Bozdağ ise verdiği cevapta, şu ana kadar 3 bin 820 hakim ve savcı hakkında adli işlem yapıldığını ve 2 bin 430 kişinin tutuklu durumda bulunduğunu söyledi. “Hem Yargıtay, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, HSYK, ilk derece mahkemeleri ve istinaf dahil adli idari yargının tamamında böyle bir durum söz konusu” diyen Bozdağ, şöyle devam etti:
“Tabii, örgüt üyesi oldukları nedeniyle meslekten uzaklaştıranların verdikleri kararlarla ilgili kamuoyunda talepler var, beklentiler var, eleştiriler var. Bizim, şu anda, esasında Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu’muzda yargılamanın yenilenmesine ilişkin düzenlemeler var. İç hukukumuzda da bireysel başvuru yoluyla da yargılama yenilenebiliyor. AİHM’e gittiğinde de aynı imkân var yani yargılamanın yenilenmesine ilişkin şu anda mekanizmalar var. Vatandaşlarımız bu mekanizmaları kullanabilir.
CMK'nın 311. maddenin 1. fıkrasının c bendinde diyor ki: “Hükme katılmış olan hakimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş ise” bu imkanı veriyor. Bunu kim değerlendirecek? Mahkeme değerlendirecek. Öte yandan, yine (e) bendinde: “Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatını veya hafif cezayı almasını gerektiren durum ortaya çıkıyorsa…” Daha başka burada şartlar da var. Esasında, burada böyle bir ihtimal varsa Ceza Muhakemesi Kanunu’nda da, Hukuk Muhakemesi Kanunu’nda da buna imkân veren düzenleme var, bunun için ayrıca bir yasal düzenlemeye gerek yok.”
‘SAVCILIKLARA YILDA 7 MİLYON ŞİKAYET GELİYOR’
Yasal düzenleme yapıldığında da büyük bir hukuk kaosu ortaya çıkabileceğine savunan Bozdağ, şunları söyledi:
“Yani şu anda bütün davaların hepsinin üzerine şaibe varmış gibi değerlendirmek de fevkalade yanlış olur. Türkiye’de yılda yaklaşık 7 milyon civarında savcılıklara gelen şikâyet var, fazlası var eksiği yok. Bunların yaklaşık 3 milyon civarındaki kısmı davaya veya işleme dönüyor. Geriye dönük buna bir baktığınızda on yıl mı gideceğiz, beş yıl mı gideceğiz, bunun tayini de zor. Bir de bugün yeni şikâyetler var, yeni olaylar var, mevcut, elde bu kadar davalar var. Eğer bir yasal düzenleme yapılırsa, bu, Türkiye’de büyük bir hukuk kaosuna yol açar, milletin adalete güvenini de zedeler. Şu anda bizim sistemimizde esasında bu konudaki sorunları çözecek düzenlemeler var, yeteri kadar hüküm var, bu nedenle bunlar işletilebilir.”