Gazeteci Hüsnü Mahalli savcıya verdiği ifadesinde şunları söyledi:
"Bana isnat etmiş olduğunuz suçlamayı anladım. Öncelikle şu sözü belirtmek isterim ki, ben 2011 yılının ortalarında ve Arap Baharı olarak tabir edilen döneme kadar mevcut hükümetin politikalarını desteklemekteydim. Bu konuda yazı ve söylemlerim de mevcuttur. Ancak, belirttiğim dönemlerden sonra hükümetin bu yöndeki politikalarını eleştirmeye başladım. IŞİD, El Nusra gibi terör örgütlerinin gerek sosyal medya gerekse yazılı ve görsel basın ve diğer platformlarda yaptıkları propaganda faaliyetlerinin içeriği açık kaynaklardan tespit edilebilmektedir.
‘ATILI SUÇLAMAYA MUHATAP OLMAK BENİM İÇİN ONUR KIRICIDIR'
Ben söz konusu tespitlere dayanarak hükümetin bu konuda duyarlı olmasını, bu gibi değerlendirmelerin ülkemizi ve hükumetimizi uluslararası camiada zor durumda bırakacağını, duyarlı bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak belirttim. Bu söylemlere muhatap olan hükumetimizin ve devletimizin uluslararası camiada mağdur olmaması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet ve milletinin zor durumda kalmaması için uyarılarda bulundum. Atılı suçlamaya muhatap olmak benim için onur kırıcıdır. Benim, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin saygınlığını zedeleyebilecek şekilde bir olgu itham etmem söz konusu değildir. Ben 2011 yılına kadar, hükümetimiz ile Ortadoğu ülkeleri arasında dostluk ilişkileri kurulmasına ve geliştirilmesine aracılık ettim, hükümetimize bu konuda danışmanlık da yaptım. Ben Ortadoğu'da tanınan bir gazeteciyim. Türkiye Cumhuriyeti adına danışmanlık yaptığım için Arap medyasında benim için Türk ajanı söyleminde bulunulmuştur. 2011 yılı Şubat ayında da, dönemin başbakanının tavsiyesiyle Türk vatandaşı oldum. Anlattığım nedenlerle suçlamayı kabul etmiyorum. Benim Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Cumhurbaşkanına hakaret etmem söz konusu olamaz ve kendime hakaret olarak sayıyorum. Ayrıca benim nörolojik MS hastalığım bulunmaktadır. Gözaltındayken rahatsızlanmam sonucu doktorların tedavi görmem yönündeki ısrarlarına rağmen ifade vermek amacıyla adliyeye geldim. Yeniden hastanede tedavi olmam gerekmektedir. Sağlık sorunlarımı devlet büyüklerimiz de bilmektedir."
Mahalli ifadesinin ardından tutuklama talebiyle nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk edildi.