Sputnik Ankara Temsilci Yurdagül Şimşek, daha önce bu konularda çok konuşmayan, ilginç isimlerin komisyona çağrıldığını belirterek, "Geçen haftalarda Hilmi Özkök, Mehmet Ağar, gazeteci Fehmi Koru gelmişti. Komisyon bu haftada yine eski Genelkurmay Başkanlarını dinlemeyi sürdürecek. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un geçen hafta içinde komisyona gelmesini bekliyorduk ama programda uyum sağlanamadı yarın (salı) bekleniyor. Ayrıca Yaşar Büyükanıt, gazeteci Nedim Şener, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Kılıçlar yarın dinlenecek" dedi.
‘ERDOĞAN'IN ENİŞTESİ ZİYA İLGEN DE BU HAFTA DİNLENECEK'
Bu hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eniştesi Ziya İlgen'in de dinleneceğini belirten Şimşek, şöyle konuştu:
"Ziya İlgen önemli çünkü Cumhurbaşkanı'nın eniştesi olarak biliniyor ve darbe gecesi Cumhurbaşkanı bu darbeyi eniştesinden öğrendiğini söylemişti. Ziya İlgen de komisyona bu gerekçeyle davet edildi. Eski MİT Müsteşarı ve eski Diyanet İşleri Bakanı da bu hafta dinlenecek isimler arasında. Bu isimlere davet çok önceden yapıldı ama son dakika değişiklikleri olabiliyor çünkü araştırma komisyonuna aslında davet edilen bütün isimlerin gelme zorunluluğu yok çünkü bu soruşturma komisyonu değil. Bu komisyonun hukuki bir yaptırımı yok. Daha çok Meclis'te kurulan araştırma komisyonları adı üstünde bir konuyu araştırma, bu konuda rapor hazırlama, bu raporu genel kurulda görüştükten sonra ilgili kurumlara göndermekle yükümlü. Bugüne kadar yapılan bütün araştırma komisyonlarının raporları aslında tavsiye niteliğinde. İsterse hükümet bunları dikkate alabiliyor, bir zorunluluğu yok. Susurluk araştırma komisyonu vardı çok önceden kurulmuş mesela onun rapor taslağı hâlâ bugün tartışılır, araştırmacılar gider oradan alır.
Meclis'in yetkileri geniş, oraya giden insanlara bilgi veriliyor ama iki önemli şey var. Anayasa der ki, araştırma komisyonlarında bilgi vermek zorunlu değil davet edersiniz gelen gelir der ama bizde soruşturma komisyonu var o asıl bağlayıcı. Soruşturma komisyonu bir savcılık gibi çalışır, raporu hazırlar, bu rapor aslında bir çeşit yüce divana sevk için iddianame gibi oluyor. Orada zorunlu halde. Dolayısıyla bu araştırma komisyonlarında zorunlu olmasa da davet edilen birçok kişi kendini gelmek zorunda hissediyor çünkü milletin Meclis'i, Meclis'ten bir davet almışlar ve buraya gelip Meclis'e bilgi vermek durumunda hissediyorlar. Gelmeyen isimler bugüne kadar çok nadirdi, örneğin Susurluk Komisyonu'nda. Buraya geliyorlar, büyük bir toplantı salonu var, üyeler oturuyor, ilgi duyan bütün milletvekilleri var, bürokratlar, gazeteciler gelip izleyebiliyor. Bazı isimlere de büyük ilgi oluyor, Mehmet Ağar da onlardan biriydi geçen hafta. Efkan Ala da geldi bilgi verdi ama üyeler Mehmet Ağar'a darbe girişiminden ziyade 90'lı yıllardaki faili meçhul cinayetlerle ilgili soru sordular, geçmiş dönemdeki derin devlet ile ilgili soru sordular. Bir çeşit yüzleşmeye döndü. Mehmet Ağar klasik cevaplar verdi ama bazı notlarla geldi ve isimler verdi o fail-i meçhul olaylarla ilgili. Ama sonuç olarak çok bir şey aydınlandı mı aydınlanmadı gene aynı noktadaydı."