Darbe girişimi gecesi yaşadıklarını anlatan Mahmut Karaaslan, ilk olarak Genelkurmay kavşağından silah sesi duyulduğu yönünde haber aldıklarını ancak bunu normal bir asayiş olayı gibi değerlendirdiklerini söyledi.
TBMM 15 Temmuz FETÖ/PDY Araştırma Komisyonunun Toplantısında Ankara Emniyet Müdürü Sn Mahmut Karaaslan'ı dinliyoruz pic.twitter.com/pfppcNFzli
— Dr.Ravza KAVAKCI KAN (@RavzaKavakci) 2 Kasım 2016
Silah seslerinin artması ve Genelkurmay Başkanlığı'nın içinde çatışmaların olduğunu öğrenince dönemin Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar'a darbe girişimi ile karşı karşıya kaldıklarını söylediğini aktaran Karaaslan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine giderek, kriz masası oluşturduklarını, Başbakan Binali Yıldırım'ın da bilgisi dahilinde tüm personeline sert bir şekilde silahla karşılık vermeleri konusunda talimat verdiğini kaydetti.
'EMNİYET TEŞKİLATINI NASIL ELE GEÇİRDİKLERİNİ BİLİYORUZ'
"30 yıldır emniyet teşkilatını nasıl ele geçirdiklerini biliyoruz. Komuta kademesinin de yakın çevresinin FETÖ tarafından ele geçirildiğini biliyorduk. Böyle bir potansiyellerinin olduğunu değerlendiriyordum. 'Şu adam FETÖ'cü, şu değil' diyemem ama kendi teşkilatımızda yaşadıklarımızdan yola çıkarak bunu yapabileceklerini değerlendirmiştim. Eğer devleti hedef alıyorlarsa sadece emniyet teşkilatını ele geçirerek bunu başaramayacaklarını biliyorlar. Bize ne yaptılarsa diğer kurumlara da aynısını yaptılar."
'ÜZERİME DÜŞENİ YAPTIM'
Karaaslan, kendisinin FETÖ ile yeterince mücadele edip etmediği yönündeki soruya, "üzerine düşeni yaptığı" cevabını verdi.
Karaaslan, 1994 yılında bir kişinin kendisine, "Fethullah Gülen'den ne istiyorsun? Türk kültürünü dünyaya tanıtıyor" dediğini ve kendisinin de devleti ele geçirerek kendi yönetim şeklini getirmek istediğini aktardığını anlattı. "Bir gün gelse, Genelkurmay Başkanı, Emniyet Genel Müdürü, MİT Müsteşarı Fethullahçı olduğunda o devleti ele geçirmek için silah kullanmaya gerek olur mu?" dediğini belirten Karaaslan, "Arkadaşım da bana, 'sen kafayı yemişsin' demişti. İşte geldiğimiz nokta bu. Herkesin yanıldığı nokta bu, 'Zamparadan Fethullahçı olur mu, Aleviden Fethullahçı olur mu' dedik. İşte örnek: Recep Güven. Şimdi de Fethullahçı kesimin bittiğini söyleyemem ama son kararnamelerle azalma oldu, ihraç edilenler ve açığa alınanlar için söylüyorum, vicdanen altına imzamı atarım" ifadesini kullandı.
'FETÖ DOĞU'DAKİ OPERASYONLARI ÇOK CİDDİ SEKTEYE UĞRADI'
Karaaslan, terörle mücadele konusunda FETÖ yapısının özellikle Doğu'daki operasyonları çok ciddi sekteye uğrattığını belirtti.
Neden darbe girişiminde bulunulduğu sorusuna ise Karaaslan, "Benim kanaatim; ülkeyi bir kaos ortamına sürükleyip, bir savaş çıkarmaktı. Bunun kime ne fayda sağlayacağını ise herkes biliyor, kime hizmet ettiklerini herkes biliyor. Bölgemizdeki uluslararası gelişmelerin devamı olarak görüyorum" diye konuştu.
'800 KİŞİYİ GÖZALTINA ALDIK'
Karaaslan, başka bir soru üzerine, Emniyet Müdürlüğü'nde darbecilere karşı kendilerini desteklemeleri için sivillere silah vermediklerini belirterek, "İhtiyaç duysaydım verirdim ama ihtiyaç duymadık. Fakat sokağa çıkan insanlara yardımcı olmaları konusunda arkadaşlara talimat verdim. Genelkurmay Başkanlığı'na, TRT'ye girmeleri konusunda talimat verdim" diye konuştu.
"Bu darbenin sivil ve siyasi ayağına yönelik bir tespitiniz var mı?" sorusuna Karaaslan, "Yok, bir tespitim olsa hemen işlem yaparım" cevabını verdi.