"Söz konusu tartışmanın ismi yanlış telaffuz ediliyor, bu başkanlık sistemi tartışması değil tek adam sistemi tartışmasıdır" diyen Oran, bir yandan düşüncesinin gerekçelerini sıralarken bir yandan da hem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hem de MHP lideri Devlet Bahçeli'yi eleştirdi.
"Türkiye, bu tartışmalar için fazla gelişmiş bir ülkedir" ifadelerini kullanan Oran, Erdoğan'ı kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal etmekle, Devlet Bahçeli'yi ise Meral Akşener kaygısıyla Erdoğan'ı desteklemekle tenkit etti:
'ERDOĞAN'IN BAŞKANLIK İÇİN GELİŞTİRDİĞİ İKİ TEMEL STRATEJİ VAR'
"Sayın Erdoğan'ın iki tane temel prensibi var; ikincisi korkutma. FETÖ olayı ve PKK vasıtasıyla korkutuyor. Genel başkanlık koltuğunu Meral Akşener'e kaptırırım korkusuyla hareket eden Bahçeli de var. İkincisi ise milli hisleri tahrik etmek: İstiklal Marşı artı Kur'an."
'ŞU ANKİ DURUMDAN DAHA KÖTÜSÜ OLUR'
"Eğer başkanlık sistemi gelirse şuanki durum neyse onun daha kötüsü olacaktır. Çünkü şuanda anayasaya kesinlikle aykırı olarak çıkarılan kanun hükmündeki kararnamelerle yönetiliyoruz. Bu KHK'lerdeki olağan üstü hükümleri Sayın Erdoğan ve partisi AKP, Türk Ceza Kanunu'na ve ceza mahkemeleri kanununa naklederek olağan hale getirmeye çalışıyorlar. Buna hukuk terminolojisinde hukuksuzluğun kanunlaştırılması denir. Referandum diye plebisit yapılacak"
'HALK OYLAMALARI İKİYE AYRILIR…'
'MİSAK-I MİLLİ TEK TARAFLI DEKLARASYONDUR'
"Misak-ı Milli, Mondros silah bırakışması yapıldığı tarihte Osmanlı ordularının hakim olduğu yerlerin Türkiye'ye kalmasını isteyen bir metindir. Osmanlı meclisi tarafından kabul edilmiştir. Şİmdi efendim, madem Misak-ı Milli'yi uygulayacağız, Batum'u da alalım. Batum da Misak-ı Milli'ye dahildi. Musul'un ise sadece bir kısmı Osmanlı ordularının elindeydi, büyük bir kısmı ise zamanın güçlü devleti İngiltere'nin elindeydi. İngilizler Mondros'tan sonra Osmanlı ordularının elindeki kısmı da ele geçirdiler çünkü orada petrol vardı. Misak-ı Milli derken sanki insanlara uluslararası bir antlaşma gibi herkes buna uymalıdır diye söyleniyor, oysa Misak-ı Milli, Osmanlı meclisinin kabul ettiği bir metindir. Bu sadece bizimle ilgili bir şey, tek taraflı bir deklarasyon bu. Onun için korkutmak bir, milli hisleri tahrik etmek iki, şuanda Sayın Erdoğan'ın tek adam olmak için kullandığı yöntemlerdir."