Henüz üniversite öğrencisiyken çalışmalarına başladığını belirten Carini, seyahatlerinden birinde bir tesadüf sonucu hayvanların iç organlarıyla kaplı bir mate kabına rastladığını anlattı. Konuyu mercek altına alarak bu malzemenin diğer eşyaların üretiminde de kullanıldığını tespit ettiğini kaydeden genç tasarımcı, kısa bir araştırmanın ardından hayvanların iç organlarının sadece gıda amaçlı olmadığı sonucuna vardığını belirtti.
#ParaNavidadQuiero #ZapatosDeMondongo http://t.co/d7ml5S0SQ1 pic.twitter.com/Bz96pbjWsh
— Visceral (@Visceral4) 17 Aralık 2014
Sputnik’e konuşan Visceral markasının sahibi Carini, “İlk bakışta iç organların derisi hoş olmayan bir şey gibi gözükse de bu deriden yapılan ayakkabıya bakan bir kadının yüzüne bakarsanız bu malzemenin bir nevi arzu nesnesine dönüştüğünü görürsünüz. Bu harika bir şey. Böylece tezimin fikrini bulmuş oldum” dedi.
#MiVidaSeBasaEn #ZapatosDeMondongo #BuenMiercoles pic.twitter.com/K96sbbr9F2
— Visceral (@Visceral4) 20 Mayıs 2015
Bu malzemenin en büyük özelliğinin asla tekrarlanmayan ‘doğal dokusu’ olduğunu kaydeden tasarımcı, “Hücreler sayesinde malzeme arı kovanına çok benziyor” diye konuştu.
#TengoAntojoDe #ZapatosDeMondongo pic.twitter.com/LtE6qvQKUa
— Visceral (@Visceral4) 29 Aralık 2014
Tezini savunduğu sırada kendi markasını oluşturduğunu anlatan genç iş kadını, önce aksesuar sonra ayakkabı yapmaya denediğini belirterek, “İnsanların bu ayakkabıya nasıl baktığını gördükten sonra devam kararını aldım. Böylece hayvanların iç organlarından ayakkabı üretmeye başladım” dedi.
#BuenMartes a todas las apasionadas por el Mondongo pic.twitter.com/uttAdVX1T2
— Visceral (@Visceral4) 3 Mayıs 2016
Yaptığı üretimin çevre dostu olduğunu da dile getiren Carini, “Tekrar kullanılan su sayesinde tanen üretiliyor. Sonra bu madde mükemmel bir gübreye dönüşüyor” diye anlattı. Bu konuyla ilgilenmenin kişisel nedeni olduğunu da vurgulayan Carini, atalarının yaşadığı Santo Domingo (Buenos Aires bölgesi) köyüyle olan bağın bu malzemeye farklı gözle bakma fırsatını sunduğunu belirterek şunu söyledi:
“Bir kent sakinin asla rastlamadığı birçok şeyle her zaman bir bağım vardı. Örneğin soğuk hava deposunda inek kesimini izledim. Bu tür şeyler hep ilgimi çekti ve kentte bulunamaz malzemelerden yararlanma fikri hep hoşuma gitti. İşte bu malzemeyi de gördüğümde, ‘mükemmel’ dedim kendi kendime”.