sürece girdik. Kendi yakın çevremizde görüyoruz.