CHP Grup Başkanvekili ve Ankara Milletvekili Levent Gök, Sputnik'e yaptığı açıklamada, "Daha ortada içeriği ne olduğu bilinmeyen bir konu tartışılıyor. Bu konu hakkında hiçbir bilgimiz yok. Ben AKP'lilerin de bildiğini düşünmüyorum" dedi. Gök, bilmedikleri bir konu hakkında yorum yapamayacaklarını kaydetti.
‘ANAYASA'NIN BAZI MADDELERİ UYGULANMIYOR'
Milletvekili yemininde ekleme çıkarma yapılabilmesi için Anayasa'nın ilgili maddesinde değişiklik yapılması gerekiyor. Türkiye uzun bir süredir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a başkanlık yolunu da açacağı belirtilen anayasa değişikliğini tartışıyor.
Ancak Hukukta Sol Tavır Derneği Başkanı ve Anayasa Mahkemesi'nin eski raportörlerinden Ali Rıza Aydın, yeni anayasa sürecinden önce mevcut durumdaki sapma ve aykırılıklara bakılması gerektiğine dikkat çekiyor. Fiilen yürürlükte olan Anayasa'nın birçok maddesinin, ya uygulanmadığını ya da farklılaştırıldığını belirten Aydın'a göre bu durumun en tipik örneği ise laiklik ilkesi.
Laiklik ilkesinin bugün sadece Anayasa'nın sözleri arasında kaldığını ve eğitimden sağlığa, hukuk kurallarından yargıya kadar tüm alanlarda ilkenin uygulanmadığını belirten Aydın, yapılacak yeni anayasanın emarelerinin de böylelikle ortaya çıktığını ifade ediyor ve yaratılan fiili durumun yansımaları olacağının altını çiziyor:
"Son zamanlarda çokça dile getirilen fiili durum sözcüklerinin yani Anayasa'ya rağmen yapılanların, örneğin başkanlık sisteminin uygulanıyor olması, laiklik ilkesinin uygulanmıyor olması gibi fiili durumun Anayasa'ya yansıması olacaktı. Anayasa tarihi ve süreci, anayasaların yaratmayacağını, olanı yansıtacağını da belirtir. Dolayısıyla yeni anayasanın birçok başlığı zaten bugünkü fiili durumla ortaya çıkmakta. Buradan hareketle cumhuriyetin temel ilkeleriyle oynanacaktır. Laiklik tanımı sadece dinsel özgürlük ile sınırlı olmak üzere yeniden yapılacak. Bağlı olarak da Anayasa'nın birçok maddesinde geçen laik hukuk devleti ve laiklik ilkeleriyle ilgili maddeler de, örneğin eğitim maddesinde, siyasi partiler yasasında geçen maddeler de buna bağlı olarak değiştirilecektir. Bu değişiklikler yapılırken, milletvekili yemini gibi artık Türk halkı karşısında bağlayıcılığı olan yemin üzerinde benzer değişikliklerin yapılmaması zaten beklenemezdi. Basına yansıyan yemin önerisinin nerede, ne kadar, kim tarafından yazıldığını bilmediğimiz halde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz; yeminden laiklik sözcüğünün kalkması zaten geleceğe yönelik anti-laik bir devlet düzenine geçeceğimiz anlamına da gelmekte."
Ali Rıza aydın milletvekili yemininden laiklik kelimesinin çıkarılmasıyla, ‘mukaddesatım üzerine yemin ederim' ifadesinin eklenmesinin birbirine paralel olduğunu belirtiyor. Aydın, milletvekili yemininde yapılacağı ileri sürülen değişikliklerin gerçekleşmesi halinde, bunun hukuk devletinin reddi anlamına geleceğine dikkat çekiyor:
"Bu yemin aslında hukuk devletinin reddi anlamına gelir. Artık milletvekilleri mevcut durumda hukuk devleti ilkelerine hukukun genel ilkelerine, evrensel ilkelerine uygun ve Anayasa'ya bağlı olarak yemin ederlerken artık hukuk devleti ilkelerinden ayrılacaklarını, tamamıyla, mukaddesat dediğimiz dinsel öğelere bağlı olarak görev yapacaklarını dile getirmekteler. Hukuk devletini reddeden bir parlamento aynı zamanda hukuksal sorumluluğu olmayan milletvekillerine de geçiş sağlayacaktır. Biz bunu parlamenter rejimin devamı niteliğinde de önemsiyoruz. Ama başkanlık sistemi gelirse eğer, geldikten sonraki parlamento açısından baktığımızda bunun tipik örneğini Osmanlı'nın son dönemindeki padişah ve işlevsiz meclis, sonradan feshedilen Meşrutiyet dönemindeki meclis örneğine de benzetebiliriz. Mukaddesatın temsilcisi başkan olacaksa, milletvekilleri bir nevi bu mukaddesat ifadesiyle başkana da bağlılıklarını dile getirmiş olacaklardır. Buna biz klasik hukuk devleti yerine, İslam devletinin yerleşeceğini de eklememiz gerekir sonuç olarak."