Rum tarafının İsviçre'deki müzakerelere hazırlıksız geldiğini vurgulayan Burcu, "7 Kasım'da Mont Pelerin'de başlayan görüşmelere biz Kıbrıs Türk tarafı olarak bütün ciddiyetimizle, iyi niyetimizle ve hazırlığımızla politik, felsefi ve teknik seviyede her şeye hazır olarak geldik" ifadesini kullandı.
Burcu, muhataplarının Mont Pelerin'de müzakerelere verilen bir haftalık arayı iyi değerlendiremediğini gördüklerini anlattı.
'YUNANİSTAN'IN BÖYLE BİR TALEP KOYMASININ MANTIĞI VAR MI?'
"Bu bir haftalık zaman içerisinde Yunanistan'ın, 'Garantiler iptal edilmezse, Türk askerlerinin adadan çıkacağı takvim de belirlenmezse 5'li konferansa katılmayacağım' açıklamalarını sıkça okudunuz. Bu adeta sonucu toplantıya gitmeden elde etme taktiği olarak önümüze atıldı. Buna bizim sessiz kalmamız mümkün değildi ve ilk aşamada Mont Pelerin'e niçin geldiğimizi anımsatmak istedik. Bütün bu çalışmanın amacı son aşamaya gitmek değil mi? Son aşamaya gelecek olan tarafların kim olduğu belli değil mi? Yunanistan'ın böyle bir aşamada, böyle bir talep ortaya koymasının mantığı var mı?"
'TOPRAK KRİTERİYLE İLGİLİ TEKLİFİMİZ YÜZDE 29.2 İDİ'
Barış Burcu, müzakerelerde Türk tarafının kriterlerin en önemlisi olan toprak konusunda 'çok makul' ve 'yardımcı olacak' bir oranı büyük bir politik cesaret ve dirayetle ortaya koyduğuna, karşı tarafın ise aşırı taleplerde bulunduğuna dikkati çekti.
Görüşmelerde toprak konusunda daha önce resmi bir açıklama yapılmadığını hatırlatan Burcu, bu kriterle ilgili Türk tarafının masaya getirdiği teklifin yüzde 29.2 olduğunu açıkladı.
Burcu, "Toprak kriterinde de sanki toprak konusu tümden ceplerinde olacakmış gibi bir pazarlık anlayışıyla geldiler. Oysa uzlaşımız ve görüşmemizin mantığı bu değildi" değerlendirmesini yaptı.
Kıbrıs Rum tarafının taleplerinin adil olmadığını söyleyen Burcu, gelinen bu aşamada Kıbrıs Türk tarafının soğukkanlılıkla bir değerlendirme süreci geçirmesi gerektiğini belirtti.
'HAYATIMIN EN BÜYÜK HAYALKIRIKLIKLARINDAN BİRİ'
"Hayatımın en büyük hayalkırıklıklarından bir tanesini yaşadım" diyen Burcu, Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı ve kendisinden fazla bu barışı kimin isteyeceğini düşündüğünü dile getirdi.
Yapılanlara ve yaşananlara baktığını anlatan Burcu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ekibimizin bir bütün olarak çözüme yönelik koyduğu performansın ve iradenin yarısını ortaya koymuş olsalardı şimdi başka şeyler konuşuyor olabilirdik" diye konuştu.
Burcu, bir soru üzerine, İsviçre hükümeti ve BM yetkililerine müzakereler süresince gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür etti.
BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ve ekibinin sürece bütün güç ve imkanlarıyla olumlu katkı vermeye çalıştığını vurgulayan Burcu, şunları kaydetti:
"Tabii ki nerede bir emek varsa orada da bir beklenti vardır. Gelinen bu sonuçtan inanın onlar da en az bizim kadar üzgündürler. Onlar da kendi içlerinde bir hayalkırıklığı yaşıyorlar. Bunu insani olarak da kurumsal olarak da tespit ettik. Sayın Eide, kendi değerlendirmelerini BM Genel Sekreteri'ne aktaracaktır. Bunlar kamuoyuyla paylaşıldığı oranda biz de değerlendirmemizi yapacağız. Ben Barış Burcu olarak da Sayın Cumhurbaşkanımızın sözcüsü ve Kıbrıs Türk toplumunun bir neferi olarak da vicdanı rahat olarak oturuyorum burada."
'TOPRAK KONUSUNU ÇOKLU KONFERANSTA BİTİRECEKTİK'
Burcu, Yunanistan'ın müzakere sürecindeki tavrına tepki göstererek, şöyle konuştu:
"Bu olabilecek bir şey değildi, akıl işi değildi ve sorumluluk örneği değildi. Tam tersine tam bir sorumsuzluk örneğiydi. Yani müzakerelerin bu aşamasında 'Garantiler kalkmazsa, Türk askerinin çekilme takvimi ortaya konulmazsa ben çoklu konferansa gelmeyeceğim' demek, çoklu konferansa götürecek olan bir çalışmayı sabote etmek demektir. Bunun başka bir adı yok, büyük bir sorumsuzluk örneğiydi. Enerji ve vakit kaybettiren bir durum oldu ama bunu görmezden de gelemezdik. Benzer yaklaşımı toprak konusunda (Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos) Anastasiadis'ten gördük. Toprağı çoklu konferansta bitireceğimize dair kendileriyle de BM ile de prensipte anlaşmıştık."
Burcu, Akıncı'nın Ercan Havaalanı'nda müzakerelere ilişkin açıklama yapabileceğini sözlerine ekledi.