Akıncı Üssü'nde 16 Temmuz'da 17.30'a kadar rehin tutulduklarını söyleyen Şanver, kendisinin kelepçelerini, tutuklu komutan Akın Öztürk'ün makasla kestiğini belirtti. Öztürk'ün oğlunun kirvesi olduğunu ifade eden Şanver, "Kızımın o geceki düğününe eli kanda olsa da gelir diye değerlendiriyorduk ama gelmedi" diye konuştu.
Posta gazetesinden Alev Gürsoy Cimin'in sorularını yanıtlayan Şanver'in açıklamalarından satır başları şöyle:
- Akın Öztürk'ü ve ailesini çok iyi tanıyorum. Oğlumun kirvesiydi. Ayrıca hem oğluma kız isterken, hem de kızımı istemeye geldiklerinde büyük olarak karar verici oldu. Öyle ki; kızımın o geceki düğününe eli kanda olsa da gelir diye değerlendiriyorduk ama gelmedi.
'MUHTEMELEN DARBE TEŞEBBÜSÜ VAR'
- Saat 21.30'da Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal telefonla konuşarak masadan kalktı. Yanına gittim. "Şanver, Ankara'da kontrolsüz uçuşlar yapılıyor. Muhtemelen darbe teşebbüsü var" dedi.
'BEN DAHİL 9 GENERALİ HELİKOPTERE BİNDİRDİLER'
Saat 23.00'te düğünün yapıldığı yere helikopterle iniş yaptılar. Hava Kuvvetleri Komutanımızı bağlamadan, bizleri bağlayarak teslim aldılar. Sonra ben dahil 9 generali helikoptere bindirdiler. 8 kez yere inip kalktık. Yerimiz tespit edilmesin diye böyle yaptılar. Bizi önce Yalova'ya, sonra İstanbul Yeşilköy'deki Hava Harp Okulu'na, oradan da Ankara'ya Akıncı Üssü'ne götürdüler. Akşam 17.30'a kadar küçük bir odada ayaklarımız ve gözlerimiz bağlı olarak tutulduk.
'BİZİ ZOR KULLANMAYA MECBUR ETMEYİN'
- Paşaların gözaltında tutulduğu Moda Deniz Kulübü'nün alt katındaki odadan Tümgeneral İsmail Güneykaya çıkmak için ısrar etti. Darbeciler "Bizi zor kullanmaya mecbur etmeyin" diyerek duvara bir el ateş etti. 16 Temmuz 17.30'da odanın kapısı açıldı. Sivil biri geldi "Kurtuldunuz" dedi. Sonra eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk elinde makasla içeri girdi. Kendisi bizzat el ve ayaklarımdaki kelepçeleri kesti.