Twitter hesabında Türkiye’deki iç siyaseti değerlendiren Gazigil şu ifadeleri kullandı: “Ülkenin aydını, düşünürü, akl-ı evveli bu dönüşüme nasıl katkı sağlarım ve gereksiz savrulmaları engellerim diye düşünmek zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti kurarken güvendiği şey ilk başta kendi liderlik gücüydü. Bu gücün yüzlerce yıllık kalıpları yıkacağını biliyordu. Erdoğan, bugün Türk milleti ve devlet aklının dönüşüm gücünü temsil ediyor. Onu beğenmemek bu gerçeği değiştirmiyor. Toplumsal değerler böyle oluşur. Bir değer koyucu gelir ve toplumun yönünü değiştirir. Gücü ve meşruiyeti olan bunu yapar. Bu onun hakkıdır. Eskiyi yenilemek, değişim yapmak, yeni ilkeler koymak büyük liderlerin hakkıdır.”
'ERDOĞAN İSTESEK İSTEMESEK DE BİZE YİNE İLKELER KOYACAK'
Gazigil açıklamalarına şöyle devam etti: “Bugün, 'ama eskiden böyle değildi' diyerek ağlama zamanı değil. Sayın Erdoğan istesek de istemesek de bize yeni ilkeler koyacak. Çünkü o bir lider. Diktatörlük ve baskıcılık ağlaklığını bir yana bırakmak ve ülkenin dönüşüm sürecini sağlıklı yapması için katkıda bulunmaya öncelik verilmesi lazım. Bugün yapılan diktatörlük tartışmaları bu yüzden çok sığ ve anlamsız. Ortada dönüştürücü bir liderlik var.
İki kuşak sonra herkes bugün konulan ilkeleri normal kabul edecek.Toplum ve devlet bu ilkelere göre idare edilecek. Tarih reformcu liderleri yazar. Reformların hangi yönde olacağını ise büyük oranda ülkenin aydınlar topluluğu belirler.
Ancak onun kadar gücü olmayan ve halk tarafından benimsenmeyenlerin bu dönüşümü durdurma şansı yoktur. Dönüşüm başlamıştır artık. Her duyduğuna histerik bir şekilde karşı çıkmak ve muhalefet için muhalefet etmek bir hastalıktır. Liderlerin her yaptığı belki kabul görmez ama ana omurgayı dönüştürür. Ve toplum için yeni bir dönem başlar"