Deutsche Welle Türkçe'nin haberine göre, alt komisyona başkanlık eden Danimarkalı parlamenter Mogens Jensen, konu hakkında yaptığı açıklamada, "Darbe girişiminin sorumlularını tespit etmek ve cezalandırmak devletin hak ve ödevidir. Devletin vatandaşlarını koruma ve terörizmin her türüyle mücadele yükümlülüğü de vardır. Ancak sadece hukuk devleti kapsamındaki yanıtlar kalıcı biçimde etkili olacaktır. Türkiye, İstanbul'daki son çifte saldırının ne yazık ki bir kez daha gösterdiği gibi gerçek bir terör tehdidiyle karşı karşıya olsa da bu kuralın dışında kalamaz" ifadelerini kullandı.
'ÖNLEMLER NORMLARIN ÖTESİNDE'
Raporda özellikle Kanun Hükmünde Kararnamelerle 100 binden fazla kişi hakkındaki idari cezalar, on binlerce kişinin 'somut delil olmaksızın' gözaltına alınması, bazı parlamenterlerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve medya kuruluşlarına yönelik operasyonlar 'kaygı verici' olarak değerlendirildi. Alt Komisyon heyeti Türkiye ziyareti sırasında hapisteki HDP eş genel başkanlarını da ziyaret etmek istedi, ancak bu talepleri geri çevrildi.
'TÜRKİYE, YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİREMEZ HALE GELDİ'
Alt komisyon bu tespitlerden yola çıkarak Türkiye'nin Avrupa Konseyi üyeliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getiremez hale geldiği sonucuna vardı ve yeniden denetim sürecine dahil edilmesini önerdi.
'DIŞLANMA OLMASIN'
Buna karşılık, AKPM üyesi 18 Türk parlamenterin 'AKPM'den dışlanmamaları' çağrısında bulundu. Türk parlamenterler Avrupa Konseyi'nin 1949'daki kuruluşundan bu yana sadece 12 Eylül darbesi nedeniyle Mayıs 1981-Ocak 1984 döneminde AKPM'den dışlanmıştı.
Ankara, 1996 yılında dahil edildiği bu süreçten Haziran 2004'te çıkarılmış ve 'post-monitoring' olarak tanımlanan denetim sonrası sürece alınmıştı. Bu karar AB'nin Aralık 2004'te Ankara ile üyelik müzakerelerine başlama kararı almasında önemli rol oynamıştı.
AKPM'nin siyasi denetim sürecinde şu anda Ermenistan, Azerbaycan, Moldova, Bosna-Hersek, Gürcistan, Moldova, Rusya, Sırbistan ve Ukrayna bulunuyor.