Staffan de Mistura’nın danışmanı: Muhalefet birlikleri Nusra Cephesi militanlarından arındırılmalı

Forumun katılımcılar arasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın danışmanı Buseyna Şaban, Türkiye, İran, Suriye, AB ülkeleri ve İsviçre’den gelen uzmanlar ile Rusya Federasyonu’nun İran, Cezayir ve Libya (E) Büyükelçileri ve ayrıca Rusya’nın Federasyon Kurulu üyeleri vardı. 

Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın kıdemli siyasi danışmanı ve Şarkiyat Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Vitaliy Naumkin’in konuşmasıyla başlayan toplantıda katılımcılar Suriye’de meydana gelen gelişmeler ve Arap Cumhuriyeti’nin geleceği ile ilgili görüşlerini dile getirdiler. 

Sputnik’e konuşan Vitaliy Naumkin etkinlikle ilgili şunları söyledi:

"Bugün Suriye’deki çatışmayı çözmek için iki boyutta çaba sarf ediliyor. Bunlardan biri iç, diğeri uluslararası boyut. Bizim konferansımızda ağırlıklı olarak daha çok birinci, yani Suriye’deki gelişmelerin iç boyutu tartışılmıştı. Bu iç boyut da üç yönden değerlendirilmişti: Terörizmle mücadele, insani yardım ve siyasi çözüm yönünden. 

Bilindiği gibi, Suriye krizinin bütün uluslararası oyuncuları, bu krizin tek çözüm yolunun, askeri değil, siyasi olduğunu savunur. Ve müzakere süreci, ulusal uzlaşmanın bir aracı olarak görülmekte. Suriye hükümetinin de bu paradigmayı desteklediğini biliyoruz. Bu nedenle, karşılıklı anlayışın tesisinde küresel ve bölgesel aktörler arasında çıkan bütün zorluklara rağmen, ortak çabaların şu iki amacın temelinde birleşmesi gerektiği konusunda genel bir görüş birliği söz konusu: Birincisi, ulusal uzlaşma yoluyla çatışmanın siyasi çözümü; ikincisi, terörist gruplara karşı tavizsiz mücadele. Bununla birlikte hem birinci hem de ikinci amacın etrafında çeşitli oyuncular arasında farklı bakış açıları mevcut. 

Toplantımızı, gereksiz ve bir sonuç vermeyecek yeni bir tartışma alanına çevirmemek için bütün tarafları toplamak gibi bir hedefimiz olmadı. Bugün Batılı partnerlerimiz ne yazık ki Rusya’yı ve Suriye hükümetini haksız olarak şiddetli bir şekilde eleştirmektedir. Geniş ölçeklerde yürütülen bu enformasyon savaşının, ne Suriye krizinin çözümünü mümkün kılacak karşılıklı anlayışın tesisine ne de hepimizi tehdit eden terörizm ile mücadele konusundaki işbirliğine bir katkısı var. Bu yüzden katılımcıların sayısını sınırlı tuttuk.  

Biz, müzakere sürecinin yeniden başlaması için şansımızın henüz var olduğunu düşünüyoruz. Ve bugün Rusya, bize göre, bunun gerçekleşmesi için elinden gelen her şeyi yapıyor. Elbette, Rusya-ABD anlaşmalarına dönmek için birtakım girişimler yapılıyor. Bizim resmi tutumumuz ABD’nin, Halep’te ılımlı muhalefeti Nusra Cephesi güçlerinden ayırma sözünü yerine getirmesi gerektiği yönünde. Çünkü bugün Suriye’deki pek çok konu Halep’teki gelişmelere bağlı. Bu yüzden çatışmaların durdurulması sorunu devam etmektedir. Rusya büyük tavizler vermektedir. Örneğin, yeni bir ‘insani mola’ uygulaması devreye sokuldu. Halbuki bu ‘insani molaların’, teröristler tarafından güçlerini yeniden gruplandırmak ve yeni saldırıları hazırlamak maksadıyla kullanıldığına dair kuşkularımız da var. Suriye ordusu buna cevap vermek durumunda. 

Bugün ılımlı muhalefet birlikleri ve Nusra Cephesi güçleri birbirleriyle karışmış vaziyette olduğu için bunları birbirinden ayırmak oldukça zor. Doğal olarak, orada kimin kiminle savaştığını anlamak da zor. Ilımlı muhalefet birlikleri içinde oldukça terbiyeli ve aklı başında pek çok insanın olduğunu biliyoruz. Ancak maalesef bu birliklerde belirli oranlarda Nusra Cephesi’ne üye militanlar da var. Ayrıca partnerlerimizin silahlandırdığı terörist gruplar arasında zaman zaman birakım geçişler de oluyor. Silahlar çeşitli yollardan satılıyor, veriliyor, dağıtılıyor. Ve bize göre kontrol edilemeyen bu silah sevkiyatları Suriye’deki çatışmayı daha da şiddetli hale getiriyor.

Toplantıda ayrıca birtakım rakamlar da konuşuldu. Bunlar, uluslararası örgütler tarafından doğrulanmış gerçek rakamlardır. Ama ne yazık ki bunlar, Batılı medya tarafından dile getirilmemekte. Çünkü bunlar, Rus askerlerinin Suriyelilere insani yardım vermek adına ne kadar çok şey yaptıklarının göstergeleri. Ümidimiz, konferansımızda konuşulanların partner devletlerimizin kilit karar vericilerine de iletilmesidir."