Tekin, MEB'in en kalabalık bakanlıklardan biri olduğunu belirterek, "Her evde her gün müfredat, ders kitabı, tartışmalar yaşanıyordur. Her evde varız. Böyle bir bakanlığız. Bir milyona yakın öğretmenimiz var. Türkiye'de kamu çalışanlarının üçte biri bizde. Sadece 100 bine yakın müdür personelimiz var. Bu rakam birçok bakanlığı yan yana getirdiğimizde personel sayısı kadar bakanlık yapıyor" dedi.
'HAKSIZLIĞI AK PARTİLİ SİYASETÇİLERİMİZ DE YAPIYOR'
Büyük kitleye rağmen eksiklik ve aksaklıklar olduğunu ifade eden Tekin, "Ciddi bir haksızlık yapılıyor. Bunu AK Partili siyasetçilerimiz de yapıyorlar. 'Eğitim politikalarımız başarısız oldu' gibi bir ön kabulle hareket ediyoruz. 15 Temmuz'u gördükten sonra bu önermem ciddi şekilde değişmiştir" şeklinde konuştu.
"Haksızlık yapmayalım. Bu gençler 2000'li yılların başından itibaren okullarda yetişen gençler. Ben Türkiye'deki maarif sistemine yönelik eleştiriyi haksız ve ağır buluyorum. İyi şeyler yaptık. Ama bizim zihnimizde bir ideal var. İdeal olana yeterince yaklaşamadığımız bir reel durum söz konusu dersek katılırım eleştiriye. OECD rakamlarına göre bizde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 20'nin altında. OECD rakamlarıyla karşılaştırdığımızda Türkiye'nin gerçekten ortalamaya yakın bir yerde olduğunu görüyoruz. Ama eğitim fakültelerinde aynı durumu göremiyoruz. Eğitim fakültelerinde öğretim üyesi başına düşen sayısı öğrencisi sayısı MEB'in iki katı. Bu büyük bir eksiklik, bunu kabul edebilirim."
'DAHA AZ BİLGİ AMA DAHA ÇOK VERİLEN BİLGİ'
Tekin, müfredat çalışmasında haftalık ders saati sayısını azaltacaklarını ve 'değerler eğitimi' vermeye başlayacaklarını belirterek, "15 Temmuz örneğinde olduğu gibi dini, etnik kimliği, siyasi kimliği, bu coğrafyayı bir arada tutabilecek referans değerlerimiz var. Bu değerlerin çocuklarımızla paylaşılması gerekiyor. Bizim müfredata yaptığımız üçüncü katkı budur" değerlendirmesinde bulundu.