FETÖ'ye yönelik soruşturma kapsamında, aralarında iş adamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak, Hamdi Kınaş ve Halit Gazezoğlu, eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ile örgütün ‘il imamı' Sıtkı Baş'ın da bulunduğu 68 sanık hakkında, ‘Anayasayı ihlal, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini düşürmeye teşebbüs, silahlı terör örgütü yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik, hizmet sebebiyle emniyete suiistimal, ÖSYM Kanunu ile Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet' suçlamasıyla dava açılmıştı.
Sanıklar hakkında 2014 ve 2015'te açılan çeşitli soruşturmalara ait dosyalar da bu dava çatısı altında birleştirildi. Bu kapsamda hazırlanan iddianamede, Boydak Holding eski yöneticilerinin örgütle olan ilişkilerine yönelik soruşturmanın detayları da paylaşıldı.
Bilgi sahibi sıfatıyla ifadesine başvurulan şirket ortaklarından A.B., Boydak Holding AŞ'nin yüzde 1.77 hissedarı olduğunu, Boydak ailesi ile bu ticari ilişkisi dışında başka bir ortaklığının veya akrabalığının bulunmadığını anlattı.
2007 yılından itibaren de ortaklık dışında şirketle birebir bağının kalmadığını vurgulayan A.B., şu bilgileri verdi:
"Yaklaşık 4 yıldır kar paylarımızdan ciddi oranda zekat adı altında kesinti yapılıyor. Bazen de şirkette sermaye artırımı yoluna giderek verdikleri kar payını geri alıyorlar. Türkiye Finans bankasındaki hesaplar incelenirse bu durum ortaya çıkacaktır. Tekrar çekilen paralara ilişkin olarak düzenlenen dekontlardaki imzalar da bana ait değil. Yıl sonunda bize 'kar payı olarak almanız gereken miktar üzerinden şu kadar lira zekat hesabınıza yazıldı' şeklinde bilgisayar çıktısı geliyor. Bu durumu birkaç defa Mustafa Boydak'a söyledim ama Hacı ve Şükrü Boydak ile konuşmamı söyledi. Hacı Boydak bizi muhatap kabul etmediği için hiç görüşmedim. Melikşah Üniversitesi'ne de kar payımız üzerinden para kesiliyordu. Fakat ne kadar kesildiğini bilmiyorum. Zekat adı altında kar payımızdan kesilen paranın nereye gittiği konusunda da bilgim yok."
‘SEN CENNETTEN KÖŞKÜNÜ KAZANACAKSIN'
‘Malazgirt' kod isimli gizli tanık ise 2014 yılının mayıs ayında Memduh Boydak'ın Melikşah Üniversitesi'nde çalışan tüm akademisyenleri Hacılar'daki dağ evine pikniğe çağırdığını, bu pikniğe tüm akademisyenlerin eşleri ile katıldıklarını anlattı.
Memduh Boydak'ın burada tüm masaları dolaşarak, "Bu dava bizim, öksüz değil, zafer bizim olacak. Beni hapse atarlarsa atsınlar. Girer hapis de yatarım" dediğini duyduğunu ileri süren gizli tanık, "Memduh Boydak'a 'Sen cennetten köşkünü kazanacaksın' vaadiyle Melikşah Üniversitesi'nin yaptırıldığını duydum" dedi.
Gizli tanık, Melikşah Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. B.Ü'nün de bu süreçte, "Bu işi darbe paklar, Erdoğan'ı iki asker gelir alır" şeklinde arkadaş ortamında konuştuğunu duyduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
"7 Temmuz 2016 günü Ankara'dan 2 rütbeli askerin geldiğini, bu askerlerin B.Ü. ile buluştuklarını, hatta bu kişileri evinde misafir ettiğini duydum. Bir hafta sonra da darbeye teşebbüs oldu. B.Ü., 15 Temmuz'daki darbe girişiminden sonra bu askerlerin tutuklandıklarını beyan etmiş. Gelen iki askerin FETÖ ile bağlantılı olduklarını ve 'Muhabbet fedaileri' olduklarını B.Ü arkadaş ortamında aktarmış. Ayrıca darbe olacağını bildiğini de düşünüyorum. Darbenin başarısız olması karşısında çok üzüldüğünü arkadaşlarından duydum. 2014 yılında gelen bir emniyet görevlisinin de 'Darbe olunca nereye kim gelecek liste hazır, devlet nasıl yönetilecek. Hatta Meral Akşener başbakan olacak' şeklinde beyanlarda bulunduğunu duydum. Bu şahıs Melikşah Üniversitesi'nin misafir öğretim üyesidir. Özellikle çarşamba günleri geliyormuş."