Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in de katıldığı NATO 62. Parlamenterler Asamblesi'nde konuştu. Erdoğan'ın İstanbul'daki zirvede yaptığı açıklamalardan satırbaşları şöyle:
Toplantının bir önemi demokrasiye bağlılığını 15 Temmuzda canı pahasına ispatlamış bir ülkede düzenleniyor olmasıdır.
15 Temmuzdan bu yana eli kanlı FETÖ terör örgütüyle kararlı şeklide mücadele ediyoruz. FETÖ ile iltisaklı yapılanmalara karşı mücadelemizde sizlerin desteğine güveniyoruz.
AB'nin terör örgütü olarak ilan ettiği PKK'nın AB ülkelerinde çok rahat dolaşmasını biz hazmedemiyoruz.
'KİMSENİN TOPRAĞINDA GÖZÜMÜZ YOK'
- Kimsenin toprağında gözümüz yok, kimsenin egemenlik hakkıyla da bir sorunumuz yok. Terör örgütlerini kaynağında imha etmeye çalışıyoruz. Eğer biz bu mücadelede başarısız olursak, teröristler sel gibi tüm dünyayı ateşe ve kana bulayacaktır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması öncesinde NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'le sohbet etti.
© AA / Kayhan Özer
- NATO'da 2. büyük orduya sahip Türkiye, uluslararası barışın korunmasına askeri ve siyasi destek vermeyi sürdürüyor. Türkiye'ye sağlayacağınız destek, ortak güvenliğimize kasteden terör örgütüyle mücadelemize güç katacaktır.
- Irak ve Suriye'de terör örgütü olarak ilan ettiğimiz örgütlerin elinden dostlarımızın ürettiği silahlar çıktı. Bir terörist bir başka teröriste karşı savaşıyor diye buna 'iyi' diyebilir misiniz? Suriye ve Irak'ta bunu görüyoruz.
'AYLAN BEBEĞİ KAPAK YAPANLAR, TİMSAH GÖZYAŞLARINI OYNUYOR'
Aylan bebeği kapak yapanlar, burada timsahın gözyaşlarını oynuyor.
Şu anda Halep'te yaşananlar belli. Halep'te yaşayanlar ile Gaziantep ve Kilislilerin akraba olduğunu Batı biliyor mu? Bizim canımız yanıyor. Canı yanmayanlar heralde televizyon ekranına bakıp 'ah, vah' ediyor.
(Uçuşa yasak bölge) Bundan sonraki süreçte başta ABD olmak üzere bunu yeniden ele alıp, terörün belini kırarız.
'KIRIM'I KENDİMİZDEN AYRI DÜŞÜNEMEYİZ'
- Kırım'ı kendimizden ayrı düşünemeyiz.
- BM bir çok krizde etkin davranamadı. BM'nin yeniden yapılandırılması kaçınılmaz bir zorunluluk halini aldı. BM Güvenlik Konseyi yeni bir yapıya kavuşturulmadıkça bu çabalar tam manasıyla amacına ulaşamayacaktır. Dünyayı biz bir ülkenin dudakları arasına terk edemeyiz. 196 ülkenin burada hakkı vardır.
