Alacakları ürünü Rusya'dan ruble, Çin'den yuan ile bu ülkelerin de aynı şekilde Türkiye'den aldıkları ürünleri Türk lirası ile alacaklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adalet bu, diğerinde ise biz kur baskısıyla karşılıksız paraların basıldığı yere ne yapıyoruz, hizmet ediyoruz. Bu işi düzelteceğiz. Bir tuzak kuruldu, bu tuzağı bizim bozmamız lazım, geri çevirmemiz lazım. Onun için de tüm sanayici ve iş adamı kardeşlerim bu hassasiyet içerisinden şöyle önümüzdeki 2 yıl, 3 yıl, bu iş tam yoluna oturuna kadar bu kararlılığımızı gösterelim" diye konuştu.
'ASKERİ PİYONLARLA AMAÇLARINA ULAŞAMAYINCA, PARALI PİYONLARI ÖNE SÜRDÜLER'
"Asker elbisesi giymiş piyonlarıyla amaçlarına ulaşamayınca, ellerinde para desteleri olan diğer piyonlarını sahneye sürdüler" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ama bu sefer de muvaffak olamayacaklar. Çünkü bunlar ne matematik, ne ekonomi biliyorlar. Ne siyasetten ne de tarihten anlıyorlar. Şayet matematik bilseler, Türkiye'nin son 14 yılda ekonomisini 3 kat büyüttüğünü, 230 milyar dolarlık ekonomiyi 800 milyar dolar seviyesine çıkardığını görürlerdi. Ekonomiden anlasalar, 2002 yılında yüzde 61,5 olan kamu net borcunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranını yüzde 8,3 olarak düşüren bir Türkiye'yle karşı karşıya bulunduklarının farkına varırlardı. Siyaset bilseler, 15 Temmuz gibi pek çok ülkeyi yere serecek bir darbe girişiminden sonra Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli gibi büyük projeleri hizmete açmamızın gerisindeki gücü görürlerdi.
Durdurabildiniz mi? Durduramayacaksınız. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açtık. Bu ayın 20'sinde de inşallah Avrasya Tüneli'ni açıyoruz, boğazın altından ikinci bir geçiş, otomobillerin geçişini sağlıyoruz. İnşallah 2018'in başında da dünyanın bir numaralı havalimanının açılışını yapacağız, birinci etabı bitecek. Türkiye bunları şu andaki koşullarda yapıyor. Kanal İstanbul geliyor, onun da çalışmaları bir taraftan devam ediyor. Yapacağız, biz dertliyiz, biz aşığız, biz inanmışız ve bu işi başaracağız, önümüzü kesemeyecekler."
Başbakan Binali Yıldırım, ilgili bakan ve bürokratların katılımıyla ekonomi toplantısı yaptıklarını belirten Recep Tayyip Erdoğan, "Dedik ki; 'Ne olursa olsun faiz oranlarını bir defa düşürmek gerekiyor'. Faiz oranlarını düşürelim ki yatırımcının önünü kesme. Yatırımcı sıkışıyor, şu anda bakıyorsun 14, 15, 16, 17 puanla faizle yatırımcıya kredi veriyor. Böyle şey olur mu? Bu ülke ayağa kalkar mı? Kalkmaz, çökertirsiniz, bitirirsiniz. Eğer istihdam şu anda 11,7, 11.8 buralara gelmişse bunun sebebi ne? İşsizliğin sebebi ne? Yatırımlar artık duruyor, buraya doğru gidiyor. Biz bu yatırımı birden şöyle hareketlendirmemiz lazım. Onun için de girişimcinin, yatırımcının önünü açmamız lazım. Eğer parayı ucuza mal ederse, onun yatırım yapma imkanı artar" ifadelerini kullandı.
'ŞU AN TULUMBADA SU YOK'
"Şu anda tulumbada su yok." diyen Erdoğan, "Tulumbaya su doldurmak lazım. Onu kim yapacak, elinde gücü bulunduranlar. KOBİ'lerle ilgili açıklama yaptı Sayın Başbakan. İşte bu bir KOBİ için o tulumbadaki sudur. Suyu koyarsan tulumba kuyudan suyu çekmeye başlar" şeklinde konuştu.
KOBİ'lerin, şirketlerin tulumbaya konulacak suya ihtiyacını olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama bu su daha orada çalışmadan kurursa buradan netice alamayız. Bunu halletmemiz lazım. Onun için de bakın biz faizde 4,6'ya kadar düşmüştük. Neyi patlattılar? Gezi olaylarını patlattılar. Bir anda hemen 4,6'dan 10'lu rakamlara çıktık." dedi.
"Bütün dünyanın gözü, güçlenen, parlayan bir Türkiye'nin bir defa güçlü bir geleceğinin olmamasıdır" diyen Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"Onun için ben Kayseri'nin iş adamlarına güveniyorum, onlar bu işi iyi bilirler. Fakat bu malum takım, bu Fetocular tarihten anlasalar, tüm yokluk yoksulluklar içinde Çanakkale'de yedi düveli denize dökmüş, Anadolu'yu döneminin en modern askeri gücüne dar etmiş bu milletin diz çökmeyeceğini idrak ederlerdi. Bu milleti tanısalar, 2 bin 200 yıllık geleneği olan Türklerin her türlü operasyona, her türlü saldırıya, her türlü ihanete daima hazırlıklı olduğunu fark ederler. Bilmedikleri, anlamadıkları, tanımadıkları için son 3-4 yıldır her seferinde hüsrana uğramaktan kurtulamıyorlar. 'Yenilen pehlivan güreşe doymaz' misali bir türlü neticeyi de kabullenemiyorlar."
Bir ülkeyi ayakta tutan değerin ne maden, ne yer altı kaynakları olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bir devletin asıl gücü nedir biliyor musunuz? İnsan. Rabbimizin 'eşrefimahluk' olarak yaratmış olduğu insan. Ekonomi tahsili görürken bize anlatırlardı, başarının esasları 3'tür, 4'tür, 5'tir. İnsanı yine başa koyarlar, ondan sonra 'emek' derler, ondan sonra 'sermaye' derler, ondan sonra 'istihdam' derler. Ben diyorum ki; hayır hiçbiri, sadece insan. Çünkü emek insanın türevidir, sermaye insanın türevidir. Eğer insan varsa emek var, insan varsa sermaye var, insanlar varsa istihdam var. Eğer olmazsa bunların hiçbiri yok. İnsan varsa yatırım var, insan yoksa o da yok, insan varsa tüketim var, insan yoksa tüketim de yok ve biz insanın temelini oluşturduğu böyle bir başarı hikayesini inşallah ülkemizde bu sıkıntılı dönemde insanoğlu ile başaracağız, vatandaşlarımızla başaracağız."
'HİÇBİR OPERASYON BU MİLLETE DİZ ÇÖKTÜREMEZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Devletle millet arasındaki bağ kavi oldukça evelallah hiçbir operasyon bu ülkeye diz çöktüremez. Hamdolsun 7'den 70'e tüm milletimiz genciyle, yaşlısıyla, esnafıyla, çiftçisiyle ülkesine sahip çıkma konusunda gerçekten dünyaya örnek gösterilecek bir duruş sergiliyor. Döviz yerine Türk lirası kullanma çağrımıza kulak veren firmalarımızı, KOBİ'lerimizi, insanlarımızı gördükçe bu ülkeye, Türkiye'nin parlak geleceğine olan inancımız daha da artıyor." değerlendirmesinde bulundu.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FETÖ'yü milletin başına musallat eden temel nedenin, milli, manevi değerlere baskı ve ötekileştirme politikaları olduğunu belirterek, "Biz bu anlayışı kökten değiştirmek, milletle devleti kucaklaştırmak için böyle adımlar attık. Artık terör örgütlerine karşı acımasız, vatandaşına karşı merhametli bir devlet var. Bugün artık hukuktan, adaletten ayrılmayan, insanı merkeze alan bir bakış açısı var. İnşallah bu anlayış her alanda kök saldıkça, devletin tüm kademelerine yerleştikçe şahıslardan kaynaklanan bazı eksikler de ortadan kalkacak." dedi.
Türkiye'nin tarihte yaşadığı en büyük ihanetlerden biri olan 15 Temmuz darbe girişimini milletin, devletine, seçilmiş hükümetine sahip çıkması sayesinde boşa çıkardığını belirten Erdoğan, bu ihanetin başarısız olmasının sebebinin, milletin, göğsünü kurşunlara, bombalara siper etmesi olduğunu kaydetti.
Erdoğan, şöyle konuştu:
"FETÖ'cü teröristler bu ülkeyi teslim alamadılarsa 'Rabbi yessir vela tuassir Rabbi temmim bi'l-hayr' diyerek ellerinde bayrak, yüreklerinde iman, dillerinde tekbirlerle yürüyen ak sakallı dedelerimiz, ak saçlı ninelerimiz sayesindedir. Üstad Sezai Karakoç diyor ya 'Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır' diyor ya. İşte 15 Temmuz'da kapkaranlık başlayan o geceyi, aydınlık bir sabaha tebdil edenler, mübarek kanlarıyla meydanları, caddeleri, sokakları sulayan aziz şehitlerimizdir, gazilerimizdir. Bu günümüz ve geleceğimiz için ne o gece yaşanan ihaneti ne de bu milletin ortaya koyduğu destansı direnişi unutmamalıyız. Akif merhum diyor ya 'Geçmişten adam hisse kaparmış. Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa, yarım hisse mi verdi? Tarihi 'tekerrür' diye tarif ediyorlar. Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi? ' Evet. Hep birlikte o geceden ibret alarak kendimizin ve çocuklarımızın bir daha böyle acılar yaşamasına asla müsaade etmeyeceğiz."
'SU UYUR FETOCULAR UYUMAZ'
Bu konuda toplumun her kesimine düşen görevler bulunduğunu anlatan Erdoğan, öncelikle Fetonun 40 yıl boyunca topluma nasıl bu kadar sirayet edebildiğini, bu kadar iyi örgütlenebildiğini kavramak gerektiğini söyledi.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu yapıyı, milletimizin başına musallat eden temel neden, milli ve manevi değerlerine bağlı insanlara yönelik baskılardır. Ötekileştirme politikalarıdır. Biz bu anlayışı kökten değiştirmek, milletle devleti kucaklaştırmak için böyle adımlar attık. Artık terör örgütlerine karşı acımasız, vatandaşına karşı merhametli bir devlet var. Bugün artık hukuktan, adaletten ayrılmayan, insanı merkeze alan bir bakış açısı var. İnşallah bu anlayış her alanda kök saldıkça, devletin tüm kademelerine yerleştikçe şahıslardan kaynaklanan bazı eksikler de ortadan kalkacak. Bu örgütle mücadelenin kolay ve kısa vadeli olmadığını hepimiz çok iyi idrak etmeliyiz. Su uyur, Fetocular uyumaz."
Helali haram, haramı helal kılacak kadar akidesi bozuk bir yapı bulunduğunu unutmamak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Şimdi artık ondan da şüphelenmeye başladım. Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olan bir yapı bu yapı. Örgütün sosyal medya, fısıltı gazetesi ve deşifre olmamış militanları aracılığıyla yaptığı algı operasyonlarına karşı ben tüm vatandaşlarımızın uyanık olmasını istiyorum." dedi.
Erdoğan, örgütün, mağduriyet edebiyatı üzerinden kendini aklamaya, insanların kafasını karıştırmaya çalıştığını belirterek, şunları kaydetti:
"Şunu bir kez daha altını çizerek ifade etmek istiyorum. Devletimiz ve yargımız, maruz kaldığımız bu büyük ihanete rağmen aklıselimini, sağduyusunu muhafaza ederek süreci yürütüyor. İlgili tüm kurumlarımız örgüte bulaşan ve bulaşmayan, bunları ayırt ederek, kılı kırk yararak bu mücadeleyi sürdürüyor. Bu mesele benim şahsi meselem veya bir partinin meselesi değildir. Bu mesele milletimiz ve devletimiz için bir beka meselesidir. Böyle olduğu için de bu yapıyı ve 17-25 Aralık'tan sonra tüm uyarılara rağmen, tüm ikazlara rağmen örgütün arkasında duranları tasviye etmek, onlara hukuk içinde hesap sormak bizim boynumuzun borcudur. Topluma ve devlete sirayet eden bu habis uru tamamen temizleyinceye kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz."