Ayrault, Türkiye ve Fransa'daki olağanüstü hal uygulamalarının aynı hukuki temele dayanmadığını, Fransa'da hükümetin kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi bulunmadığını ifade ederek "Fransa'da olağanüstü halde yasama yetkisi yürütmeye geçmemektedir ve yargının bağımsızlığı halen mevcuttur. Fransa'da geçerli olan olağanüstü halde sadece polis yetkileri arttırılmıştır. Bu bağlamda Türkiye'deki olağanüstü hal sürecinde temel hak ve özgürlüklerin her zaman korunması gerektiğini vurgulamamız gerekiyor" dedi.
‘FRANSA VE TÜRKİYE'DEKİ OLAĞANÜSTÜ HALLER AYNI DEĞİL'
"Tabii ki Türkiye terörle mücadele çerçevesinde kendini savunma hakkına sahiptir. Bu onun doğal hakkıdır. Ancak şuna dikkat çekmem gerekir ki Türkiye ve Fransa'daki olağanüstü hal aslında aynı hukuki temele dayalı 2 olağanüstü hal değildir. Fransa'da olağanüstü halde yasama yetkisi yürütmeye geçmemektedir ve yargının bağımsızlığı halen mevcuttur. Fransa'da geçerli olan olağanüstü halde sadece polis yetkileri arttırılmıştır. Bu bağlamda Türkiye'deki olağanüstü hal sürecinde temel hak ve özgürlüklerin her zaman korunması gerektiğini vurgulamamız gerekiyor. Burada söz konusu yargılamaların her zaman adil koşullarda gerçekleşmesi gerekiyor ve faillerin avukatlarına erişebilmesi ve bu avukatların mesleklerini özgürce yapabilmeleri gerekiyor."
Ayrault, olağanüstü halde de çıkartılan kanun hükmünde kararnamelere karşı yargı yollarının açık olması gerektiğini vurguladı.
Ayrault'a yanıt veren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise Türkiye'deki olağanüstü hal ile Fransa'daki olağanüstü hal arasında bir fark görmediklerini ifade ederek şöyle konuştu:
"(İki ülkedeki OHAL'in) kapsamı da hedefi de aynıdır, terör örgütlerini hedef almaktadır. Aynı şekilde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne getirdiğimiz kısıtlamalar da aynı kapsamdadır. Fransa'yı hedef alan teröristler hangi muameleyi görüyorsa hukuk çerçevesinde Türkiye'de darbe girişiminde bulunan FETÖ'ye bağlı teröristler de darbeyi yapanlar da hukuka, yargıya teslim edilecektir. Türkiye'deki ve Fransa'daki olağanüstü haller insanların özgürlüklerini, günlük hayatlarını da kısıtlamamıştır, etkilememiştir. Hep söylüyoruz, atılan adımlar anayasa ve hukuk çerçevesinde olmalıdır. Çünkü bizler devletiz, devletler, kamu kurumları teröristler gibi davranamaz. Bu sürecin şeffaf olması da önemli; iki ülke de Avrupa Konseyi üyesi. Avrupa Konseyi'ni de düzenli bir şekilde bilgilendiriyoruz."