Bunu, “hukuk dışı, mantıksız ve asılsız” olarak tanımlayan Erdoğan, “Bize karşı tek bir delil yok, suçlamayı formüle etmek için daha önce şikayet konusu olmamış dört haberimden bazı cümleleri kullanmışlar” ifadelerini kullandı.
'CUMHURBAŞKANININ, KADIN AYDINLARA SAYGISI YOK'
“Rejim, totaliter hale geliyor ve o, hakikatin tek ve mutlak sahibi olduğundan emin olmak istiyor. Erdoğan, en küçük bir eleştiriyi dahi hazmedemiyor ve tüm kızgınlığı ile intikam duygusunu aydınlara doğru yöneltiyor. Özellikle kadın aydınlara saygısı yok. Bizden nefret mi ediyor yoksa bizden korkuyor mu, anlamıyorum.”
'SAATİNİ BİLMEDİĞİM BİR TRENİ BEKLİYOR GİBİYİM'
Erdoğan, hapishanede günlerin nasıl geçtiğini ise, “Her gün bir diğerinin aynısı: sayım, sessizlik, avukatla görüşme, akşam sayımı… Soğuk, dar ve kalabalık bir tren istasyonunda, saatini bilmediğim bir treni bekliyor gibiyim” sözleriyle anlattı.
'TÜRKİYE’DEKİ HER MUHALİF GİBİ SAVUNMASIZIM'
“Bir AKP milletvekili, ‘cezaevlerinde karışıklık çıkarılıp, teröristler linç edilebilir’ uyarısında bulundu. Bundan sonra gerçekten korku yaşadık. Demir kapıların sayısı artırıldı, ancak bu, bizi korumak için değil, çıkışlarımızı daha da güçleştirmek için yapıldı. 5 gece boyunca nöbet tuttuk. Pazar günü alarma geçilmişti, ancak buna alıştığım için ben kaşlarımı dahi almaya devam ettim. Alevler arasında (çıkabilecek bir yangında) boğulmamı nasıl kolaylaştırırım, diye hesapladım. Türkiye’deki her muhalif gibi tamamen savunmasızım.”
'TEK ÇIKIŞ YOLU, AVRUPA’NIN TÜRKİYE’YE BASKI YAPMASI'
Aslı Erdoğan, dünya çapındaki aydınların, kendisinin serbest bırakılmasına ilişkin çağrılarının işe yarayıp yaramayacağı hakkında ne düşündüğünü ise şu sözlerle ifade etti:
Bir başka soru üzerine Avrupa’nın, sığınmacı anlaşması karşılığında Türkiye’de olan bitenlere gözlerini kapamaya bir son vermesi gerektiğini belirten Aslı Erdoğan, “Avrupa, baskı yapma gücüne sahip, ticari olarak da. Türkiye, çaresiz insanları bir şantaj malzemesi olarak kullanıyor” diye görüşünü aktardı.