Öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi, hayatını kaybedişinin 1. yılında eşini andı.
RS FM'de Enver Aysever'in sunduğu "Oyuna Devam" programına bağlanan Türkan Elçi, Tahir Elçi'nin barış için verdiği mücadeleyi ve öldürülüşünü anlattı.
Konuşmasına Tahir Elçi'yi kaybedişinin 1. yılında içinde bulunduğu hisleri anlatarak başlayan Türkan Elçi, "İnsanın kendi duygularını dile getirmekte zorlandığı anlar olur. Ben de öyle bir zamanı yaşıyorum. Üzüntülüyüm demek, neyi ifade eder, gerçeğinin ne kadarını ifade eder bilmiyorum. Sadece bir boşluk ve bir donukluk hissediyorum kendimde. Özellikle de 1 saat sonra barodaki avukat arkadaşlarla cinayetin yaşandığı yere gideceğiz, onun stresini yaşıyorum" dedi.
Eşinin yokluğunda onun barış mücadelesini taşıyan Türkan Elçi, "İnanın bu çok bilinçli bir hareket değil. O acının ilk gününde böyle bir karar vermem de mümkün değil. Bu tür şeyler biraz da öncesinde taşıdığın inançla alakalı, Tahir'de de vardı, bende de vardı" diye konuştu.
‘KURŞUNU BARIŞ İSTEMEYENLER SIKTI'
Türkiye'de "Barış" kelimesinin çok sık dile getirildiğini belirten Türkan Elçi, "Fakat benim buradaki tepkim barış kelimesinin içinin boşaltılmasına dairdi. Bundan sürekli yakınıyordum da. Fakat insan o sözcüğü inanarak söylüyorsa, demek ki çok ciddi anlarda da, ölüm sırasında da o inanç etkisini sürdürüyor" ifadelerini kullandı.
"Tahir Elçi'yi kimler ve neden öldürmek istedi?" sorusuna yanıt veren Türkan Elçi, "İnanın, bir yıldır sürekli bunu düşünüyorum. Fail kim sorusu… Cevabını vermek o kadar zor ki. Bir kişi hedef alınmadan önce o kişinin pozisyonuna, dile getirdiklerine, ne yaptığına bakmak lazım. Tahir Elçi sürekli Türkler ve Kürtler arasında bağ olmaya çalışan, şiddetin karşısında duran biriydi, buna karşı kurşunu kullanan kişinin de aksi düşüncede olması lazım. Yani şunu diyebilirim, Türkiye'ye barışın, huzurun gelmesini istemeyenler, kaosun için sokmak isteyenler bu kurşunu sıktı" dedi.
"Tahir Elçi olsaydı neler yapacaktı" diye soran Enver Aysever'e "Belki de özellikle o noktada dirayet göstermeye çalıştım ben" diye yanıt veren Türkan Elçi, "Bir oyun tezgahlanıyor ve iki gariban halk birbirine düşürülmeye çalışılıyor. Benim hemen Türk halkına fatura çıkarayım beklendi. Bu benim asla göstermeyeceğim bir tavır. Ben asla düşmanlık yaratıcı, ayrıştırıcı bir dil bana göre değil ve ben asla bunu yapmayacağım. Özellikle ısrar ettiğim bir nokta budur" şeklinde konuştu.
‘DİYARBAKIR'IN TEPKİSİ BUGÜN SESSİZLİKTİR'
Ortadoğu için kritik önemde bir kent olan Diyarbakır'da böyle bir cinayetin yaşanmasıyla ilgili konuşan Türkan Elçi, şunları kaydetti:
Türkan Elçi, "Tamamıyla kimsesizlik durumunda bırakılırsa insanlar, asıl tehlikeli olan budur" dedi.
Tahir Elçi'nin cinayetinde ya da diğer cinayetlerde medyanın rolünün ne olduğu sorusunu yanıtlandıran Türkan Elçi, "Ben korktu, korkmadı, dik durdu, durmadı gibi atfedilen bütün söylemlerden uzaklaşarak söyleyeyim: kim hangi pozisyonda olursa olsun o insanın bağlı kalacağı tek şey vicdandır" diye konuştu. "İnsan vicdanıyla bazı sözleri söylemelidir. Kıyasıya bir savaş ortamında herkesin vicdansızlaştığı bir dönem yaşıyoruz. Genel olarak söylüyorum bunu" diyen Türkan Elçi, "Ölümü yaşadığım andan itibaren ben karşıdakini hedef gösterecek bir dil kullanmak istemedim. Buna Ahmet Hakan da dahildir. Ben o olaydan sonra bir televizyon programı seyredemedim. Ahmet Hakan'ın, CNN Türk'e hiç bakamadım" şeklinde konuştu.
‘AHMET HAKAN'I İZLEYEMİYORUM, ORAYA ÇIKANLARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU ŞARLATAN'
Enver Aysever'in bugün Tahir Elçi için vurulduğu yerde yapılacak anmayı sormasıyla "Normal bir vatandaş eşinin ölüm yıldönümünde huzurla anabilecekken benim en çok kaygılandığım nokta orada insanlara bir şey olabilir mi?" diyen Türkan Elçi, şöyle konuştu:
"Kurşunun nereden geldiği belli olmuyor. Provokasyonlar olabiliyor. Dün geceden beri başladım kaygılanmaya, kötü bir gece geçirdim. Gideceğim zaman eşimi mi anayım, onu mu hatırlayayım. Onu hatırlamanın huzurunu hissedemedim 1 yıldır. Olumsuz bir şey olur mu, sürekli bunu konuşuyoruz. Bizim anmamızdan başka birine bir şey olmasın istiyoruz. O kaygı bizim acımızı katmerleştiriyor."
‘TANIKLIK YAPACAK BİR TANE BİLE İNSAN YOK MU?'
"Benim farklı bir hayat beklentim yoktu. Biz Tahir'le ve çocuklarımla güzel bir aile ortamı yaşamıştık. Aile ortamımı özlüyorum" diyen Türkan Elçi, "Biz Tahir'in ölümünden sonra iddianame çıkacak diye bekledik. Bir-iki ay sonra ne iddianame ne tanık olmadığını gördük. Tanıklık yapacak bir tane bile insan yok mu?" diye sordu.
"Bulunmak istenirse ben bu devletin, o anlamda devletin gücü var, istediği şeyi anında bulabileceğini düşünüyorum" diyen Türkan Elçi, "Tahir Elçi'nin katilinin bulunmak istenmediğine inanıyorum" dedi.
‘ŞU ANDA BARIŞ GELECEK DEMEK HAYALPERESTLİK GİBİ'
‘SAVAŞA DOĞRU GİDEN ORTAMA MAHAL VERMEK İSTEMİYORUM'
"Ayrıştırıcı dilden, basınından siyasetine herkes vazgeçmeli" diyen Elçi, "Kürtleri temsil edenlerin de dilini değiştirmesi, barış talep etmesi gerekli. Bunun inandırıcı olması gerekiyor. Türkler ve Kürtler birbirlerinin ne istediklerini bilmiyor. Hukuka olan inançtan vazgeçilmemeli. Bu Türk halkının suçu değil ki. Ben onlara karşı bir dil kullansam ne olacak? Ben kimsenin vebaline girmek istemiyorum. Kaotik ve savaşa doğru giden ortama mahal vermek istemiyorum" şeklinde konuştu.