AK Parti iktidarında geçilen 14 yıl içerisinde, tarım sektörüne 90 milyar lira destek verdiklerini hatırlatan Yıldırım, "Helali hoş olsun, tarım sektörü bunu hak ediyor. Daha fazla da destek vermeliyiz. Bu destekler daha fazla olmalı çünkü tarım sektörü kaynak tüketen değil, Türkiye'nin büyümesine, gelişmesine katkı sağlayan sektörlerin başında olmaya devam ediyor" dedi.
‘ÖYLE PARÇA PİNÇİK VERMEK YERİNE…'
Binali Yıldırım, bu destekleri verirken bir yöntem değişikliğine gittiklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bu destekler çeşitli kalemlerde yıl boyu küçük küçük rakamlarla veriliyor. Oturduk arkadaşlarımızla çalıştık, öyle parça pinçik vermek yerine, yılda iki sefer bir ekerken bir de biçerken yani nisan-mayıs'ta bir destek, eylül-ekim'de de topluca bir destek vermek suretiyle bu işi sadeleştirelim. Böyle yapınca aldığından da bir şey anlasın insanlar. Para geliyor, hiçbir işine yaramıyor. Faizle kredi alıyor vesaire, destek arada yok olup gidiyor. Bu karar, önemli bir karar. Diyelim ki bir yıl içerisinde 14-15 milyar destek yapacağız, bunun yarısını Nisan-Mayıs'ta, diğer yarısını da eylül-ekim'de vereceğiz. Böylece siz de ne alacağınızı ne ekeceğinizi bileceksiniz, işinizi ona göre yapacaksınız."
Başbakan Yıldırım, tarım sektörünün birçok ihtiyacının, sorununun olduğunu belirterek, "Tarım sektörünün iki önemli girdisi var. Biri mazot, biri gübre. Bunlar önemli gider kalemleri. Destekler içerisinde bunlara ağırlık vereceğiz. Bu iki kalemin yükünü hafifletmek, maliyeti azaltmak için özellikle gübreye ve yakıta yoğunlaşacağız. Orada da şöyle bir karar aldık, 2017'den itibaren gübrede zaten KDV'yi kaldırdık, tarım kredi kooperatiflerinin girişimiyle ayrıca ucuzlama yapıldı, gübrede bir mesafe aldık. Mazot için de diyoruz ki deponun yarısı sizden, yarısı bizden. Hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.
‘O GÜZELİM TARIM ARAZİLERİNDE YÜKSEK YÜKSEK BETON BİNALAR YÜKSELİYOR'
"Hayvancılığımız her ne kadar istediğimiz hızda gelişmiyor ise de yine önemli bir mesafe kaydettik" diyen Yıldırım, şunları kaydetti:
"2006'dan bugüne kadar Avrupa'nın en büyük tarımsal hasılasına sahip ülke Türkiye. Dünyanın üçüncü büyük tohum gen bankasını da ülkemizde kurduk. Hayvancılıkta açığımızı et ithal ederek sürdürülebilir hale getiremeyiz. Mutlaka ve mutlaka damızlık hayvancılığı teşvik edeceğiz. Bir süre belki daha ithalat yapacağız ama o süre geçtikten sonra artık hayvancılıkta kendi kendimize yeten ülke haline gelmeyi hedefliyoruz, planlarımızı, projelerimizi buna göre yaptık. Tarım alanlarımızın korunmasına yönelik 184 ovamızı özel koruma altına alıyoruz. Buralara fabrika, bina yapılmayacak. Yani bina, fabrika yapılacaksa tarım arazisi dışında mutlaka yapılması lazım. Ne yazık ki şehirleşmede görüyoruz, o güzelim tarım arazilerinde yüksek yüksek beton binalar yükseliyor ve ülkemizin bereketli toprakları beton yığınına dönüşüyor. Bunun da önüne geçeceğiz bu koruma kararıyla birlikte."
‘BUĞDAY İLE KOYUN, GERİSİ OYUN'
Başbakan Binali Yıldırım, milletin gıdada bir geleneğinin olduğunu belirterek, "Buğday ile koyun, gerisi oyun. Bizim beslenme geleneğimizde bu var. Sebzeydi, diğer ürünlerdi mutlaka önemli ama tahıl ve et bizim için stratejik iki üründür. Bunların her yerde desteklenmesi için gereken tedbirleri alacağız. Milli Tarım Projemizin çiftçimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bundan böyle meralarımız, alçak terör elemanlarıyla değil, çobanlarımızla, çiftçilerimizle ve ülkemizin hayvancılığıyla daha da şenlenecek" değerlendirmesinde bulundu.