Son kanun hükmünde kararname ile de 10 binin üzerinde memurun kamu ile ilişiği kesildi. Bunlardan bir bölümü de akademisyendi. Prof. Karakaş'ın ismi de ihraç edilen akademisyenler arasındaydı.
'ULUSANLAŞMALARI UYGULAMIYORSAN İMZANI ÇEKECEKSİN'
"Ben Moğalistan vatandaşı olsam, Çin vatandaşı olsam bunları söylerken zorlanabilirim, onların uluslararası taahhütleri yok, ama Türkiye bir Avrupa Konseyi üyesi, konsey üyesi bir ülkenin uymak zorunda olduğu kurallar var. Bugün Başbakan'ın (Binali Yıldırım) açıklaması çok vahim. ‘Halkın çizgisine bakarız' dedi. O zaman Avrupa Konseyi'nden çıkmalı. 'Bizim kırmızı çizgimiz milletin sözüdür' lafı hukuk devletinde olamayacak bir şeydir. Özgürlükleri milletin sözü değil evrensel hukuk kuralları belirler. Halk yarın 'Konya'yı başkent yapmak istiyorum' dese ne olacak, 'Herkes sakal bıraksın' ne olacak? Bu ne demektir böyle, saçma sapan bir durum."
'HEM İDAM EDERİM HEM AVRUPA KONSEYİ ÜYESİ OLURUM' DERSEN OLMAZ'
"İdam yasağı Avrupa Konseyi üyesi olmanın bir şartı. Avrupa Konseyi üyesi olacaksanız o protokollere uymak zorundasınız. Eğer idam cezasını getirirseniz, tecavüz ve tacizi de eklerseniz bunu Konsey üyesi olarak yapamazsınız, Konsey'den çıkarsınız sonra da yaparsınız. O zaman da Türkiye'nin elli yıllık tercihlerini değiştirirsiniz. Ama bu — ben karşı çıkarım ayrı — daha dürüst olur. O zaman rahat rahat gazeteleri, televizyonlar kapatın, yazarları tutuklayın. Bir devletin altında imzası olan uluslararası sözleşmelere uyması o devletin şerefidir. Uymayacaksan o imzaları çekersin."
Karakaş Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin iki protokolünün altında imzası olduğunu vurguladı: "O iki protokolden birisi isyan, casusluk gibi suçlar diğeri de cinayet ve tecavüz."
Karakaş'a göre isyan ve casusluk gibi suçlara idam cezasını yasaklayan protokolden Türkiye imzasını çekmeye hazırlanıyor. Karakaş, bu protokole imza koymayan konsey üyesi Rusya, Gürcistan ve Azerbaycan'ı örnek göstererek, bu eylemin Konsey üyeliğine son vermeyeceğini de söyledi.