Sağlam, Başkanlık sisteminin ekonomiye etkileri ile ilgili şunları ifade etti:
"Piyasalar bunu tam tersi algıladı. Başkanlık sisteminin gündeme gelmiş olması artı bir gerilim kaynağı olarak görüldü. Zaten Suriye ve Irak ile ilgili sıcak savaşın içine girip girmeme konusunda çeşitli tartışmalar var. Bu konuda Batı'yla çelişkilerimiz mevcut. Zaten ekonomide bir duraklama varken bu tartışmaların üzerine bir de başkanlık seçimi gelince insanlarda yeni bir gerilim kaynağı olarak görüldü. Ekonomiden yeniden uzaklaşıp siyasetle çok fazla uğraşılması ekonomiye kötü yansıdı."
'TÜRKİYE'NİN BÜYÜME KAPASİTESİ DÜŞTÜ'
Ekonominin uzun süredir alarm verdiğini söyleyen Sağlam, bunun en önemli nedenlerinden biri olarak Türkiye'nin büyüme kapasitesinin düşmüş olmasını gösterdi.
"Büyüme oranları neden düşüyor? Çünkü Türkiye üretim yapısını hala kendine çevirebilen bir yapıya gelemedi. Dışarıdan gelen parayla bu motoru çevirebiliyor. Dışarıdan para girişi de hem küresel nedenlerle hem Türkiye'nin iç siyasi ve ekonomik nedenleri ile azalmaya başladığından büyümede bir küçülme görüyoruz. Yani bu sene daha önce yüzde 5 büyürüz demiştik ama yüzde 3 civarında bir büyüme olacak. Bu da doğrudan halka, tüketim gücüne yansıyor. Bu durum ise doğal olarak sokaktaki alışverişe yansıyor. Bundan ötürü de bazı sektörlerde daha az bazılarında daha fazla oluyor ama bir kötüye gidiş, şirket tasfiyeleri başladı diyebilirim. Bu ilelebet böyle gidecek diye bir şey yok, çevrilebilir ama bunun içinde iyi bir yönetim gerekiyor. Asıl sıkıntı ise onu göremiyor olmamız" dedi.
'GÜVEN ENDESKLERİ DE DÜŞÜ GÖSTERİYOR'
Sağlam, düşüş gösteren güven endeksi ile ilgili şunları aktardı:
"Güven endeksi, tüketici eğilimini ve tüketicideki güveni ölçmeye yarıyor. Merkez Bankası, İstatistik Kurumu bunları yapıyorlar. Bunu ölçmenin nedeni ileriye yönelik olarak politikacıların politikalarını ona göre gözden geçirmeleri ve eğilimleri görmelerini sağlıyor. Bu da o endekslerden biri. Ekonomiye olan, sektörlere olan ve yatırım araçlarına olan önümüzdeki dönem eğilim ne olur onu soruyorlar ve ona göre belirleniyor. Bu zaman zaman değişebiliyor, ani hareketler gösterebiliyor. Örneğin, 15 Temmuz'dan hemen sonra yaparsanız başka bir şey çıkıyor, ağustosta yaparsanız arada büyük farklar da çıkabiliyor. Yani dönemsel olarak, tüketici olayların çabuk etkisinde kaldığı için ani değişikliklerde gösterebiliyor ama genel bir eğilimde de gidebiliyor.