Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Rusya'nın onay vermesiyle girişilen Fırat Kalkanı operasyonunun asıl hedefinin ‘Esad'ı devirmek olduğu' sözleri gündeme bomba gibi düştü.
Erdoğan sözünü ‘devletleri değil terör örgütlerini hedef aldıklarını' belirterek düzeltmek durumunda kalırken, iki ülke arasında normalleşmeye başlayan ilişkilerde ‘soğuk rüzgar' esti.
Erdoğan'ın açıklamalarının ardından Moskova-Ankara arasındaki diplomatik ilişkileri gazeteci ve yazar Cenk Başlamış ile konuştuk.
'RUSYA DİPLOMASİDE NE YAPILMASI GEREKİYORSA ONU YAPIYOR'
Rusya'nın hantal devlet yapısına rağmen çok kıvrak ve köklü bir diplomasi geleneği olduğunu söyleyen Başlamış, "Yani duruma göre hemen pozisyon alabiliyorlar. Pozisyonlarında ayarlamalar yapabiliyorlar. Rus diplomasisi ne zaman nerede ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor. O hantal devlet yapısına hiç benzemeyen bir kıvraklık içinde. İttifak kurulması gerekirse ittifak kuruyor, işbirliği yapılması gerekirse işbirliği yapıyor, kısaca ne yapılması gerekiyorsa onu yapıyor" değerlendirmesi yaptı.
'ANKARA İLE İLİŞKİLERİN RAYINA OTURMASI 2 YILI BULABİLİR'
Ancak normalleşme sinyallerine rağmen derinlemesine sarsılan ilişkilerin bir anda yoluna girmesinin mümkün olmadığına vurgu yapan Başlamış, "Biz Rus yetkililerden duyuyoruz ki, bu bir süreçtir ve eski haline dönmesi yine de 1-2 yılı bulacak" dedi.
'GÖRÜŞ AYRILIKLARININ DİLLENDİRİLMEDİĞİ BİR SÜRECE GİRİLMİŞTİ'
Erdoğan'ın 9 Ağustos'ta St. Petersburg'a uçarken söylediği "Suriye'deki siyasi sürecin baş aktörü Rusya'dır" ifadesiyle Türkiye'nin Suriye ve dolayısıyla Rusya politikasında değişiklikler olacağının sinyallerini verdiğini belirten Başlamış, uçak krizinin tatlıya bağlanmasından sonra yaşanan değişikliği şöyle açıkladı:
"Evet, iki tarafın da Suriye'de beklentileri, çıkarları, amaçları farklı. Bunu dünya alem biliyor. Fakat şöyle bir anlaşmaya varıldı: Evet bizim aramızda görüş ayrılıkları olabilir, ama bunları öne çıkarmak yüksek sesle dile getirmemek gerekiyor. Zaten uçak olayına giden süreçte sorun oydu. Tamam, yine görüş ayrılıkları vardı ama özellikle Türkiye tarafından bu görüş ayrılıkları çok fazla dile getiriliyordu."
'ŞAŞKINLIĞIN SEBEBİ İKİ ÜLKE ARASINDA NORMALLEŞEN İLİŞKİLER'
'SAĞLAM İLİŞKİ KURMAK İÇİN GÜVEN VERMEK GEREK'
Erdoğan'ın sözlerinden geri adım atsa bile güvenilirlik konusunun iki ülke arasında çok önemli olduğunu dile getiren Başlamış, devletler arasındaki ilişkileri insanlar arası ilişkilere benzeterek, "Karşınızdakiyle sağlam bir ilişki kurabilmek için karşı tarafa güven vermeniz gerekiyor. Bu güven meselesi insani düzeyde bile, Rusları biraz olsun tanıyan bir insan olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, bir Rus ile iletişim kurmanızın yolu o kişiye güven vermenizden geçer. Güvenmeye başladıktan sonra aradaki duvarlar yıkılır. Siz bir adım atıyorsanız, karşınızdan iki adım gelir" dedi.
'RUSLARDAKİ GÜVEN BEKLENTİSİ DİPLOMASİYE DE YANSIYOR'
"SSCB'nin dağılmasından sonra, 1990'lı yıllar boyunca Türk-Rus ilişkilerindeki en büyük sorun karşılıklı güvensizlikti. İki taraf da birbirinin niyetinden emin değildi ve birbirine kuşkuyla bakıyordu, güvenmiyordu ve güvenmediği için diyalog kurmaktan kaçınıyordu. 90'lı yıllara damgasını vuran buydu. (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in Ankara'yı ziyaretiyle 2004'te değişmeye başlayan sürecin en önemli göstergesi, tarafların güven duygusunu öne çıkarmaya başlamasıydı. Bence uçak olayının asıl zarar verdiği mesele bu güven meselesi. O güven duygusu zarar gördü. Bir vazonun kırılması etkisi yarattı. Yapmak zordur ama kırması çok kolaydır. O duyguyu yeniden yerleştirmek zaman alacaktır. Bu noktanın ben Rus diplomasisinde önemli olduğunu düşünüyorum."