Hamburg Eyalet Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Michael-Hubertus von Sprenger ile Böhmermann’ın avukatı Christian Scherz hazır bulundu.
Sprenger, duruşmada yaptığı konuşmada, daha önce Mainz Savcılığı ve Koblenz Başsavcılığınca Jan Böhmermann hakkında yürütülen soruşturmada şiire ilişkin kararın bilinçli olarak geç verildiğini ve kamu davası açılması için zaman bırakılmadığını belirtti.
Almanya'da basınla ilgili konularda 6 aylık zaman aşımı süresinin bulunduğuna işaret eden Sprenger, "Savcılık sistematik bir şekilde davanın zaman aşımına uğratılmasını sağladı" dedi.
Sprenger, savcılığın ve savunma tarafının 4 Mayıs’ta bir araya geldiğini hatırlatarak savcılığın soruşturmanın durdurulması kararını zaman aşımı süresinden 22 gün önce açıkladığını ve böylece kararın Eyalet Yüksek Mahkemesi tarafından incelenemediği savundu. Sprenger, savcılığın böylelikle açık bir şekilde bilerek davayı zaman aşımına uğrattığını kaydetti.
Savcılığın verdiği takipsizlik kararına da değinen Sprenger, kararda şiirdeki ifadelerin bilinçli kullanılıp kullanılmadığı konusunun kanıtlanamadığından dolayı değerlendirmenin açık bırakıldığını söyledi. Sprenger, şiirin, sanat ve basın özgürlüğünü kapsamadığını vurgulayarak şiirde arka arkaya sıralanmış hakaretler bulunduğunu yineledi.
Şiirin ‘ırkçı’ ve ‘insan onurunu zedeleyici’ olduğunu da söyleyen Spenger, Böhmermann’ın böyle bir şiiri İsrail’in cumhurbaşkanına yönelik okumaya cesaret edemeyeceğini ifade etti. Spenger, söz konusu şiirin PEGIDA gösterisinde okunması durumunda bunu okuyan kişinin hemen gözaltına alınacağını da vurguladı.
Erdoğan'ın avukatı Sprenger, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, burada karşılıklı olarak argümanların bir kez ortaya konduğunu belirterek "Mahkemenin şiirin okunmasını yasaklamasını bekliyorum" dedi.
'BÖHMERMANN, ERDOĞAN'A ALMANYA'DA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN NASIL ÇALIŞTIĞINI GÖSTERDİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı küçük düşürme amacı taşıyan bir durumla karşı karşıya olunmadığını belirten Böhmermann’ın avukatı Scherz de şiirin söz konusu programın genelinde değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Mainz Savcılığı’nın şiirin hakaret içermediğine karar verdiğini hatırlatan avukat, Koblenz Başsavcılığı’nın da bunu onadığını ifade etti. Scherz, şunları söyledi:
"Müvekkilim, basın özgürlüğünü ayağıyla ezen ve Alman büyükelçiyi nedensizce çağıran Erdoğan’a Almanya’da basın özgürlüğünün nasıl çalıştığını göstermek istemiştir. Bunu başardı da.”
'DAVAYI KAZANACAĞIMIZ KONUSUNDA İYİMSERİM'
Bu duruşmada olmasa bile bir sonrakinde davayı kazanacakları konusunda iyimser olduğunu belirten avukat, “Mahkemenin hukuka uygun karar alacağına güveniyorum” dedi. Konunun basın özgürlüğünden çok sanat özgürlüğünün kapsamında olduğunu ifade eden Scherz, “Alman hakimlerinin ve mahkemelerinin sanat özgürlüğü konusuna nasıl yaklaşacaklarını bildiğine inanıyorum” diye konuştu.
SCHERZ’DEN SPRENGER’E: GERÇEKTEN ERDOĞAN’IN AVUKATI MISINIZ?
Scherz'in, Sprenger’in gerçekten Erdoğan’ın avukatı olup olmadığını sorduğu duruşmanın başında Sprenger, vekaletnamenin elinde olduğunu kaydetti.
GELECEK DURUŞMA ŞUBAT 2017’DE
Avukatların dinlenmesinin ardından bir dahaki duruşmanın 10 Şubat 2017'de düzenlenmesine karar verildi.