Uluslararası hukuka göre, Türkiye'ye bağlı olan Marathi Adası'nın 2004'ten beri Yunan işgali altında olduğu, adaya Yunan vatandaşlarının yerleştirildiği ve Yunan bayrakları asıldığı belirlenmişti. Adanın işgalini Ege'de Türkiye'ye ait 17 ada ve 1 kayalığın işgal edildiğini de gündeme getiren Ümit Yalım kamuoyuna açıkladı. Sözcü'nün 16 Kasım 2016 tarihli haberinin ardından Birleşmiş Milletler Cenevre Ofisi ile temasa geçen Yalım, işgal altındaki 18. adanın tescil belgesini istedi. Ofis yetkilileri Marathi Adası'nın tescil belgesini Yalım'a iletti.
MİSAK-I MİLLİ SINIRLARI İÇERİSİNDE
Marathi Adası'nın, 30 Ekim 1918 tarihinde işgal altında olmadığını, bu sebeple Misak-ı Milli sınırları içinde bulunduğuna dikkat çeken Ümit Yalım, şunları kaydetti:
"4 Ocak 1932'de Türk-İtalyan Sözleşmesi imzalandı. Sözleşmenin onay süreci devam ederken Türkiye, 1932'de Milletler Cemiyeti'ne üye oldu. Türk-İtalyan Sözleşmesi, 14 Ocak 1933'te TBMM tarafından kabul edildi ve 25 Ocak 1933 tarihli Resmi Gazete'de yayınlandı. Resmi Gazete'de yayınlanan Türk-İtalyan Sözleşmesi'nin 1. maddesinde, Marathi Adası'nın Türkiye'nin egemenliği altında olduğu belirtilmiştir. Sözleşme, 24 Mayıs 1933'te Milletler Cemiyeti Sekreterliği'ne tescil ettirilmiştir. Bu belge arşivlerde…"
GÜNÜN MANŞETİ
— Sözcü (@gazetesozcu) 5 Aralık 2016
Yunan'a kaptırdığımız adanın tapusu çıktı! https://t.co/DfZwlgGd2d pic.twitter.com/de3A031i1J
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Ege'deki 18 adanın Yunanistan tarafından işgal edildiği eleştirilerine verdiği "Adaların hukuki ve fiili durumunda hiçbir değişiklik olmamıştır" yanıtına Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım tepki gösterdi.
Yalım, hükümetin ‘adacık ve kayalık' diyerek bu konuyu geçiştirmeye çalıştığını kaydetti. Yalım şunları söyledi:
"Adacık ve kayalık diyorlar. Adacık değil ada. Uluslararası dokümanlarda da ada olarak kabul ediliyor. Amerikan ve İngiliz haritalarında da açıkça ada olarak geçiyor. Lozan Antlaşması'nın 15 maddesinde yer alan ‘adacık' ifadesine bağlayarak, verilen 18 adayı bu adacıkların arasına sokmaya çalışıyorlar. Hükümet 2004 yılında AB'den müzakere tarihi alabilmek için bu adaları alenen Yunanistan'a verdi. Şimdi de AB olmasa da olur diyorlar. İşlenen günah çok büyük.''