Sizinle röportaj yapma fırsatını verdiğiniz için teşekkür ederiz. Ermenistan-Rusya ilişkileri her iki ülke için de önem taşıyor. Sıcak bir gelişmeyle başlayalım. Ortak askeri grup kurma kararı alındı. Rusya ve Ermenistan, halihazırda Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) üyesi, şimdi de ortak askeri grup kurulacak. Bunun amacı ne, hangi teçhizatlar kullanılacak ve komuta kimde olacak?
'ASKERİ SÖZCÜĞÜNÜ HER KULLANDIĞIMIZDA BİR SIR VARDIR'
Vladimir Putin, hükümete talimat verdi, belge resmi sitede yayımlandı? Bu nedir?
Rusya ve Ermenistan arasında her zaman ilişki vardı, ancak her zaman müttefik değildik. Ekonomik ilişkiler her zaman vardı, ancak ortak ekonomik alan yoktu. Ortak askeri grubumuz vardı, bu grubun komutası da vardı. Ancak bu devam eden bir süreç, çünkü askeri-teknik ve askeri-siyasi ilişkiler periyodik olarak gelişiyor. Yani, bu güzel bir gelişme ve bu ortak grup istediğimiz düzeye gelinceye kadar çalışmaya devam edeceğiz.
Ortada bir askeri sır varmış gibi konuşuyorsunuz, detay vermiyorsunuz. Peki, Rusya ve Ermenistan için KGAÖ kapsamındaki müttefiklik ilişkilerinde eksik kalan nokta neydi?
'Askeri' sözcüğünü her kullandığımızda, her zaman için bir sır vardır. Bunun büyük bir sır olduğunu söylemiyorum ancak konuşmak istemediğim detaylar var.
'GÜMRÜ HARİCİNDE YENİ BİR ASKERİ ÜSSE GEREK YOK'
Gümrü'nün haricinde yeni bir askeri üs kurulması beklenebilir mi?
Sanırım buna gerek yok. Zira Gümrü'deki üs, gerekli görülebilecek tüm unsurları kapsayacak imkanlara sahip. Bu nedenle, küçük Ermenistan topraklarında bir üssün yeterli olacağını düşünüyorum. Yapılması gereken tek şey, bu üsse askeri güç kazandırmak.
'İSKENDER FÜZELERİ AZERBAYCAN'A KARŞI BİR PANZEHİR'
Ermenistan, Rusya dışında, İskender füzelerine sahip olan tek ülke ve füzeler Bağımsızlık Günü dolayısıyla düzenlenen askeri törende sergilendi. Bunun bölgede silahlanma yarışına yol açmasından çekinmiyor musunuz?
Bununla birlikte, Rusya ile bölgedeki dengelerin korunmasını öngören bir anlaşmamız var. Rusya'nın bundan yola çıkarak talebimizi kabul ettiğini ve askeri açıdan harika olan bu sistemi tedarik ettiğini düşünüyorum. Elbette bu tür sistemler olmasaydı insanlık için daha iyi olurdu ancak mecbur kaldığınızda bu yola başvuruyorsunuz.
'RUSYA'NIN HAMLESİ NİSANDA OLUŞAN DURUMDA YAPILACAK TEK ŞEYDİ'
Rusya'nın bölgedeki barışı tesis eden ülke olma rolüne bakalım. Nisan ayında Dağlık Karabağ'da silahlı çatışmalar yaşandığında Rusya nasıl bir rol oynadı?
Rusya nasıl bir hamle yaptı?
'HALKLARA İRADELERİNİ KULLANMA HAKKI VERMEYECEKSEK SSCB'DEN ÇIKMAMIZA GEREK YOKTU'
Dağlık Karabağ sorunu Ermenistan için çok zorlu bir konu. Her zaman savaşın eşiğinde bulunan bir denge sağlamak ve bazen bu dengeyi bozup savaş durumuna geçmek kabul edilebilir bir durum değil. Sizce diplomatik uzlaşma sağlanması ve buna dayanarak kalıcı barış tesis edilmesi mümkün mü?
AGİT Minsk Grubu eş başkanlarından teklif aldıktan sonra biz Ermenistan olarak dedik ki, bu hayalimizdeki belge değil ama yine de bu ilkeler temelinde görüşmeye hazırız. Azerbaycan uzun süre kabul etmedi. Ancak Haziran 2008’de, Azerbaycan Devlet Başkanı (İlham) Aliyev ile ilk görüşmemiz gerçekleşti, bu görüşmede teklifi kabul ettiler ama Bakü’ye döndükten sonra ‘Böyle bir belge yok’ dediler. 2008 parlamento seçimlerinin ardından, Moskova’da toplandık ve dönemin Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev’in katılımıyla gerçekleşen görüşmede bir belge imzaladık. Bu belge, Ermenistan ve Azerbaycan liderleri arasında son 25 yılda imzalanan tek belge özelliğini taşıyor. Sonra Meyendorff’ta bir araya geldik. Burada imzaladığımız belgeye göre Dağlık Karabağ sorunu sadece siyasi yollarla çözülmeli. Ardından müzakere süreci devam etti ve birkaç kez anlaşmayı imzalamaya yaklaştık. Bu anlaşmada 3 ilke net bir biçimde ifade edilmişti. Yani Ermenistan ve Dağlık Karabağ, güvenlik bölgesi olan arazileri koruyor. Azerbaycan bu araziler için ‘işgal edilmiş’ diyor. Ama ilk maddede, Dağlık Karabağ’ın hukuki statüsünün, Dağlık Karabağ halkının iradesinin özgürce tecelli etmesi yoluyla çözüme kavuşturulacağı net biçimde belirtilmişti. İradenin özgürce tecelli etmesinin yasal olarak bağlayıcı olduğu kaydedilmişti. Ardından referanduma kimlerin katılacağı ve konusu belirtilmişti. Bu halkın kendi geleceğini belirleme ilkesinin timsaliydi. Ama her defasında Azerbaycan yeni koşullar ileri sürdü.
2011’de herkes sonuna geldiğimizi, belgeyi imzalamaya hazır olduğumuzu düşündü. ABD Başkanı (Barack Obama), Azerbaycan Devlet Başkanı ile beni arayarak başarılar dilemişti. Fransa Cumhurbaşkanı (François Hollande) da Azerbaycan Devlet Başkanı ile bana mektup yazarak aynı dileklerde bulunmuştu. Rusya Devlet Başkanı ise bu görüşmelere şahsen katılmıştı. Ama maalesef Kazan’da, Azerbaycan bu ilkeyi reddetti. ABD, Rusya ve Fransa liderleri belgeyi imzalayacağımızdan emindi ama Azerbaycan geri çevirdi.
'2011'DE ALİYEV'İN SIRALADIĞI MADDELER MORALİMİZİ BOZDU'
Yani siz imza atmaya mı hazırlanıyordunuz? Bu nasıl oldu?
Tüm görüşmelerde olduğu gibi masaya oturduk, belgeler hazırdı. Rusya Devlet Başkanı, açılış konuşmasını yaparak, barışçıl çözüme ulaştığımızın iyi olduğunu kaydetti. Rusya Dışişleri Bakanı (Sergey) Lavrov konuştu. Sonra Azerbaycan Devlet Başkanı söz alarak onların elbette barışçıl çözüm istediğini ama bazı sorunların kaldığını söyleyerek 8-9 madde sıraladı. Elbette moralimiz bozuldu.
Bu sizin için beklenmedik miydi?
Benim için değil. Büyük kuşkum olduğunu ABD ve Rusya liderlerine de söylemiştim. Çünkü Azerbaycan lideri, Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığını asla tanımayacaklarını devamlı dile getirmişti.
'BU ÇATIŞMADA ERMENİSTAN, AZERBAYCAN YA DA KARABAĞ'IN GALİP GELMESİ SÖZ KONUSU DEĞİL'
Taraflar bu anlaşma konusunda mutabakata varmış mıydı?
Belge üzerindeki çalışmalar 3 yıl sürmüştü, elbette mutabakata varılmıştı. Belge imzalanmaya hazırdı. Elbette bunun üzerine Azerbaycan silahlı kuvvetlerinin kapasitesini artırmak için daha fazla çaba gösterdi. 2015 başlarında, sorunun savaşa değilse de büyük bir çatışmaya doğru gittiği açığa çıktı. Sonra nisan olayları yaşandı. Elbette çözümün karşılıklı tavizlere dayanması gerektiğini anlıyoruz. Bu çatışmada Ermenistan, Azerbaycan ya da Karabağ’ın galip gelmesi söz konusu değil.
'SADECE BU 3 İLKE TEMELİNDE SORUNU ÇÖZMEYE HAZIRIZ'
Bahsettiğiniz belgeye geri dönmeye hazır mısınız? Bu belge geçerli mi?
Bu ilkeler halen geçerli. Ama bizim hazır olmamız hiçbir şey ifade etmiyor, çünkü bu durumlarda tek tarafın değil tüm tarafların hazır olması gerekiyor. Bunun yanında, nisan olayları, iki taraf arasındaki güven düzeyinin sıfır olduğunu gösterdi. Kesinlikle hiçbir güven yok. Bu 3 ilke temelinde sorunu çözmeye hazırız ama sadece bu 3 ilke temelinde.
Görüşmelere dönmeye hazır mısınız?
Evet.
'NEDEN BİR ANLAŞMA DEĞİL DE AÇIKLAMA KABUL EDİLDİ?
Azerbaycan Devlet Başkanı’na görüşme teklif etmeye hazır mısınız?
Yani mekanizma yok mu?
Hayır, kesinlikle hiçbir mekanizma yok.
'ATEŞKES İHLALLERİNİ İNCELEME ANLAŞMASINI BUGÜN İMZALAMAYA HAZIRIZ'
Belki yeni bir görüşme teklifiniz en azından herhangi bir diplomatik çalışma için özendirici bir etken olur.
Bunu belki 5 yıldır konuşuyoruz. Öyle görünüyor ki AGİT Minsk Grubu başkanlarının elinde hazır bir belge var ama Azerbaycan bu belgeyi istemiyor. Onlar, 'Elbette bu çok önemli ama Ermeni güçler Azerbaycan topraklarından çıktıktan sonra' diyorlar.
Yani siz bir görüşme teklifinde bulundunuz ama yanıt alamadınız, doğru mu anlıyorum?
Biz, ateşkes ihlallerini inceleme mekanizması anlaşmasını hemen bugün imzalamaya hazırız. Minsk Grubu başkanlarının, tüm dünyanın ateşkesi kimin ihlal ettiğini bilmesini istiyoruz.
'ERİVAN'LA BAKÜ ARASINDAKİ TEK SICAK HAT CEPHE HATTI'
Erivan ile Bakü arasında sıcak bir telefon hattı var mı?
Maalesef yok, tek sıcak hattımız var o da cephe hattı.
'EVET AZERİCE KONUŞUYORUM'
Belki böyle hat oluşturmanın bir anlamı olur. Zira siz Azerice biliyorsunuz.
Evet, Azerice konuşuyorum ve çok iyi anlıyorum. 1990’ların başlarında, ben Ermenistan savunma bakanıyken, böyle bir girişim vardı. Azerbaycan Savunma Bakanlığı ile doğrudan bağlantımız vardı. Acil durumlarda acil bağlanabiliyorduk. Ama şu anda yok.
Liderler arasında böyle bir hattın olmasını ister miydiniz?
Eğer bir yararı olacaksa, eğer olaylara acil müdahale edebileceksek olabilir. Örneğin cephe hattında birileri ateş açtı, elimizdeki verilere göre Azeriler ateş ediyor, ben ahizeyi alarak hemen Azerbaycan Devlet Başkanı’nı arıyor ve ateş ediyorlar diyorum. O da bunu inceliyor.
Yani böyle bir hatta karşı değilsiniz?
Ben karşı değilim. Bu durumda, kontrol kurarak kimin ateş açıp açmadığını net olarak söylemeye hazır olurdum, aynısını da Azerbaycan liderinden beklerdim.
'ÖNGÖRÜLEMEYEN BİR KOMŞUNUZ VARSA TAHMİN YÜRÜTMEK ÇOK ZOR'
Tahminleriniz ne yönde, yakın zamanda durum nasıl gelişecek?
Davranışı öngörülemeyen bir komşunuz varsa tahmin yürütmek çok zor oluyor. Azerbaycan Devlet Başkanı ile yaptığınız röportajı hatırlıyorum. Röportajı sırasında, Ermenistan’ın sürekli belli bir baskı altında, her an bir şeyle olabilir düşüncesiyle yaşaması gerektiğini söylemişti. Yani doğrudan tehdit söz konusu, hangi tahminlerden bahsedebiliriz? Durumun bir ay, altı ay sonra nasıl olacağı sorusunun adresi ben değilim. Bize bağlı olsaydı, yüzde yüz olarak bizim çatışma başlatmayacağımızı, sorunun hiçbir zaman savaşa dönüşmeyeceğini söylerdim. Ama sorunu askeri yollarla çözmeyi amaçlayan bir komşu varsa bir şeyler söylemek veya tahminler yürütmek çok zor.
'SOVYETLER BİR YIL DAHA KALSAYDI DAĞLIK KARABAĞ’IN BAĞIMSIZLIĞINI HERKES TANIRDI'
Azerbaycan yönetimi, Dağlık Karabağ sakinlerini kendi vatandaşı olarak görüyor. Ve diyalog yürütmek, ilişkiler kurmak, bir şeyler konuşmak yerine sürekli tehdit ediyor. Karabağ’da yaşasaydınız geleceğinizi Azerbaycan’a görebilir miydiniz? Bu mümkün mü?
İki ülke liderinin, bölgeye barış getiren liderler olarak tarihe geçmesini çok isterdim. Bu benim için çok önemli, çünkü tüm hayatımı bu işe verdim. Ben Karabağ’da yaşadım ve çalıştım. Komünist Parti’nin kurumlarında çalıştım. Yani bu sorunun doğuşunu izledim. 1988’i net bir şekilde hatırlamanız gerekiyor, çünkü bu bölgedeydiniz ve bu konuyla ilgileniyordunuz. Kendi hakkını hayata geçirmek isteyen bir halka karşı güç kullanmak doğru mu? O döneme dönelim ve neler yaşandığını hatırlayalım. Hatırlarsanız, Sovyetler Birliği’nde 1990’lı yıllarda, cumhuriyetlerin SSCB’den ayrılmasıyla ilgili sorunları çözümüne dair kanun kabul edilmişti. Bu kanunun üçüncü maddesinde, bunun özerk oluşumlar için de geçerli olduğu net bir biçimde yazılmıştı. 1990 yılıydı. Sonra ne oldu? Ekim 1991’de Azerbaycan Yüksek Konseyi, Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilan etti. Yani kendini Sovyetler Birliği’nden ayrıldı. Sovyetler Birliği vatandaşları olan Dağlık Karabağ sakinleri de referandum kararını aldı. 10 Aralık referandumunda, Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’dan ayrılması kararı alındı. Aralık sonlarında da Sovyetler Birliği ortadan kalktı.
Eminim, Sovyetler Birliği altı ay, bir yıl daha kalsaydı Dağlık Karabağ’ın bağımsızlığı tüm ülkeler tarafından tanınırdı. Kimseyi güç yoluyla elinizde tutmaya gerek yok. Bu doğru değil, bu ahlaksızca. Bu, hem uluslararası hukuka hem de dönemin Sovyet hukukuna aykırı. Tüm değerlere aykırı.
'TÜRKLERLE SADECE ULUSLARARASI FORUMLARDA KARŞILAŞINCA SELAMLAŞIYORUZ, O KADAR'
Sözlerinizden anlaşma olasılığının devam ettiğini anlıyorum. Barış yönünde ilerleme kaydetmenizi diliyorum. Diğer konulara geçelim. Türkiye, Ermenistan’ın bir başka komşusu.
Evet, çok ilginç bir bölgede yaşıyoruz. (Gülüyor)
Komşular konusunda şanslısınız… Ermenistan ve Türkiye arasındaki ilişkileri iyileştirme şansı var mı? Öyle bir amacınız var mı?
Maalesef bu soru da yanlış kişiye soruluyor. Çünkü biz, 2008’de Türklere yavaş ilerleyen müzakere sürecini halka açıklamayı teklif etmiştik ve 2009’da iki protokolü imzalama aşamasına gelmiştik. Zürih’te, BM Güvenlik Kurulu daimi üyesi 3 ülkenin dışişleri bakanları huzurunda, bu iki protokolü imzaladık. Ama maalesef belli bir süre sonra Türklerin bu protokolleri onaylamaya ve Ermenistan’la ön koşulsuz ilişkiler kurmaya hazır olmadığı ortaya çıktı. Koşullarını sürmeye başladılar. Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı, onların tabiriyle işgal edilen ilçelerden en az birini, yani güvenlik bölgesinin bir parçasını Azerbaycan’a vermeye ikna etmesini istediler. Bu durumda Türkler ilişkileri kurmaya, sınırları açmaya hazır olacakmış. Ama anlaşmamızda, iki protokolde, ilişkilerin ön koşulsuz kurulacağı net bir şekilde belirtilmişti. Yanıtımız da şu oldu: ‘Kusura bakmayın ama bunu imzadan önce, müzakere sürecinde konuşmak gerekiyordu.’ Sonuç olarak şimdi Türkiye ile hiçbir ilişkimiz yok. Sadece uluslararası forumlarda karşılaşınca selamlaşıyoruz o kadar.
'BİNLERCE ERMENİ BENİ PROTESTO ETTİ, İKNA ETMEYE ÇALIŞTIM, YALVARDIM'
Ama hiçbir şey sonsuz değil,ilerlemek lazım.
'SURİYE'DE KALAN ERMENİLERE YARDIM ETMEYE ÇALIŞIYORUZ'
Ermenistan Halep’e insani yardım göndererek Suriye çatışmasının çözümüne katılıyor. Sığınmacıları kabul ederek de bu çatışmanın sonuçlarını yumuşatmaya çalışıyor. Bu Ermenistan için kolay değil sanırım.
Evet, bunu yapıyoruz.
Sığınmacılar kendilerini Ermenistan’da nasıl hissediyor? Ülke lideri olarak sizden ne aldılar? Onların geleceğini nasıl görüyorsunuz? Sayıları kaç?
Bugün Ermenistan’da yaklaşık 20 bin Suriyeli Ermeni var. Elbette durumları çok ağır, yıllarca Suriye’de yaşadılar, çalıştılar, aile kurdular, bir şeyler biriktirdiler. Suriye’de büyük bir diasporamız vardı, mirasımız: kiliseler ve kültürel değerlerimiz vardı. Her halükarda onların hayatını kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Konut, istihdam sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Bu konuda yalnız değiliz. Dünya genelinden Ermeni kardeşlerimiz sadece Ermenistan’a sığınanlara değil Suriye’de kalanlara da yardım etmeye çalışıyor. Orada büyük bir trajedi yaşanıyor.
'HALEP'TEKİ DUYGULARI BEN STEPANAKERT'TE YAŞADIM'
Halihazırda Halep’te yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin Paris ve Moskova bu olaylara farklı bakıyor. Siz Halep’teki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Orada yaşananların kesinlik trajedi olduğunu düşünüyorum. Ülke can çekişiyor. Maalesef aynı duyguyu ben Stepanakert’te de yaşadım. Stepanakert’e her gün 300’den fazla mermi düşüyordu. Halep’te 4 milyon kişi yaşıyordu. Bu çok korkunç, gerçekten de korkunç. Elbette sorunun bir an önce çözülmesini istiyoruz, sorunun Suriye halkı tarafından çözülmesini istiyoruz. Kararın, Suriye halkı tarafından verilmesini istiyoruz. Bu onun hakkı. Suriye hükümetinin davetiyle Rusya’nın ona sağladığı yardımı da tamamen onaylıyoruz. Bu konuda hiçbir kuşku yok. Yardım istemek Suriye devletinin meşru hakkı. Yardım yapmak da Rusya’nın meşru hakkı. Bu sorunun bir an önce çözülmesini istesek de öyle görüyoruz ki bu mümkün değil. Bu ülkede halen yaklaşık 20 bin yurttaşımız kalıyor. Elimizde net bilgi yok.
Yani orada 20 bin Ermeni daha var, doğru mu?
Evet.
'YARI BAŞKANLIK SİSTEMİMİZ VARDI VE YARIM OLAN HER ŞEY GİBİ EKSİKLERİ VARDI'
Ermenistan’ın iç yaşamına dönelim. Bu yakınlarda Ermenistan’da parlamenter cumhuriyete geçiş referandumu yapıldı. Bu Ermenistan’a neler kazandıracak?
İkincisi, mevcut durumda, hakların ve sorumluluğun aynı yerde olmasını doğru buluyorum. Parlamento ise hak ve sorumluluklara sahip sistem ve yapılar üzerinde çok etkili bir kontrol biçimidir. Bu nedenle bu yönetim biçiminin Ermenistan güvenliğini daha da sağlamlaştıracağını düşünüyorum.
Ermenistan yeni başbakan ve yeni hükümete kavuştu. Genel olarak ülkeyi idare eden ekip yenileniyor. İdareye yeni isimler katıldı. Yeni hükümetten, Ermenistan’ın siyasi hayatına giren yeni kandan beklentiniz ne?
Hükümet toplantısında da söyledim, ilk görevimiz idarenin etkinliğini artırmak. Ardından da ekonomimizin durumunu analiz ederek tüm engel ve sorunları tespit etmek, onları yok ederek de ekonomik büyümeyi hızlandırmak. Ekonomimiz son 5 yılda yüzde 20 büyüdü. Yıllık büyüme ortalama yüzde 4. Elbette mevcut göstergeler ne bizleri ne de Ermenistan vatandaşlarını tatmin ediyor. Onlar daha iyisini talep ediyor ve biz de daha fazlasını istiyoruz. Bu yönde ilerlediğimizi düşünüyorum. Umarım yeni hükümet bu görevi onuruyla yerine getirecek. Bundan eminim. İşte bu konuda tahminler yapabilirim, çünkü eylemleri öngörülebilir insanlarla iş yapıyorum. İstikrarlı büyümemizin hızlanacağını düşünüyorum.
(Ermenistan Başbakanı) Karen Karapetyan ona güvendiğinizi biliyor mu?
Karen Karapetyan ve ekibi, bizim ortak ekibimiz. Amaçlarımız ortak. Evet, gerçekten de onun hükümeti, sadece ilerleyen arabamızın motorudur.
Bunu duymak çok güzel. Başarılar dilerim.
Teşekkür ederim.
'AVRASYA EKONOMİK BİRLİĞİ’NİN GELECEĞİ ÇOK BÜYÜK, EN AZINDAN BİZİM İÇİN'
Halihazırda Ermenistan, Avrasya Ekonomik Birliği’ne başkanlık ediyor. Bu başkanlıktan beklentileriniz neler? Bu statüden nasıl yararlanmayı planlıyorsunuz?
Küçük bir düzeltmem olacak, biz Avrasya Ekonomik Birliği’ne başkanlık etmiyoruz. Ermenistan’ın temsilcisi, eski başbakanımız AEB Komisyonu’nun başkanı.
Bu yakınlarda, Rus vatandaşlarının kimlikleriyle Ermenistan’a seyahat edebileceği yönünde haber yapıldı. Bu, Ermenistan’ın turistik imkanlarını artıracak. Bu ne zaman olacak?
Biliyorsunuz, Rusya’yla hiçbir sorunumuz yok. Ancak bazen öyle konular oluyor ki, çözüme kavuşturulmaması yanlış anlamalara yol açıyor. Böyle konulardan biri de bu. Birkaç yıldır bu konuyu Putin ve Lavrov ile görüşüyorum. Onlar bana, “Rusya halkının yüzde 90’ı kimlikleriyle Ermenistan’a giremiyor. Bu nasıl oluyor? Pasaport kontrolünden geçiyoruz ama gümrük kontrolünden geçemiyoruz” diyorlar. Bunun sadece ekonomik sorun olmadığını biliyoruz. Örneğin, sürekli şunu konuşuyoruz, Ermenistan’da Rusçanın korunması ve yayılması için ek olarak hangi tedbirleri almamız gerekir? Bunun bazı yöntemleri var. Örneğin, Rus turistlere hizmet veren oteller ve restoranlarda Rusçası iyi olan personel çalışacak. Ve buna benzer diğer yöntemler. Sanırım, önümüzdeki yıldan itibaren bu konuda büyük gelişme izleyeceğiz.
Ermenistan 2 yıl sonra başkent Erivan’ın kuruluş yıldönümünü kutlayacak. Bu kent, milattan önce 782’de kurulmuş. Diğer yandan Ermenistan, bağımsızlığının 25. yıldönümünü kutladı. Bu rakamların karşılaştırılması mümkün değil. Büyük hayale gelirsek, Ermenistan’ı nasıl görmek isterdiniz?
Bilirsiniz, ulusal fikirlerimizin gerçekleşmesini istiyorum.
Hangisi?
Emek. Sabahtan akşama kadar çalışmak lazım.
'ULUSAL FİKRİMİZ AZERBAYCAN VE TÜRKİYE'YLE SORUN YAŞAMAMAK'
Ulusal fikir bu mu?
Röportajınız için size teşekkür ederim. Sputnik Ermenistan’dan iş arkadaşlarımın size sormamı istediği bir soru daha var: Burada 35 kişi, çok iyi niyetlerle çalışıyoruz. Sputnik Ermenistan’a dilekleriniz ne olurdu?
Sputnik’in, kendi fikirlerini yaymak ve doğru bilgiyi iletmek için güçlü bir araç haline gelmesini diliyorum. Sputnik çok büyük bir takipçi kitlesine sahip.
Günümüzde birçok şey medyanın nasıl çalıştığına bağlı olarak şekilleniyor. Sputnik’in her zaman istikrarlı bir şekilde çalışmasını, gençlere her zaman iyi işler yapmaları yönünde ilham vermesini istiyorum. Sputnik'in, refaha ulaşmanın her gün yapılan yoğun çalışmadan geçtiği konusunda herkesi ikna etmesini istiyorum.