Doç. Dr. Bican Şahin, hukuk devleti endeksi ile ilgili şunları söyledi: "Hukuk devleti endeksini ABD'de yerleşik olan ‘The World Justice Project' yani Dünya Adalet Projesi başlıklı bir düşünce kuruluşu hazırlamakta. 113 ülkeyi kapsayan yaklaşık 100 bin hane halkıyla görüşülerek aynı zamanda 3 bine yakın uzman görüşü alınarak hazırlanan bir endekstir ve bunun belli başlı maddeleri bulunmaktadır. Ana maddeleri arasında iktidarın sınırlandırılması, yolsuzluğun olup olmaması, denetimin şeffaf-açık olup olmaması, temel haklar, kamu düzeni ve güvenliği, düzenleyici uygulamaların olup olmaması, hukuk ve ceza yargılaması. Bunlar ana başlıkları ve bunlarında kendi içerisinde alt başlıkları bulunmakta."
‘TÜRKİYE'NİN GENEL SIRALAMADAKİ YERİ 113 ÜLKE İÇİNDEN 99'
Hukuk devleti endeksi sıralamasında 2015 yılı itibari ile 102 ülkenin değerlendirmeye alındığını, Türkiye'nin 80. sırada olduğunu söyleyen Şahin, bu yıl araştırmanın biraz daha genişletildiğini, 113 ülkeye dair veri toplandığını ve Türkiye'nin genel sıralamada 99. olduğunu belirtti. Şahin, Türkiye'nin geçen yıla göre biraz daha geriye kaydığını ve bu raporların hazırlanmasının bir süre aldığını, yaklaşık 6 ay öncesinden bu hazırlıkların başladığının da unutulmaması gerektiğini ifade etti.
‘HUKUK DEVLETİ HİÇBİR ZAMAN ASKIYA ALINAMAZ'
Türkiye'de hukuk devletinin hiçbir dönemde istenilen özgürlükçü demokrasilerde, liberal demokrasilerde olan standartlara ulaşamadığını vurgulayan Şahin: "Hükümet devlet yapısı içinde bulduğu konumları kötüye kullanmaya açık bazı çevrelerin olduğuna dair ciddi emarelerde ortaya çıktı. Ancak bununla mücadele edilmesi de yine hukukun sınırları içerisinde olmak durumundadır. Son dönemde yaşanan darbe girişiminin sonucunda anayasamız OHAL yetkisini hükümete vermekte fakat yine anayasamızın 15. maddesi bu OHAL'in temel haklara zarar verilmeden yürütülmesini zorunlu kılıyor yani hukukun üstünlüğü, hukuk devleti ülkesi hiçbir zaman askıya alınamaz, hukukun içerisinde kalınarak bu olağanüstü tehditlerle mücadele edilmesi gerekiyor. Yoksa demokrasimiz özgürlükçü bir demokrasi olmaz ama çoğunlukçu demokrasi olur. Bu da arzu edilen bir durum değil, hesap verilebilirlikten uzak bir durum olur."