TEK SEFERLİK ANLAŞMA
Anlaşmayı Federal Göç Bakanı Peter Dutton ile duyuran Turnbull, ABD ile yapılan anlaşmanın 'tek seferlik' olduğunu ifade ederek "Amerikalı yetkililer birkaç gün içinde Avustralya'ya gelerek süreci başlatacaklar. Bu tek seferlik bir anlaşma ve tekrarı olmayacak" dedi.
Varılan anlaşmanın detayları hakkında bilgi vermeyen Turnbull, önceliğin durumları acil olan ailelere verileceğini belirtmekle yetindi.
MUHALEFET MEMNUNİYETLE KARŞILADI
Avustralya Yeşiller Partisi Senatörü Sarah Hanson-Young da sosyal medya hesabından, ‘"Avustralya bu mültecileri 3 yıldır siyasi rehine olarak tutuyor. Onlar yeterince acı çekti. Tüm erkek, kadın ve çocuklar güvenli bir yere yerleşmeyi hak ediyor'' paylaşımında bulundu.
Öte yandan, Avustralya İnsan Hakları Kanun Merkezi Direktörü avukat Daniel Web, yazılı açıklamasında anlaşmayı 'doğru yönde atılan bir adım' olarak nitelendirdi. Anlaşmanın ayrıntılarını bilmediklerini belirten Webb, "Asıl soru anlaşmadan kimlerin yaralanacağı ve geride kalan masum insanlara ne olacağıdır." ifadesini kullandı.
Manus ve Nauru'da kalanların tamamının güvenli bir yere nakledildiğinde konunun kapanacağını kaydeden Webb, "Hükümet nihayet Manus ve Nauru'nun bir çıkmaz olduğunu kabullendi" değerlendirmesinde bulundu.
Avustralya hükümeti, ülkeye teknelerle ulaşmayı başardıktan sonra yakalanan sığınmacıları Papua Yeni Gine'de bulunan Manus Adası ile Pasifik ülkesi Nauru'da kurduğu gözaltı merkezlerinde tutuyor. Yaklaşık 3 yıldır merkezlerde tutulan sığınmacıların hiçbir zaman Avustralya'ya alınmayacaklarını her fırsatta ilan eden Avustralyalı yetkililer, uzun zamandır üçüncü bir ülkeye nakil üzerinde çalışmalar yürütüyordu.
Son verilere göre, mülteci hakkı elde eden 941 kişi Manus'ta, 675 kişi ise Nauru'da kalıyor. Merkezlerde tutulan 500 kişinin ise durumu henüz belirsiz.
Ülke içinde ve dışında sert eleştirilere hedef olan gözaltı merkezleri hakkında, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) mülteci ve sığınmacıların derhal insani koşulların sağlandığı bir yere götürülmesi çağrısında bulunmuştu.
SALDIRI VE TECAVÜZ VAKALARINDAN GEÇİLMİYOR
Federal hükümetin en fazla eleştirildiği politikaları arasında yer alan söz konusu merkezler, saldırı, taciz, tecavüz ve intihar vakalarıyla gündemden düşmüyor.
Başbakan Turnbull yönetimindeki koalisyon hükümeti, merkezlerde kalanların ömür boyu Avustralya'ya girmelerini engelleyecek vize yasağı tasarısı hazırlamış ve tasarıyı hafta içinde çoğunlukta bulunduğu mecliste onaylatmıştı. Tasarının kanunlaşabilmesi için senatodan da onay alması gerekiyor.