Alpay, Kılıçdaroğlu'na yazdığı mektupta da "Ancak, son dönemdeki birkaç açıklamanızda siyasi iktidara Çözüm/Barış Süreci için suçlama yöneltmeniz, barış açısından anlaşılır gibi değildir" dedi.
Kültür Servisi'nin haberine göre, mektuplar şöyle:
Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı
Binali Yıldırım, Başbakan
Size, haksız tutuklamalara son verilmesi konusunda siyasi irade talep etmek için yazıyorum.
Haksız tutuklamaların en çok göze çarpanlarının başında Kürt sorusuyla ilgili olanlar geliyor. Ben ve yazar Aslı Erdoğan da aynı çerçevede, üç aya yakın bir süredir tutukluyuz. Bizimle ilgili tutuklama gerekçeleri kendi içinde birer hukuk skandalıdır. Söz konusu olan, Özgür Gündem gazetesinin yayımlanmasına verdiğimiz sembolik destektir. Çözüm/Barış süreçleri ve ifade özgürlüğü açısından bu tür desteklerin vazgeçilmez olduğu inancındayım. Aynı gazeteyle ilgili benzer bir edim içinde çok sayıda insan hakları savunucusu ve gazeteci tutuksuz olarak yargılanıyor. Onlardan üçü de kısa süreli haksız tutuklamalara maruz bırakılmışlardı.
Bizim durumumuz buyken, listeye son günlerde Cumhuriyet gazetesi mensupları ile HDP'nin seçilmiş yöneticileri de eklendi. Bütün bunların sizlerin siyasi iradesinden bağımsız olarak gerçekleştiğini kabul etmek mümkün görünmüyor: Yanı sıra şoven milliyetçiliğin sembolü sayılan bir partiyi kendinize ortak olarak seçiyorsunuz.
Sizleri milliyetçiler konusunda daha önceki sözlerinize, hepimizin haklarına ve barış sürecine sahip çıkmaya çağırıyorum. İradenizi ohaller ve milliyetçilikler yerine, çağa uygun bir çoğulcu demokrasiden, ve bir an önce hukukun üstünlüğünden yana koymanız, haksızlıklara son vererek önderliğiniz süresince olumlu adımlarınızın başında gelen çözüm-barış arayışınızı yeniden yürürlüğe koymanız dileği ve saygılarımla…
***
CHP ve lideri olarak, gerek birlikte tutuklu olduğumuz Aslı Erdoğan ile bana, gerekse diğer haksız tutuklama mağdurlarına verdiğiniz destek biliniyor. Bakırköy Kadın Cezaevi önündeki özgürlük nöbetine gönderdiğiniz bir mesajla bizleri onurlandırdığınız için size birer teşekkür mektubu yazmıştık. Ben de mektubumda, mesajınızdaki "barış" vurgusunun yarattığı umudu belirtmiştim.
Ancak, son dönemdeki birkaç açıklamanızda siyasi iktidara Çözüm/Barış Süreci için suçlama yöneltmeniz, barış açısından anlaşılır gibi değildir. Kanımca Çözüm/Barış Süreci, başlatılmasından çok, gereğince uygulanmayıp yarıda bırakılmasından dolayı kınanacak bir süreçtir. O süreçte partinizin, üzerine düşen eleştirel destek görevini yerine getirdiğini, Kürt barışında ön aldığını söylemek ne yazık ki mümkün görünmüyor. Ülkeyi şoven milliyetçilerin ve savaşın batağına sürükleyen politikalara karşı somut barış politikalarını savunmakta gecikmeyeceğiniz umuduyla,
Saygılarımla.