Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Bülent Gedikli ise, Reuters ile bugün gerçekleştirdiği söyleşide "Kısa vadede TCMB'den hızlı bir hareket gerektirecek durum tabii ki görmüyorum, dünya ekonomilerinde böyle bir durum yok, bunu TCMB de görmüştür" dedi.
‘FAİZ ARTIŞI OLMAYACAK'
Gedikli ‘bugün bir adım atılmaz ise ileride daha büyük bir faiz artışı ile karşılaşılabilir' endişelerine ilişkin, "Bunlar faiz artışı isteyen çevreler söylüyor; öyle bir şey olmayacak cevabını verdi. Daha önce yapılan sert faiz artışları yanlış para politikalarıydı. ‘Faiz artırın lobisi'nin dünyadaki dalgalanmaları sadece Türkiye'de oluyormuş havası verme isteği var, bunlar işe yaramaz. Bazı finans çevreleri faizin artırılmasını istiyor, faizle ilgili esas baskı siyasetçinin faiz konuşması değil. Dalgalı kur sistemi sağlıklı bir politika, döviz kurundaki dalgalanmaları sağlıksız gibi göstermek yanlış" ifadelerini kullandı.
Gedikli, Merkez Bankası'nın faiz artırma kararının ardından ise şunları yazdı:
BUNDAN sonraki süreç daha büyük oranlı faiz artırımına gerekçe yaratmak için manipüle haberler olacak.Türkiye'ye geçmişte aynı oyun oynandı
— Dr.Bülent Gedikli (@BuGedikli) 24 Kasım 2016
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise, "Başbakanımızın hafta başında ifade ettiği gibi ekonomideki gelişmeleri yakından izliyoruz, ciddiye alıyoruz, gerekli tedbirleri alıyoruz…" dedi.
Başbakanımızın hafta başında ifade ettiği gibi ekonomideki gelişmeleri yakından izliyoruz, ciddiye alıyoruz, gerekli tedbirleri alıyoruz…
— Mehmet Simsek (@memetsimsek) 24 Kasım 2016
Dün güne düşüşle başlayan dolar/TL, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası'na yüklendiği konuşması sırasında 3.4161 TL seviyesini görerek tarihi rekorunu kırmıştı. Erdoğan, şöyle konuşmuştu: "Hâlâ dünyanın en yüksek reel faizini ödeyen ülkelerden biri olmamız, açıkçası bunun bir ispatıdır. Bundan kurtulabilir miyiz? Kurtuluruz. Bu benim çok ağrıma gidiyor. Türkiye'yi yönetme sorumluluğu üstlendiğim son 14 yılda, sadece bir kaç konuda arzu ettiğim mesafeyi kat edemedik. Bunlar arasında eğitim ve kültür politikalarındaki eksiklerle birlikte reel faizlerin düşürülememesi en başta yer alıyor. Bu bir özeleştiridir. Yıllarca bu yüzden Merkez Bankası'nı eleştirmek zorunda kaldım. Hâlâ da eleştiriyorum. Tabii dediler ki 'Merkez Bankası bağımsızdır'. Tamam, o yine bağımsızlığını oynasın ama ben siyasetçiyim. Benim ona resmen müdahale etme yetkim var mı? Yok. Ama böyle bir şey yapılıyorsa, ben de kalkacağım, eleştirimi yapacağım. Çünkü halkımın karşısında tokadı yiyen benim. Başındaki bürokrat değil. Öyleyse uyarımı yapacağım, o da çözüm yollarını bulsun, çareyi üretsin. Tokadı ben yiyeyim, sefayı o sürsün. Yok böyle bir şey. Merkez Bankası'nın özerkliğine, bağımsızlığına sözüm yok ama milletimin hakkının, hukukunun, kaynaklarının yüksek reel faiz yoluyla heba edilmesine de rıza gösteremem. Ben bunu anlatmak istiyorum."