Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesinin ardından başlayan krizin aşılmasının ardından iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi katılımcılara soruldu. İlişkilerin gelişmesini destekleyenlerin oranı yüzde 86.6 çıkarken, ilişkilerin gelişmesini istemeyenlerin yüzdesi 8.8'de kaldı. Yüzde 4.6 ise ‘Fikrim yok' yanıtını verdi. Seçmene göre dağılımda ise AK Partili seçmenin yüzde 89'u, CHP ve MHP'li seçmenin yüzde 88'i ve HDP'lilerin yüzde 85.1'i ilişkilerin gelişmesinden yana olduğunu belirtti.
Andy-Ar Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Acar, 24 Kasım 2015'te Türkiye'nin Suriye sınırında bir Rus uçağını düşürmesi sonrası iki ülke arasında yaşanan gergin süreçte Türkiye'de Rusya'ya karşı olumsuz bir algı oluştuğunu ifade ederek "Bunun biraz liderlerin, özellikle iktidar partisini tutumuyla da alakalı olduğunu söyleyebiliriz. Yani Türkiye kamuoyunda Rusya'ya karşı böyle bir olumsuz algı egemen hale gelmişti" dedi.
Krizin aşılmasıyla birlikte şu an krizdekinin tam tersi yönde bir algı olduğunu, Rusya'nın, ‘Türkiye'nin en yakın dostu' olarak görülmeye başlandığını kaydeden Acar, "Tabii yine liderlerin özellikle Türkiye kamuoyundaki paylaşımlarıyla orantılı ilerliyor. Rusya'yla uçak krizinin aşılması, son dönemde sık görüşmeler, Erdoğan-Putin ilişkisi ve 15 Temmuz sonrasında şehir efsanesine dönüşen Putin'in darbe girişimindeki tutumu, iktidar partisine ve Erdoğan'a desteğinin Türkiye kamuoyunda olumlu algılandığını görüyoruz" diye konuştu.
Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin AB ile müzakerelerinin durdurulması yönünde aldığı tavsiye kararı sonrasında Türkiye'de Avrupa'ya yönelik olumsuz bir algı olduğunu da kaydeden Acar, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla şu anda alternatif güzergah olarak değerlendirilen Şanghay İşbirliği Örgütü konusu da gündeme geldi. Bunların hepsini bir araya getirdiğinizde Rusya'yla masada iyi bir ilişki sürecinin olduğu gözlemleniyor. Türkiye kamuoyunda da algı bu. Bugün yüzde 86'ya kadar çıkmış bir oran var, mevcut durumun çok yoğun bir destek oranıyla karşılık bulduğunu söyleyebiliriz, bu da bugünkü durumun sürdürülebilir olması ile ilgili bir mesajı içeriyor siyasete. Türkiye kamuoyunda ‘Rusya ile ilişkilerimizi mevcut haliyle, iyi ve düzelmiş şekliyle sürdürmek gerekiyor Türkiye'nin çıkarları için' şeklinde bir yorumu görüyoruz. Bunun nedenlerinden bir tanesi AB ile yaşanan sıkıntılı süreç, alternatif olarak bir dostluk arayışı içerisinde olan kamuoyu burada en yakın Rusya'yı görüyor. Diğer taraftan özellikle son dönemde gelişen ve sıkça görüşme trafiğinin gerçekleştiğini bildiğimiz Putin-Erdoğan görüşmelerinin de etkili olduğu söylenebilir. Bunlar da Türkiye kamuoyunda olumlu bir şekilde yansıma yapmış görünüyor."
‘RUSYA'YLA YAŞANAN KRİZ, VATANDAŞIN CEBİNE YANSIDI, BU YÜZDEN KRİZİN AŞILMASINDAN MEMNUNİYET DUYULUYOR'
"Türkiye'ye yansıyan herhangi olumsuz bir olayın tüm seçmenlere yansıdığını biliyoruz. Uçak krizi sonrasında Türkiye'de Rusya ile ilişkilerin kötüleşmesinin ekonomiye bir şekilde yansımaları oldu, başta turizm olmak üzere. Dolayısıyla bu, sadece AK Partili seçmenlere değil, diğer parti seçmenlerinin cebine de dokundu. Dolayısıyla Rusya'yla bu krizin Türkiye'ye yansıması, ekonomik olarak milletin bizzat cebine yansıdı demek doğru olur. Bu durum, bir farkındalığı da beraberinde getirdi. Rusya ile ticari olarak karşılıklı işbirliğinin Türkiye'ye fayda sağlayan bir durum olduğu ortaya çıkmış oldu. Dolayısıyla bugün tüm seçmenler bu krizin aşılmasından memnuniyet duyuyor. En azından ekonomik olarak bu yaptırımların, olumsuz, durdurulan süreçlerin tekrar hayata geçmesi ve turizmse turizmi tekrar hareketlendirmesi, tarımsa tarım alanında yaptırımların son bulmasıyla ilgili bir temenniyi ifade ediyor. Bu sorunların ortadan kalkmasının Türkiye'ye fayda sağlayacağını düşünüyor seçmen. Böyle bir farkındalık oluştu kriz dönemi boyunca. Rusya'yla uçak krizinin ekonomik anlamda bir karşılığı oldu ve bunu tüm seçmenler bu şekilde okudu. Şu an itibariyle bu krizin aşılmış olması, krizden çıkış noktasında bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor, bu da tüm seçmenlerin temennisi olarak bizim sorularımıza verdiği yanıtlarda karşılık bulmuş diyebiliriz."
‘LİDERLERİN TUTUMU, KAMUOYU ALGISININ OLUŞMASINDA ETKİLİ'
"Tabii çocuk oyuncağı gibi bugün böyle, bir ay sonra başka bir olayda tam tersi şeklinde dönmez. Bu bir döngü halinde kamuoyunda karşılık bulmaz. Fakat az önce de ifade ettim; kamuoyunda uçak kriziyle birlikte demek ki Rusya ile ilişkilerimizin Türkiye'ye olumlu anlamda çok büyük bir getirisi olduğu yönünde bir kanaat, bir farkındalık oluştu. Rusya'yla ilişkilerin kesilmesinin Türkiye'ye büyük bir faturasının olduğuna dair bir kanaatten söz ediyorum. Bugün Putin-Erdoğan ilişkisinin de olumlu seyreden bir fotoğrafla Türkiye kamuoyunda geniş yer bulması bu anlamda belirleyici oldu diyebiliriz. Fakat yarın tam tersine bir durum oluştuğunda aynı şekilde kamuoyu tümden düşmanlığa geçer mi, bunu bu şekilde yorumlamak çok doğru olmaz. Burada liderlerin tutumunun, Türkiye kamuoyunda tartışılan konuların nasıl şekillendiğiyle de ilgili olduğunu belki görmek lazım."
‘TÜRKİYE MEDYASINDA YER BULAN GÖRÜŞLERİN ALGILARI OLUŞTURDUĞUNU GÖRÜYORUZ'
Çözüm süreci devam ederken çözüm sürecine desteğin yüzde 75-80'ler civarında olduğunu, şu an devletin PKK'ya yönelik operasyonlarını destekleyenlerin oranının da yine yüzde 75-80'ler civarında olduğuna dikkat çeken Acar, "Dün ‘Çözüm süreci olmalı' diyenler yüzde 75 civarındayken bugün ‘Devletin operasyon yapması gerekir' diyenlerin yüzde 75'le karşılık bulması gibi bir şey bu. Rusya'ya tam düşmanlık yüzde 75-80'ler dolayındaydı bugün yüzde 80'in üzerinde dostluğa dönmüş algı söz konusu. Bu, Türkiye kamuoyunun liderlerin etkisiyle şekillenmesiyle, Türkiye medyasında yer bulan görüşlerin bir şekilde algıları da oluşturduğunu ve burada belirleyici olduğunu gösteriyor. Yani liderlerin tutumunun, burada seçmenlerin sadakatiyle aynen alındığını söyleyebiliriz" dedi.