Suudi Arabistan'ın BM İnsan Hakları Konseyi üyesi olmasını da değerlendiren Alman parlamenter, "BM İnsan Hakları Konseyi'nde üyelik bir ülkenin insancıl politika yürüttüğünün garantisi değil" yorumunda bulundu.
'BATI REZİL BİÇİMDE GÖRMEZDEN GELİYOR'
Suudi Arabistan'ın Ortadoğu'daki egemenliğini ve bölgesel güç rolünü güçlendirmek için silaha ihtiyaç duyduğunu belirten Neu, "Bunu, Şii devrimi olduğu için Suudiler tarafından yıkıcı bombardımanlara maruz kalan Yemen'de görüyoruz. Bunun yanında Batı rezil bir biçimde bunu görmezden geliyor ve prensip olarak Yemen'deki olayları gündeme getirmek istemiyor" diye konuştu.
Alman hükümetinin kime silah sattığını bilmeyecek kadar naif olmadığını kaydeden Neu, "Suudi kraliyet evinin ideolojik yönelimi vahhabilik, yani IŞİD, Nusra ve diğer cihatçılarla aynı ideolojiye sahipler. Suudi Arabistan, IŞİD'e karşı mücadeleye katılmak zorunda kalsa da, bu katılım ciddi değil ve bu ülke bunu aslında vahhabilikteki rekabeti bastırmak için yapıyor. Yani Almanya hükümetinin, Avrupa'da terörist ama Suriye'de bu ülkeyi (Devlet Başkanı Beşar) Esad'dan özgürleştirmek isteyen isyancılar olarak gösterilen cihatçıları ve İslamcıları desteklediği ortada. Almanya, diğer Avrupa ülkeleri ve ABD, Suriye'de cihatçıları destekleyerek Suudi Arabistan ile ortaklaşa hareket ediyor" ifadelerini kullandı.
Alman siyasetçiler ile medyanın, Halep'ten kovulan militanların ne kadar korkunç kişiler olduğunu asla itiraf etmeyeceğini belirten solcu parlamenter, "Çünkü bu durumda, uzun yıllar boyunca yanlış ata oynadığını itiraf etmeleri gerekecek. Kurbanlardan, meşru isyancılardan, ılımlı muhalefetten bahsetmeye devam edecekler. Suriye hükümetini ve Rusya'yı Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne vermek için bu miti tekrar tekrar anlatmaya devam edecekler" dedi.
Alman istihbaratının, Suudi Arabistan'daki dini örgütlerle hükümetin Almanya'daki Selefi gruplara destek verdiği yönündeki uyarısını da değerlendiren Neu, Berlin'in bu konuda tedirgin olmadığını belirterek şunu söyledi: "Almanya'nın iç güvenliğini tehdit eden bir partnerle karşı karşıyayız. ABD'de de durum aynı. Bu yakınlarda, 11 Eylül saldırılarıyla ilgili yeni bir rapor yayınlandı. Raporda, saldırının hazırlık aşamasına Suudi yetkililerin de dahil olduğuna dair deliller sunuldu. Böylece ABD vatandaşları bu ülkeye karşı dava açma hakkını kazandı. Gerçi bu yakında gidecek olan Başkan Barack Obama bu kanunun kabul edilmesini engellemeye çalışıyor".