Seçim bölgesi Bursa'da, AK Parti milletvekilleri ve parti teşkilatıyla bir araya gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, tutuklanan HDP milletvekillerine ilişkin konuştu. Müezzinoğlu, "Siyaset millet için, ülke için, ülkenin birlik, beraberliği için, ülkemizin yarınlarının bugünden daha iyi olabilmesi için, milletin birlik ve beraberliği için yapılır. Siyasetçinin de temel sorumluluğu millete karşıdır. Devletin, milletin birlik berberliğine, bütünlüğü esastır. TBMM'de ettiği yemine sadık kalmakla sorumludur siyasetçi. Özellikle TBMM'de görev yapan milletvekilleri. Tabiki dokunulmazlıkları da vardır. Dokunulmazlıkları çerçevesinde milletvekillerine dokunulmaz. Şayet ülkenin birlik beraberliğini bozacak, bütünlüğünü bozacak, ettiği yeminin dışında hareketleri olursa bu anlamda da TBMM dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili karar alır. Nitekim TBMM dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili karar almıştır" dedi.
'DEVLET DE MİLLET DE HUKUK DA MÜSAADE ETMEZ'
HDP'li milletvekillerinin daha önce savcıların kendilerini ifadeye çağırmaları karşısında "O iş o kadar kolay değil, gelsinler alsınlar da görelim" gibi hukuk dışı, bir hukuk devletinde herkesin muhatap olması gereken hukuk kurallarına uymayan bir tavırla, sanki devlete de millete de hukuka da rest çeken bir tavır sergilediklerini hatırlatan Müezzinoğlu, "‘'Sayın Bahçeli, Baykal, Kılıçdaroğlu gitti, ifade verdi. Peki ayrıcalıkları ne bu arkadaşlarımızın? ‘Devleti de milleti de bu devletin hukukunu da tanımıyoruz' diyen hiç bir yapıya devlet de millet de hukuk da müsade etmez. Dolayısıyla hukukun gereği olarak kendileri ifadeye alındı. Bir kısmı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, bir kısmı tutuklandı. Yargılama süreçleri devam ediyor. Önce herkes hukukun üstünlüğünü kabul edecek, ona saygı duyacak. Bu anlamda siyasetçiye düşen görev bir basamak daha öndedir. Çünkü örnek olması gerekir. Milletin önünde, milletin değerlerine, devletin kurallarına, hukuka saygı anlamında da siyasetçinin örnek olması gerekir. O anlamda örnek siyasetçiler de esasında vardır. Az önce saydığım isimler veya bizim Cumhurbaşkanımız, kurucu genel başkanımız, 1994 yılında büyükşehir belediye başkanı seçildi, şiir okudu diye cezaevine girdi. Gitti ifade verdi, hüküm de giydi cezaevinde de yattı. Neticede hukuk devleti içinize bazen kararlar sinse de sinmese de herkes hukukun gereğine uyacak. ‘' ifadelerini kullandı.
'BİZİM HUHUKUMUZ HUKUK DEGİL Mİ?'
Hukuksal bir sürecin devam ettiğini ancak burada eleştirilmesi gereken bir konunun daha olduğuna dikkat çeken Müezzinoğlu, ‘'Hukuktan, demokrasiden yana tavır koyması gereken dost ülkeler anında, büyükelçileriyle toplantı yapıyorlar ama 15 Temmuz'u göremiyorlar. Aylar geçtikten sonra fark edebiliyorlar. Ama bu tür hadiselere de saatler sonrasında tavır koyabiliyorlar. Şimdi onların ülkelerinde hukuk, hukuk da bizim ülkemizdeki hukuk hukuk değil mi?